07 Ocak 2015 17:28

2015'e de öfkeyle girdik

Yaşamımızı sürdürdüğümüz her alanda hayata daha çok müdahale ederek cevap veriyoruz benliğimize yönelen tüm saldırılara. Hasret’i kocasına vermemek için bir araya gelen mahalleliden, IŞİD canilerine karşı savaşan YPJ’li kadınlardan güç alıyoruz.

Paylaş

Çağla YOLAŞAN
Amed

2014 sayısız iş cinayetiyle, kadın katliamıyla, IŞİD canilerinin Kobanê’ye saldırmasıyla ve karşılığında yükselen bir halk direnişiyle; kadınların, emekçilerin harekete geçişiyle, beraberce vahşi sömürü düzenine karşı gücünü örgütlü güce dönüştürme hamleleriyle geçip gitti. Biz de bu birikimin üzerine gençler ve kadınlar olarak 2015 üzerine mücadeleyi büyütme, hamlelerimizi ilerletme sözü verdik kendimize. 2015’in taptaze ruhunun bizler için en büyük anlamı da buydu zaten.

Fakat vahşi sömürü düzeninin Türkiye temsilcisi AKP iktidarı ve zihniyeti de 2015’in yenilenmiş ruhuna karşı ilk hamlesini tez elden yaptı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun malum açıklamaları bizler için 2015’in ilk gündem maddesini oluşturdu. Öncelikle ne söylediğini Bakanın cümlelerinden tekrar hatırlayalım: “Annelik asla vazgeçilmeyecek, insanlığın varoluşundan sonuna kadar varolacak bir kariyerdir. Annelik tartışılmasız bir kariyerdir. Erkeklerin sahip olamayacağı bir kariyerdir. Asla tartışılmaz. Annelik bir kariyerdir ve kutsal bir kariyerdir.”

SERMAYE İÇİN DOĞUR!

Sağlık Bakanı aslında AKP iktidarının, kapitalizmin kadına biçtiği rolü bir kaç cümleyle beyan etti. Ben de bu ifadeler üzerine birkaç niyet okuması yapmak istiyorum sizlere.

Üretim araçlarını elinde bulunduran egemen sınıfın dilinden dökülen bu sözcükler ne anlama geliyor, biz kadınlardan ne istiyorlar? Cevabı açık; nüfus artış hızı günden güne düşüyor ve madenlerde, onlarca katlı inşaatların tepelerinde, tekstil atölyelerinde alın terini sömürecekleri, kanına ekmek doğrayacakları, sömürü çarkını çevirmeyi devam ettirecekleri iş gücünün eksilmesi azalması onları korkutuyor. Kar oranının düşeceğini düşünmek canlarını sıkıyor ve kravatlarını gevşetmelerine sebep oluyor. “Teknoloji çağındayız, üretimi insan gücünden robot sistemlere devredebilirler, neden bu yüzden kaygılansınlar ki?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim... Ama ne yazık ki o işler öyle olmuyor...

Düşünsenize, 12 saat çalıştırıp karşılığında yalnızca asgari ücret ödedikleri işçiler onlara bunca kar sağlarken, kasalardaki parayı eritme pahasına neden teknoloji ile haşır neşir olsunlar ki(!)

ÜÇ DE YETMEZ BEŞ TANE

Patronların temsilcisi AKP iktidarının kadınlara biçtiği rol bu... Evinizde oturun, en az 3- 4- 5 çocuk doğurun, sakın ha evinizden çıkıp iş sahalarına girmeyin. Cezası kadın emeğinin çok daha acımasızca sömürülmesi olur yoksa.

Geçtiğimiz günlerde bir işçinin taşeron sistemi anlatırken kullandığı ifadeler dikkatimi çekmişti. Şöyle söylüyordu “Milenyum çağı alnı secdeli zalimlerini sömürü düzenidir.” Alnı secdelilerin zulmü en çok biz kadınları vuruyor her zaman.

Annelikten başka bir kariyer tercih eden kadınlara biçilen pay orta yerde duruyor. Mobbing, taciz, tecavüz, şiddet, cinayet...
Hatırlayalım, kendisi de bir kadın olan Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı da kadın cinayetlerinin bu kadar gündem olmasından duyduğu rahatsızlığı dillendirdi geçtiğimiz günlerde. Topyekün bir gericilik ile karşı karşıyayız aslında.

Tazelenmiş bir mücadele ruhuyla girdiğimiz 2015’in ilk günlerinde iktidarın biz kadınlara bu yıl da ne dayatacağını gördük değil mi? Kadınların en büyük kariyeri annelik olmalıdır, haa olurda ‘öfkeli bir kocanın’ ‘cinnet geçiren eski sevgilinin’ cinayetine kurban giderseniz de çok gürültü yapmayın, sakın ha sokaklara dökülmeyin, oturun, çocuk doğurun, susun.
Ancak genç kadınlar olarak bizler tabii ki bu dayatmaların hiçbirini kabul etmiyoruz, sarf edilen cümlelerin hiçbirini sineye çekmiyoruz. Kadınlar olarak, bedenimizi, emeğimizi, fikirlerimizi var gücümüzle bu ataerkil düzenin önüne koyuyoruz. Yaşamımızı sürdürdüğümüz her alanda hayata daha çok müdahale ederek cevap veriyoruz benliğimize yönelen tüm saldırılara. Hasret’i kocasına vermemek için bir araya gelen mahalleliden, IŞİD canilerine karşı savaşan YPJ’li kadınlardan güç alıyoruz. Örgütlülüğümüzün en büyük güç olduğunu bilerek hareket ediyoruz. Her gün yeni kadınlarla mücadeleyi büyütüyoruz.

Ataerkil düzenin saldırılarına ve dayatmalarına karşı hep dilimizde olanı tekrarlamış olalım böylece; ’Jin, Jiyan, Azadi!’ Hiç şüphemiz yok ki özgür yaşam biz kadınların ellerinde yeşerecek. Yeter ki biz yan yana olalım...

ÖNCEKİ HABER

Harçlar bizi de katlar mı?

SONRAKİ HABER

Padişahım az yaşa

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...