29 Aralık 2014 13:05

Cizre olaylarından hükümet sorumlu

DTK Eş Başkanı Selma Irmak, Cizre’de 3 kişinin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı olaylara ilişkin konuştu. Olayların HÜDA-PAR, HDP çatışması olarak lanse edilmesini eleştiren Irmak, “Devletin aşırı polisiye tedbirleri, Cizre’de bir toplumsal felaket yaşanacağının ön habercisi olmuştur. AKP’nin olaylara ilişkin açıklamaları sorumsuzluktur. Farklı kesimler arasında çelişkileri derinleştirerek toplumu kamplara bölen tutum ve politikalar bu provokasyona zemin hazırladı” dedi.

Paylaş

DTK Eş Başkanı Selma Irmak, Cizre’de 3 kişinin yaşamını yitirdiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı olaylara ilişkin konuştu. Olayların HÜDA-PAR, HDP çatışması olarak lanse edilmesini eleştiren Irmak, “Devletin aşırı polisiye tedbirleri, Cizre’de bir toplumsal felaket yaşanacağının ön habercisi olmuştur. AKP’nin olaylara ilişkin açıklamaları sorumsuzluktur. Farklı kesimler arasında çelişkileri derinleştirerek toplumu kamplara bölen tutum ve politikalar bu provokasyona zemin hazırladı” dedi. AKP’li yetkililerin kullandığı kışkırtıcı dili eleştiren Irmak, “Toplumu dindar ve din karşıtı diye ayrıştıranlar, tetiği çeken karanlık güçler kadar bu acı olayların müsebbibidir” dedi. Irmak HÜDA-PAR’a da ‘Devletin kirli oyunlarına alet olmayın’ çağrısı yaptı.

Cizre’de düzenlenen basın açıklamasına DTK Eş Başkanı Selma Irmak, HDP Batman Miletvekili Ayla Akat Ata, belediye eş başkanları ile çok sayıda kişi katıldı. Gazetecilere açıklama yapan DTK Eş Başkanı Selma Irmak, “Kürdistan’da 6-8 Ekim’de üst düzeyde yaşanan toplumsal kalkışma son yılların en kitlesel olayları olarak kayda geçti. Bu başkaldırıya neden olan IŞİD’in Türkiye’yi askeri ve istihbarat üssü haline getirmesi, insan kaynağı olarak kullanması ve AKP Hükümeti’nin bu duruma göz yummasıydı” dedi.
Hükümetin, bu olaylardan ders çıkarmak yerine yüzlerce kişiyi gözaltına alıp tutukladığını söyleyen Irmak, “Kamu güvenliği adı altında kolluk güçlerine aşırı güç ve yetki sunan yasaları geçirerek polis devleti olmaya daha da yaklaştılar. Kürt halkının siyasal iradesini ve örgütlülüğünü berhava etme girişimleriyle, kamunun barışından önce devletin bekasını önceleyen güvenlikçi anlayış toplumda ciddi tepkilere neden oldu” dedi.

CİZRE’DE GERİLİMİ DEVLET YÜKSELTTİ

AKP Hükümeti döneminde binlerce insanın ‘KCK’ operasyonları adı altında hiçbir hukuki dayanağı olmayan gerekçelerle yıllarca cezaevlerinde kaldığını hatırlatan Irmak, “Hükümet, bu kötü siyasi sicilinin yanında son olarak ‘toplumsal muhalefeti sindirme’ yasası olan ‘güvenlik paketi’ni de Meclise getirerek toplumsal muhalefettin tüm unsurlarını ‘makul şüpheli’ sayarak güvenlik güçlerine geniş yetkiler tanıdı. Başta Kürdistan olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde toplumsal gerilime mahal verdi. Bu toplumsal gerilimin en çok yaşandığı yerlerden biri de Cizre oldu. Devletin aşırı polisiye tedbirleri, Cizre’de bir toplumsal felaket yaşanacağının adeta ön habercisi olmuştur” dedi.

90’LI YILLARDA DEVLETİN SOPASI OLANLAR DEVREDE

“Cizre’de 27 Aralık gecesi devletin kullandığı kimi paramiliter ve devlet içerisinde kümelenen güçler kanlı bir tezgâha başvurdu” diyen Irmak, “1990’lı yıllarda şiddet ve korku salarak ‘devletin sopası’ olmaya çalışan derin güçler, Cizre’de büyük bir katliam yaratmaya çalıştılar. 3 kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı bu olaylar HÜDA-PAR ile partimiz arasında yaşanmamıştır. Çatışmayı asıl yaratanın çözüm sürecini akamete uğratmak isteyen devlet içerisindeki karanlık güçler olduğunu düşünüyoruz” dedi.

ARINÇ’IN SÖYLEMLERİ KIŞKIRTICI

AKP hükümetinin olaylara ilişkin açıklamalarını ‘sorumsuzluk’ olarak niteleyen Irmak, “Farklı kesimler arasında çelişkileri derinleştirerek toplumu kamplara bölen tutum ve politikalar yaşanan bu provokasyona zemin hazırladı. Partimiz HDP için ‘legal görünümlü illegal yapı’ sözlerini sarf eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın HÜDA-PAR’ı ziyaret ettiği esnada ‘Kürt halkının tek temsilcisi HDP değildir. HDP, BDP ve DBP, matruşka gibiler. Bunlar Kürt kardeşlerimizin tercihleri değil, zoraki tercihleridir’ şeklindeki Kürt siyasal hareketini hedef gösteren açıklamalarından sonra Cizre’de bu kirli oyunun planlanması çok manidar. Bu tarz kışkırtıcı söylemlerle toplumu dindar ve din karşıtı diyerek ayrıştıranlar, tetiği çeken karanlık güçler kadar bu acı olayların müsebbibidir” şeklinde konuştu.

