17 Aralık 2014 10:28

Eşitsizlikte artış rekoru Türkiye’de

Dünya nüfusunun büyük kısmını pençesine alan yoksulluk İstanbul Kültür Üniversitesi’nde yapılan panelde tartışıldı. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Sinan Alçın’ın yaptığı panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Tonak, yoksulluk tartışmalarında gelir eşitsizliğinin yanında servet dağılımındaki dengesizliğin de oldukça belirleyici olduğunu söyledi.

Paylaş

Credit Suisse Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan Küresel Servet Veri Kitabı’na atıf yapan Tonak, Türkiye açısından ilginç verilerin bulunduğunu ifade etti. “Türkiye’nin en zengin yüzde 1’lik kesimi toplam servetin yüzde 54’üne el koyuyor. Bu rakamla Türkiye dünyanın ikincisi. Onun önünde ise sadece Rusya var. Ancak bir konuda Rusya’yı geçmiş durumdayız. 2000-2014 arasında Türkiye, en zengin yüzde 1’lik kesimin toplam servetteki payının, yüzde 43 yükselerek, en hızlı arttığı ülke oldu. Rusya’da bu artış yüzde 25 civarında. Bu konuda Türkiye dünya birincisi. “AKP ne yaptı” sorusunun en açık cevaplarından birisi bence bu...”

Dünya genelinde gelir adaletsizliğinin çok hızlı bir biçimde arttığını belirten Tonak, ABD örneğini verirken; “ABD’de nüfusun en zengin yüzde 1’inin toplam gelirden aldığı pay 1976’da yüzde 9 iken bu oran 2011’de yüzde 20’ye, 2012’de ise yüzde 22.5’e çıktı. Bu 1928’den bu yana en yüksek rakam. İkinci Dünya Savaşının ardından Keynesyen politikalarla bu oranlar azalmıştı. Ancak sonrasında yeniden gelir dağılımındaki adaletsizlik arttı.” diye konuştu.

İNSANCA YAŞANABİLİR ÜCRET

Yoksullukla mücadele konusuna da değinen Prof. Tonak, iki çözüm önerdi: “Birincisi; insanca yaşanabilir bir ücret. Ancak bu vatandaşlık geliri değil. Vatandaşlık geliri, belli bir seviyenin altında geliri olan aileye devletin yaptığı yardım. AKP bunu bir şekilde yapıyor. Ancak bu yoksulluğu çözmüyor, ancak yönetilebilir hale getiriyor. Her iş için uygulanacak ücretin insanların temel ve insani ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkarılması gerekir. Mesela ABD’nin bir çok kentinde, insanca yaşanabilir ücret sınırı belirlenmiştir ve belediyeler bunu vermeyen şirkete ihale veremez.”

Yoksulluğun işsizlikle yakından ilişkisi olduğunu belirten Tonak’ın ikinci önerisi de buna dair: “Çalışma saatlerinin günlük 8 saatten 7 saate indirilmesi bile işsizlik oranında yüzde 12.5’lik bir azalma sağlar. Resmi işsizlik oranı da zaten bu civardadır.”

TEK GÖSTERGEYE İNDİRGENEMEZ

BETAM Araştırmacısı Dr. Ayşenur Acar da, panelde yaptığı konuşmada yoksulluğun ölçülmesine ilişkin tartışmalar üzerinde durdu. Dünyanın birçok yerinde farklı yöntemler kullanıldığı belirten Acar, “Bu yöntemlerin hepsi, yoksulluğun belli bir yönüne odaklanıyor. Çünkü yoksulluk tek bir göstergeye indirgenenez. TÜİK de çok boyutlu bir yoksulluk ölçütü geliştirmeye çalışıyor. Ancak buradaki rakamların daha yüksek çıkma ihtimali, TÜİK’i bu ölçütü açıklamaktan alıkoyabilir.” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

AB mahkemesi: Hamas terör örgütü listesinden çıkarılmalı

SONRAKİ HABER

Diyarbakır'da sendikacılara 17 Aralık gözaltısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...