15 Ocak 2019 23:17

Gelecek kaygısı ve baskı ortamı beyin göçünü tetikliyor

Ülkede artan baskı ortamı, ekonomik kriz ve genç işsiz sayısındaki artış birlikte gelecek kaygısı, beyin göçünü artırmış durumda.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cemre GÖNÜLLÜ
İstanbul

İktidar beyin göçünün arttığını inkar etse de son dönemdeki veriler ve gençler tam tersini söylüyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’den göç edenlerin sayısı yüzde 42.5 arttı. Bir yılda 253 binden fazla kişi ülkeyi terk etti. Göç edenlerin çoğunluğu ise 25-29 yaş arası gençler. İnşaat sektörüne yapılan yatırımla bilime sanata yapılan yatırımın karşılaştırılamayacağına dikkat çeken üniversite öğrencileri “Bize sadece işsizler ordusuna katılmak, üniversite diplomalı gençler olarak inşaatlarda veya hizmet sektöründe çalışmak sunuluyor. Bir de her alanda artan baskılar var. Geleceksizlik ve yaratılan baskı ortamı farklı alternatifler aramamıza sebep oluyor” dedi. 

Türkiye’den yurt dışına giden ve sayıları her geçen gün artan ‘beyin göçünü’ üniversitelilerle konuştuk.  

AKADEMİSYEN DAVALARI ENDİŞEYİ ARTIRDI

Konuştuğumuz öğrenciler özellikle ihraç edilen Barış akademisyenlerinden sonra umutsuzluk havasının yayıldığını dile getiriyor. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Öğrencisi Devrim Deniz Kaplan, beyin göçüne ekonomik koşulların da etki ettiğini ama sadece onun sebep olmadığını belirterek “Büyük çoğunluğu ülkedeki baskı politikalarından kaynaklanıyor. İktidarın uyguladığı baskı politikaları ile hem ülkedeki siyasi kriz hem de ekonomik kriz bir arada. Bu durumdan en çok gençler muzdarip oluyor ve kendi kurtuluşlarını yurt dışına gitmekte buluyorlar” diye konuştu. Sırf muhalif oldukları için akademisyenlerin görevlerinden alındığının altını çizen Kaplan, “Akademik olarak bakıldığında üniversitedeki bilgi halk yararına değil de iktidarın yararına kullanılıyor. Bu da beyin göçüne sebep oluyor” dedi. 

İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğrencisi Eda Topal ise Türkiye’nin giderek artan bir düzeyde beyin göçü verdiğini bunun en büyük sebebinin de yurt dışı imkanlarının daha iyi olmasından kaynaklandığını belirtti. Topal, ülkemizde bilimin önemsenmediğini de vurgulayarak “Fen fakültesi astronomi öğrencisiyim, benim çalışma olanağım olarak ancak ‘namaz takvimi’ oluşturursun der gibi aşağılayan laflar kullanıyorlar” diye konuştu. Topal, ileri düzeyde fizik ve matematik dersleri aldıklarını bunun bir ülkenin kalkınması için çok önemli olduğunun altını çizerek “Ancak Türkiye’de yüksek fizik ve matematiğin kullanılması dahi istenmiyor. Bir çok fizikçimizi NASA’da yahut dünyanın en iyi üniversitelerinde hoca olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı. 

'BASKI ORTAMINDAN KAÇIŞ'

Yaşanan beyin göçünün siyasal konjonktürden bağımsız olmadığını söyleyen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Özge Doğan da şu değerlendirmede bulundu: “Son 1 yılda gidişlerdeki artışın baskı, tutuklama, gözaltı ve insanların yaşama hakkına müdahaleyle doğrudan ilişkisi var. Özellikle OHAL’le birlikte aydınlara, akademiye yönelik baskılar ortada. Bu durum söz söylemek, bilim üretmek isteyen öğrencileri üretim yapma noktasında kısıtlıyor.” Her 5 gençten birinin iş bulamadığına da dikkat çeken Doğan “Geleceksizlik kaygısı var. Öğrencinin yarın üniversite bittikten sonra kendi dalında iş bulacağına dair umudu yok” diye konuştu. Her şeyin tek tipleştirilmeye çalışıldığına değinen Doğan, bu durumun kendisine bir şey katmayacağını düşünenlerin gittiğini söylüyor.

'KADINLAR NEDEN BİLİM ÜRETEMESİN?'

Veriler, beyin göçüne dair kadın oranında ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Doğan bu durumu şöyle yorumluyor: “Düşüncenin dile getirilmesi bu kadar zorken kadınlar için bu çok daha zor. Kadınların geleceksizliği çok daha derin. Giyiminden kuşamına, kahkahasına kadar müdahale var. Kadınları sadece belli meslek gruplarına uygun görüyorlar. Eşitsiz bir yarışta kadınların bu ülkede daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Bunların hepsi Türkiye’den gitmeye ve başka alternatifler aranmasına sebep oluyor.”

'YAN YANA GELMEK GEREK'

Bütün olumsuz koşullara rağmen Türkiye’de kalmak istediğini belirten Doğan, “Beyin göçü önemli bir insan kaybıdır. Bu insanların burada olması ve içi boşaltılmaya çalışılan akademiye karşı durması gerekiyor. Yan yana gelmezsek değerli aydınlarımızın, akademisyenlerimizin, bilim insanlarımızın kaybı daha da derinleşecek” dedi.

‘TÜRKİYE BEYİN GÖÇÜNDE 24. SIRADA’

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’den göç edenlerin sayısı yüzde 42.5 arttı. Bir yılda 253 binden fazla kişi ülkeyi terk etti. Gidenlerin yüzde 54’ünü erkekler oluştururken yüzde 46’sını kadınlar oluşturuyor. Göç edenlerin çoğunluğu 25-29 yaş arası gençler. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi Müdürü Muhammer Kaya’nın “Türkiye’de araştırma-geliştirme: Ne durumdayız? Ne yapmalıyız?​” başlığını taşıyan çalışmasında, “Türkiye en fazla beyin göçü veren 34 ülke içinde 24. sırada yer almakta. Geçtiğimiz hafta bu konuyu CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Meclise taşıdı. Göçün nedenlerinin araştırılması için komisyon kurulmasını isteyen Çakırözer’in Meclise sunduğu önerge AKP oylarıyla reddedildi.

ÖNCEKİ HABER

KAL’da öğrencilerin pansiyon odalarındaki görüntüleri gizlice çekildi

SONRAKİ HABER

Kredi borcunda gelecek taksitler de yapılandırma kapsamına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...