HÜKÜMET MEDYASI ATEŞE BENZİNLE KOŞTU

Hükümetin sesi olan gazetelerinin olayların yaşandığı gün attığı manşetleri de ‘ahlaksızlık’ olarak niteleyen Irmak, “Ateşe benzinle koşan hükümet medyasını, halkımızın inançları üzerinden toplum arasına nifak tohumlarını ekmekten vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

Irmak, sözlerine şöyle devam etti: “AKP hükümeti uyarıyoruz. ‘Kamu güvenliği’ adı altında toplumu baskı altına alan siyasi soykırım operasyonlarına son verin. Demokratik ve siyasal mücadelenin önünü mayınlayan ve çatışma alanları yaratan yaklaşımlar yerine Sayın Öcalan’ın sunduğu müzakere taslağını ivedilikle hayata geçirin. Aksi takdirde hükümetin Kürt sorunun çözümünü sürüncemeye bırakan ve süreci siyasi kurnazlıklar ile seçimlere kurban eden politikaları bugün yaşadığımız provokasyonların mislisinin yaşanmasına neden olacaktır.”

HÜDA-PAR’A ‘DEVLETİN KİRLİ OYUNLARINA ALET OLMAYIN’ ÇAĞRISI

HÜDA-PAR’a da çağrıda bulunan Irmak, “Devletin kirli oyunlarına alet olmayın, çatışmaya ortam sunan ve kışkırtan üslubunuzdan vazgeçin. Derin güçlerin siyasal emellerine hizmet eden bu çatışmanın Kürt halkına hiçbir faydası olmayacaktır. Sırat köprüsünden geçtiğimiz bu günlerde halkımızı birbirine kırdırtacak yeni bir brakujî senaryosu devrededir” dedi.

HÜKÜMET BU POLİTİKADAN VAZGEÇERSE O HENDEKLERE GEREK KALMAZ

Irmak, bir gazetecinin ‘Mahallelerde kazılan hendekler ne zaman kaldırılacak ya da kaldırılması için bir çağrınız olacak mı’ sorusu üzerine “Siyasi soykırım operasyonları her gün yer yerde devam ediyor. Son birkaç ayda bini aşkın genç gözaltına alındı ve tutuklandı. 2009’da bu furya başlatıldı ve 10 bine yakın insan tutuklandı, bunlardan biri de benim. 5 yıl cezaevinde kaldım. Çıktığımda da şunu sorduk; ‘Bizi niye aldılar, şimdi bizi niye bıraktılar?’ Bu soru şimdi de gençler tarafından soruluyor. Siz hukuksuzluğu ve adaletsizliği bir temel politika haline getirirseniz, halk da kendi mekanizmalarını devreye koyar. Bu mekanizma her zaman ‘kamu düzeni’ dediğiniz düzene uymayabilir. Hendeklerin ne zaman kapatılacağını sormak yerine hükümetin bu siyasi soykırım politikasını ne zaman sona erdireceğini daha fazla sormalıyız. Hükümetin bu konuda tedbirler almasını istemeliyiz. Bunlar gelişirse hendeklere zaten gerek kalmayacaktır” dedi. (ŞIRNAK)


BAKAN ÇAVUŞOĞLU: KARŞILIKLI PROVOKASYON

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Cizre’de meydana gelen olaylara ilişkin diğer hükümet yetkilileri gibi ‘Provokasyon’ dedi.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Erlan İdrisov ile bakanlıkta bir araya gelen Çavuşoğlu, görüşmenin ardından İdrisov’la birlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, Cizre’deki son olayların sorulması üzerine “Ne zaman pozitif bir gelişme olsa, ne zaman bazı konularda ilerleme olsa, bu çözüm süreci dahil hemen bir provokasyon. Cizre’deki olaylara baktığımız zaman da, nasıl başladığına ve kimler arasında olduğuna baktığımız zaman da, karşılıklı provokasyonun olduğunu görüyoruz” dedi. Kamu düzeninin sağlanmasının devletin görevi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Gerekli tedbirler alındı” dedi. (ANKARA)


CHP’Lİ GÖK’TEN ‘DEVLET OTORİTESİNİ KAYBETTİ’ YORUMU

Cizre'de yaşanan olaylara ilişkin konuşan CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, devletin bölgede otoritesini kaybettiğini belirterek, “Devlet orada artık ricacıdır” dedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın ‘Cizre’de PKK, Kandil’e nanik yapıyor’ sözlerine değinen Gök, “Cizre’de otoriteyi Kandil mi sağlayacak, devlet nerede” diye konuştu.

Gök sözlerini şöyle sürdürdü: “Yangın yerine dönmüş, hükümet otoritesi yok. Cizre’de otorite sağlanamadı diyemiyor. Durum ciddi ve vahim. Böyle ciddi bir tabloda hükümet birbirine girmiş vaziyette. Seni biz seçtik, diyetini öde. Öteki senin bir sıfatın yok, sen karışma diyor. Cumhuriyet tarihinde devlet böyle acz içine düşmemişti. Devlet tüm otoritesini kaybetmiştir. Devlet yok Güneydoğu’da.” Başbakan Davutoğlu’nun Cizre’deki olayları ‘paralel yapı’ya bağlamasıyla ilgili bir soruya ise Gök, “Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cizre’de PKK’yı suçladı. HDP hükümeti suçluyor. Kafa karışıklığı var, kamu düzeni yok. Provokatör kimdir? Cevabını verecekler” dedi. (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

Altın şirketi toprağın altını oydu, heyelanlar oluşuyor

SONRAKİ HABER

M.E.A.'yı tutuklayan hakım HSYK’ye şikayet edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa