05 Ocak 2015 01:10

Aksünger: Erdoğan bu işe müdahale etti

CHP’li Erdal Aksünger, “Anladığım kadarıyla Recep Tayyip Erdoğan bu işe müdahale etti, Yüce Divan’a gitmelerini istemiyor” dedi. Aksünger, “Bence toplumsal algı itibariyle Yüce Divan’a göndermek istemiyorlar. Küçük bir ceza bile çıksa toplumda farklı bir algı yaratacağı düşüncesi var” diye konuştu.

Paylaş

Sultan ÖZER
Ankara

AKP’li eski dört Bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin Meclis Soruşturma Komisyonu bugün oylama yapacak. Bir önceki toplantıda yapılması gereken oylamanın ertelenmesi, “komisyona müdahale” olarak değerlendirilmişti. Oylama öncesi yandaş medyada “darbe hazırlığı” olarak soruşturmanın maniple edildiğini söyleyen komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Kardeşimiz olsa kolunu kopartırız’ sözünü ‘yediğini’ söyledi. Aksünger, AKP’li komisyon üyeleri arasında, ‘Bakanlardan ikisi veya üçü gitsin’ diye tartışmalar da yapılırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale ettiği görüşünde. Başbakan Davutoğlu’nun sözünün gereğini yerine getirmemesini de buna bağlayan Aksünger, “Bu siyasi bir karar” dedi.
Oylamada Yüce Divan kararı çıkmaması için ise AKP’li komisyon üyeleri  üzerinde baskı kulislere yansıyan bilgiler arasında.

‘HAVUZ MEDYASI MANİPLE EDİYOR’

Komisyonun en aktif üyelerinden, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, “havuz medyası bunun bir darbe hazırlığı olduğu yönündeki haberleri ile kamuoyunu maniple etmeye çalışıyor” dedi. Tartışmaları, “bunlar suçlu mu suçsuz mu diye bir tartışma yürütülmüyor maalesef” diye eleştiren Aksünger, “Yüce Divan’a göndersek mi, göndermesek mi olur o tartışılıyor. Siyasi bir dava olduğu buradan da çok net, açık görülüyor” diye konuşu.

Daha önce komisyonun AKP’li üyeleri arasında “bakanlardan ikisi mi gitsin, üçü mü gitsin” diye bir havanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesi ile değiştiğini savunan Aksünger, “Anladığım kadarıyla Recep Tayyip Erdoğan bu işe müdahale etti, Yüce Divan’a gitmelerini istemiyor” dedi. AKP’nin kendi siyasi ikbali nedeniyle eski bakanları Yüce Divan’a götürmemenin her türlü yolunu yapacağını kaydeden Aksünger, “Daha önce fotoğraf bu değildi, belki içlerinde ‘gitsinler’ diyenler de vardı ama şimdi durum bu değil” değerlendirmesini yaptı.

‘ERDOĞAN’A UZANACAK DOSYALAR ZATEN KIRPILDI’

Erdoğan’ın, ‘işin ucu kendilerine uzanmasın’ diye bunu yapmadığını, çünkü 17 Aralık ile 25 Aralık operasyonlarının farklı olduğunu, zaten kendilerine uzanacak dosyaların kırpıldığını aktaran Aksünger, toplumsal algı itibariyle Yüce Divan’a gitmesinin istenmediğini söyledi.

Aksünger şunları ifade etti: “Bence toplumsal algı itibariyle Yüce Divan’a göndermek istemiyorlar. Küçük bir ceza bile çıksa toplumda farklı bir algı yaratacağı düşüncesi var. Özellikle üç bakanın komisyona gönderdiği dilekçeler de kafa karıştırmak amaçlı. Tüm algıyı bir iki tane ev üzerine indirgemek üzere kurgulanmış. Toplum konuyu buradan tartışsın istiyorlar. Bu iki ev üç ev legal midir değil midir. O kadar basite indirgemeye çalışıyorlar ki. Eğer onun da karşılığını ispat ederlerse, ‘bakın kardeşim iki evi var ama o da babadan, dededen kalmış’ söylemine getirtmeye çalışıyorlar.”

‘TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK İDDİA’

Kamuoyunda yaratılmaya çalışılan algıda, ‘Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları’ olmadığını, farklı yönden toplumun maniple edildiğini kaydeden Aksünger, “Belki de cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiaları var ve bunu iki daireye indirgemeye çalışıyorlar. Bir de algı yaratıp, toplumda ‘bunlar masummuş yine komplo yapılmış’ algısı yaratmaya çalışıyorlar” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç üzerinden yürütülen tartışmaları da hatırlatan Aksünger, “Oysa Yüce Divan kararı çıksa bile yargılama Haşim Kılıç’a da nasip olmaz. İlk duruşma Haşim Kılıç’ın gitmesinden sonraya kalabilir. O da bir bahane” dedi.

