05 Ocak 2015 01:04

Arap Birliği politikalarının iflası

Kapatılmasından yaklaşık 20 ay sonra Suriye’nin Kuveyt Büyükelçiliği yeniden açılıyor. Kuveyt’in attığı bu adım bölgede kartların yeniden karıldığı bir dönemde birçok anlam içermektedir. Birincisi; el Meyadin’in sitesinde yer alan haber yorumda da belirttiği gibi bu adım IŞİD’in Körfez ve Avrupa ülkeleri bakımından bir numaralı tehdit ilan edildiği bir dönemde geldi. Daha önce IŞİD’i destekleyen başkentler bu dönemde Suriye rejimi ile güvenlik konusunda işbirliği yapmak için arayış içerisinde girmişlerdir.

Paylaş

Ali KARATAŞ
Yusuf ERTAŞ

Kapatılmasından yaklaşık 20 ay sonra Suriye’nin Kuveyt Büyükelçiliği yeniden açılıyor. Kuveyt’in attığı bu adım bölgede kartların yeniden karıldığı bir dönemde birçok anlam içermektedir. Birincisi; el Meyadin’in sitesinde yer alan haber yorumda da belirttiği gibi bu adım IŞİD’in Körfez ve Avrupa ülkeleri bakımından bir numaralı tehdit ilan edildiği bir dönemde geldi. Daha önce IŞİD’i destekleyen başkentler bu dönemde Suriye rejimi ile güvenlik konusunda işbirliği yapmak için arayış içerisinde girmişlerdir.

İkincisi; yedi ay önce Tahran ziyaretinde Ayetullah Ali Hamaney, Kuveyt emirini “bütün mıntıkanın emiri” olarak nitelendirmişti. Bu ziyaret aslında Şam talep etmese bile büyükelçiliğin açılacağının işaretiydi. Üçüncüsü; Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan’dan farklı olarak Suriye politikasında geriye dönüşü imkansız adımlar atmaktan kaçındı.

SURİYE MISIR İLİŞKİLERİ YENİDEN Mİ KURULUYOR?

Suriye ile ilgili bir diğer önemli gelişme ise Suriye enformasyon bakanının Mısır’ın, krizin çözülmesinde rol oynamasını istemesi. Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el Zubi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Mısır Arap dünyasında etkili bir devlettir. Şu anda yaşanan durumun tam tersi olarak Suriye ve Mısır’ın daha iyi ilişkilerde olması Arap ulusunun da daha iyi bir durumda olmasını getirir.  Suriyelilerin Mısır’ın temel sorunlarda tarihi  bir rol almasında isteklidir” dedi.

FİLİSTİN’DE GÖRÜŞMELER FAYDASIZ

El Kuds el Arabi, Filistin-İsrail barış görüşmelerini değerlendirdiği yazıda geçen 20 yıl boyunca İsrail politikasının değişmediğine dikkat çekti. Yazıda “Filistin ve İsrail arasındaki doğrudan veya dolaylı barış görüşmeleri başlayalı 20 seneyi geçti ancak bu konuda iyiye yönelik herhangi  bir gelişme olmadığı belirtiliyor. Aksine durum daha da kötüye gitti, İsrail yeni konutlar inşa etmeye devam etti, özellikle Kudüs kentinde Yahudileştirme çalışmalarını hızlandırdı ve Filistinlilere yönelik yıldırma politikalarını sürdürdü, yıkıp katletmeye devam etti” denildi.


KÖRFEZ’İN SURİYE POLİTİKASI İFLAS ETTİ

Abdulbari ATWAN
Rai el yavm

Suriye’nin Kuveyt’teki büyükelçiliğinin pazartesi tekrar açılacak olması, rejimin bugüne kadar düşmemesi ve varolan koşullarda düşeceğine dair bir göstergenin olmamasından kaynaklanmaktadır. Kuveyt’teki elçiliğin tekrar açılacak olması Körfez ülkelerinin Suriye’deki politikalarının iflas ettiğinin aleni olarak ilan edilmesi anlamına gelmektedir. Kuveyt’in Suriye elçiliğini kapatması Körfez ülkelerinin ortaklaşa almış olduğu karara binaen gerçekleşti. Tekrar açılması ise, “Acaba bu karar yine Körfez ülkeleri tarafından ortaklaşa mı alındı?” sorusunu akıllara getirmektedir.

Önümüzdeki Mart ayında Kahire’de yapılması planlanan Arap Birliği toplantısında Suriye koltuğuna Velid Muallim’in oturması ve Muaz El Hatip ile Hasan Abdülaziz gibi isimlerin heyetteki yerlerinin almaları ve Muallim’in arkasına oturmaları bu saatten sonra imkansız değil.


ŞAM KAHİRE İLE FLÖRT EDİYOR

Şark el Awsat

Suriye’de Beşar Esad rejiminden Mısır’la ilişkilerin yeniden kurulması için gayri resmi olmayan bir davet geldi. Mısır’ın, krizin çözümü için bir rol oynaması isteniyor. Kahire’de muhalifler, 26 Ocakta Moskova’da, Suriye rejimi ile yapacakları görüşmeler öncesi ortak bir pozisyon belirlemek için toplanıyorlar.

Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el Zubi, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Mısır, Arap dünyasında etkili bir devlettir. Şu anda yaşanan durumun tam tersi olarak Suriye ve Mısır’ın daha iyi ilişkilerde olması, Arap ulusunun da daha iyi bir durumda olmasını getirir.  Suriyeliler, Mısır’ın temel sorunlarında tarihi olarak bir rol almasında isteklidir” dedi. Zubi’nin Mısır’ın, krizin çözümünde rol üstlenmesini istemesi sadece sınırlı sayıda muhalif grupla ilişki içinde olması yeterli olmayacak Suriye rejimi ile de ilişkileri geliştirmesini gerektirecektir.  

Mısır, Suriye büyükelçiliğini olayların başladığı 2011 Martında kapatmıştı.


YENİ BİR FİLİSTİN-İSRAİL ÇATIŞMASI

El Kuds el Arabi
Başyazı

Filistin  ve İsrail arasındaki doğrudan veya dolaylı barış görüşmeleri başlayalı 20 seneyi geçti ancak bu konuda iyiye yönelik herhangi  bir gelişme olmadı. Aksine durum daha da kötüye gitti, İsrail yeni konutlar inşa etmeye devam etti, özellikle Kudüs kentinde Yahudileştirme çalışmalarını hızlandırdı ve Filistinlilere yönelik yıldırma politikalarını sürdürdü, yıkıp katletmeye devam etti.
Geçtiğimiz sene içerisinde 2 bin 240 Filistinli İsrail tarafından öldürüldü. Bunların 58’i Batı Şeria ve Kudüs’te diğerleri ise Gazze’de hayatını kaybetti. Aynı sene içerisinde 5 bin 824 Filistinli, İsrail tarafından tutuklandı.

ABD DESTEKLEMEYE DEVAM EDİYOR

Açıkça görülüyor ki İsrail, politikalarında bir değişikliğe gitmeye gerek görmemektedir.  Filistin hükümetiyle güvenlik konusundaki koordinasyon anlaşmasını da fırsat bilerek, güvenliğe dayalı politikalarını devam ettirmektedir. Birleşmiş Milletler’de, ABD’ye sınırsız destek de bu konuda etkili olmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Filistinlilerin, 2017’de bağımsız olmasını öngören teklifin kabul edilmemesi de buna örnektir. Filistin tarafının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye olma çabaları da ABD tarafından mali yaptırım tehditleriyle karşılık buldu. Bütün bunlar da ABD’nin kesinlikle tutumunu değiştirmediğini kanıtlamaktadır.


HUSİLER; İRAN’IN ARAP ADASINDAKİ YUMRUĞU

Hamdan el Rahbi
Şark el Awsat

Uzun  zamandır Yemen’de illegal kabul edilen ve devletin 6 defa savaş açtığı Husi hareketi, 2014 Eylül ayından beri ülkedeki tek güç konumunda. İran destekli bu Şii hareket, 4 aylık kısa bir süre zarfında ülkedeki mevcut durumundan faydalanarak  hayal bile edemeyeceği bir konuma geldi. Devlete sızan bu grup şu an her kurumda, bakanlıklarda, güvenlik güçlerinin içinde adamı olan “devlet içinde devlet” oldu.