‘DAVUTOĞLU BİR DENEME YAPTI’

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Kardeşimiz olsa kolunu kopartınız” sözünü de değerlendiren Aksünger şunları söyledi: “Bence bu bir irade beyanı idi. Tahmin ediyorum ki Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi olmadan söyledi. Sonra RTE’ye başka bir şey anlattılar, sonra da Davutoğlu’nun üzerine çöktüler. Konu yukarıdan yönetildiği için Davutoğlu da bütün söylediklerini yemiş oldu. ‘Kardeşimiz olsa kolunu kopartırız’ demenin yeri burası değil ki. Onun için mahkemeye gitmiş olması gerekir. Komisyon ispat yeri değil ki, savcılık makamı gibi bir yer. ‘Suçlu mudur, suçsuz mudur’ meselesi burada değil, Yüce Divan’da belli olur.” Başbakan Davutoğlu’nun bir deneme yaptığını, “kendi kendime bir şeyler söyleyebilir miyim” dediğini ama “hayır söyleyemezsin” yanıtı aldığını belirten Aksünger, o nedenle de söylediklerini yuttuğunu ifade etti.

‘GİZLİ OYLAMADAİRADE BEYANI OLUR MU’

Komisyonda Yüce Divan konusunda red çıksa bile muhalefetin Meclis Genel Kurulu’nda Yüce Divan’a neden gitmesi gerektiği yönünde açıklayıcı önergeler verileceğini belirten Aksünger, gizli oylamada farklı irade beyanları çıkabileceğini, ancak AKP’nin bunun da önlemlerini alacağını söyledi. Aksünger, “Eğer oylama gizli olursa belki farklı vicdani, iradi beyanlar olur diye düşünüyorum. Ama buna izin vereceklerini de çok düşünmüyorum. Şu anda da komisyon, milletvekilleri etki altında. Son toplantımızda o etki nedeniyle oylama olmadı, ertelendi” hatırlatması yaptı.

10 GÜN İÇİNDE GÖRÜŞÜLMESİ GEREKİYOR

Meclis Soruşturma Komisyonu’nun yapacağı oylamanın ardından 10 Ocak’a kadar raporu Meclis Başkanlığı’na vermesi gerekiyor. Meclis Başkanlığının da en geç 10 Ocak’ta kendilerine iletilen raporu, Meclisin açık olduğu durumda 10 gün içinde bastırıp milletvekillerine dağıtmak ve Meclis Genel Kurulu’na indirmesi gerekiyor.

Takvimin olağan şekilde işlemesiyle 29 Ocak itibariyle dört bakan ile ilgili komisyon raporunun Mecliste görüşüp, oylamasının bitmesi gerekiyor. Ancak geçmişte Şemdinli Komisyonu’nda olduğu gibi raporun üzeri örtülmeye çalışılabileceği de söyleniyor. Şemdinli’de bombalama ve yolsuzluk iddiaları üzerine kurulan komisyonun raporu bastırılıp milletvekillerine dağıtılmamıştı.
Erdal Aksünger, “Geçmiş dönemde bu tehlikelerle karşı karşıya kalmış, Meclise ipotek konulduğu dönemler olmuştu. Biliyoruz. Rapor bastırılmaz mı, komisyon raporu göndermezse bastırmazlar. Bunların hepsi hukuksuzluk. Bugün Türkiye kanunla, hukukla demokrasiyle yönetilmiyor ki” dedi.

OYLANACAK SUÇLAMALAR

Soruşturma önergesine göre eski bakanlar Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar hakkında 2, Egemen Bağış hakkında 3, Muammer Güler hakkında ise 4 ayrı suçlama bulunuyor.

Zafer Çağlayan: Reza Zarrab’dan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen maddi menfaatler karşılığında:

“1- Zarrab’ın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağlamak.

2- Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai’ye çıkışını sağlamak.”

Muammer Güler: İmtiyaz sağlamak: “

1- Zarrab’ın araçlarına trafikte emniyet şeridi kullanma imtiyazı vermek ve koruma polisi görevlendirmek.

2- Zarrab’la birlikte gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağlamak.

3- Zarrab’la ilgili adli ve istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması için talimat vermek.
4- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.

Egemen Bağış: Reza Zarrab’a aracılık:

“1- İran asıllı İş Adamı Reza Zarrab’ın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için  aracılık etmek.

2- Zarrab’la ilgili soruşturma olup olmadığı yönünde kurum ve kuruluşlardan araştırma yapılmasını sağlamak.

3- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.

Erdoğan Bayraktar: Tavassut göz yumma:
“1- Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı menfaatler karşılığında; kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylatmaları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yummaları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağlamaları ve bu eylemlerin bir kısmını Erdoğan Bayraktar’ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirmeleri.

Bakanlıktan iş alan şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için tavassut (aracılık) etmesi.

ÖNCEKİ HABER

‘Yolsuzluğun temeli 2002’de atıldı’

SONRAKİ HABER

Antep ve Urfa'da 'yasa dışı dinleme' operasyonu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...