HİZBULLAH’A BENZİYOR

Yemen’deki Husi hareketi, birçok konuda Lübnan’daki Hizbullah örgütüyle benzerlik göstermektedir. Gerek siyasi yapılanması, gerek devlet kurumları içindeki yapılanması, gerekse de liderleri Abdülmelik El Husi’nin, Hizbullah lideri Nasrallah gibi yandaşlarına televizyon aracılığıyla hitap etmesi ve Nasrallah gibi İran politikası çerçevesinde konuşması bakımından Hizbullah ile aynıdır.
Husi hareketi, devlet kurumlarında örgütlendikten ve devlet içinde etkin bir güç olduktan sonra devletin en üst kademesi olan cumhurbaşkanlığı makamıyla bir çekişmeye girdi. Husiler’in ileri gelenleri, cumhurbaşkanlığı kurumunu “yolsuzluk yapanların şemsiyesi” olarak görmektedir.
Yemen’de durumlar ciddi şekilde kötüye giderken, ülkenin geleceğiyle ilgili de birçok senaryo ortaya atılmaktadır. Bazı gözlemcilere göre Yemen, önümüzdeki günlerde çok kanlı çatışmalara sahne olacak ve toplum Husilere karşı ayaklanacak. Özellikle de toplumun yüzde yetmişini oluşturan kabileler, Husilere karşı intikam girişiminde bulunacaklar.

YENİ SİLAHLI GRUPLAR ÇIKABİLİR
Arap gözlemciler, ufukta kalıcı bir barışın görünmediğini aksine ülkenin içinde bulunduğu durumun kaosa işaret ettiğini ve bu durumdan kurtulmanın tek bir yolunun olduğunu, bunun da Husilerin silah bırakıp milis kuvvetlerini dağıtmalarından geçtiğini kaydediyor. Aynı gözlemciler, Husilerin bu durumu kabul etmelerinin imkansız olduğunu ve bu yüzden ülkenin büyük bir kaosa girmesinin kaçınılmaz olduğunu, ilerleyen dönemlerde Husilere karşı yeni silahlı grupların ortaya çıkacağını ve intikam girişimlerinin artacağını ifade etmektedirler.


LİBYA’DA 2 BİN MİLİS GRUBUNDA 250 BİN SİLAHLI

El Meyadin

Arap dünyasının önemli televizyonlarında el Meyadin’in hazırladığı dosyaya göre Libya’da 2 bin milis gurubunda 250 bin kişi savaşıyor. Libya’da son dönemde savaşan milis grubu sayısı artmış durumda. Milis grubu sayısı bin 700’den 2 bine yükselirken savaşan kişi sayısı da 200 binden 250 bin kişiye yükselmiş durumda. Aynı dosyada başkent Trablus’ta ağırlıklı olarak altı milis grubunun etkili olduğu ifade ediliyor. Bunlar; Libya Kalkanı, Zintan Tugayları, Selefi gruplar, Fecr Libya (Libya Şafağı) kuvvetleri, Trablus Devrimcileri Tugayı ve Salah Berki Milisleri.

BİNGAZİ’DE BAŞKA MİLİSLER

Hazırlanan haberde ülkenin ikinci büyük kenti Bingazi’de başka milis gruplarının etkili olduğuna dikkat çekiliyor. Bu milis guruplarının başlıcaları şunlar; Saika (Yıldırım) kuvvetleri, 319 numaralı tugay, Haftar Tugayı kuvvetleri, Ensar el Şeria, Ebu Selim Şehitleri, Refallah Sahati taburu, Tahkim Eddin (Dini Yerleştirme) taburu ve Meclis Şura el Şebab (Gençlik Şurası Konseyi)


LİBYA 210 MİLYON DOLAR KAYBETTİ

El Kuds el Arabi

Libya’nın kuzeyindeki Sidra Limanı’nda geçen hafta petrol tankına roket isabet etmesi sonucu başlayan ve diğer tanklara sıçrayan yangının söndürüldüğü bildirildi.

Petrol tesisleri güvenlik birimi sözcüsü Ali el-Hasi, Sidra Limanı’nda 25 Aralık 2014’de başlayan ve 7 petrol tankına sıçrayarak büyüyen yangının, kısıtlı imkanlarla kontrol altına alındığını söyledi.

Öte yandan, Libya Uluslararası Doğu Araştırmaları Enstitüsünde petrol işletmeleri alanında görev yapan Tarık İbrahim, tankerlerde çıkan yangının maliyetinin yaklaşık 210 milyon dolar olduğunu iddia etti. Zarar gören tankerlere eski işlevinin kazandırılmasının 120 milyon dolara mal olacağını aktaran İbrahim, zararın 1,8 milyon varil ham petrol olduğunu ifade etti.

Libya’nın Akdeniz sahilinde yer alan Sidra tesisi, depolama tankları ve nakliye tankerleriyle ülkenin en önemli petrol sahalarından sayılıyor.

ÖNCEKİ HABER

Akdeniz’de bir hayalet dolaşıyor

SONRAKİ HABER

Türkiye ya adem-i merkezileşir ya da bölünür

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...