16 Kasım 2018 23:41

‘Kimse yaşaması gerekenleri yaşamadan yeni bir bölüme geçemez’

Daha çok televizyon dizilerinden tanıdığımız Kerem Fırtına'yla yeni kitabı ‘En Yakın Arkadaşım Daha Deli Daha Öfkeli’yi konuştuk.

Fotoğraf: Begüm Koçum

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Kerem Fırtına’yı pek çoğunuz televizyon dizilerinden tanıyor. Bir diğer özelliği ise yazarlık... Son zamanlarda ikinci kitabı ‘En Yakın Arkadaşım Daha Deli Daha Öfkeli’ okurlarla buluştu. İlk kitap da zaten ‘En Yakın Arkadaşım Bir Deli’ idi... Birinci kitapta başladığı kendi kendi ile hesaplaşmaya, o hesaplaşma demiyor ama bunun adına, ikinci kitapta da devam ediyor. Sade, abartısız bir hesaplaşma bu. Kendi ile hesaplaşıp meseleyi izlemek istiyor, mutlu olmak için. Bu yüzden daha sert ilk kitaba göre ikincisi... Yaşadıklarını, es geçtiklerini, kavgalarını, döküyor ortaya, kendisi ile kavgasında.

Kerem Fırtına ile kitapları, kendisini, hikayesini konuştuk. Kimseye reçete çıkarmak niyetinde olmadığını söyleyen FırtınaKendi reçetem. Kimseye bir tavsiye vermiyorum. Veremem. Kimse yaşaması gerekenleri yaşamadan yeni bir bölüme geçemez” diyor.

‘En Yakın Arkadaşım Bir Deli’den sonra, ‘En Yakın Arkadaşım Daha Deli Daha Öfkeli’ geldi. Oysa ilk kitabın sonunda ikinci kitabın adı “En Yakın Arkadaşım Bir Deliydi” olacak diye  duyurmuştun. Niye değişti?
Bunu ikinci kitapta açıkladım aslında. İleriye dönük aldığımız kararlarla ilgili. Onları uygulamak adına kendimizi sınırlandırdığımı fark ettim. Bir sene sonra çıkarmayı planladığım kitabın ismi ve içeriği ile ilgili öngörüde bulundum. Ama bir sene öncesinde yapmış oldum bunu. O bir sene içinde ben değiştim, yazacağım cümleler değişti. Dolayısıyla kitabın adı da değişmeliydi. Öyle de oldu.

“En Yakın Arkadaşım Bir Deliydi’yi yazacağım ve bu iş kapanacak” demiştin, bu duruda bu iş kapanmayacak sanırım. Şimdi üçüncü kitap mı geliyor?
Evet. Üçlemeden sonra bu dosyayla ilgili bir şey yazmak istemiyorum artık. Yazabileceksem başka bir tarz olsun. Ya da yazmayayım. İkinci kitap tahmin ettiğim içerikte olmadığı için mevzu bitmedi. Başka bir yola girdi. Bu sebeple üçüncü kitapla finalize etmem gerekti. Yine ismi belli ama söylemeyeyim. Sonra sözümü tutmamış oluyorum.

Ne zaman gelir üçüncü kitap, var mı bir zaman planı?
Ekim 2019 olur sanırım. Düzenli olarak not alıyorum zaten. Sadece kitapla ilgili değil, aklıma gelen, üzerine düşünmek istediğim şeyleri yazıyorum. Sonra unutuyorum yoksa.

Kendinle hesaplaşma ya da dertleşme, sen nasıl tanımlıyorsan artık... Niye anlatma gereği duydun bunları, pek tabii bi iç kavga olarak da kalabilirdi?
Bir gereklilikten ötürü olmadı aslında. Bu konuda, bunları yazarken buldum kendimi. Kitap yapmayı da yazarken planladım. Yazdığım içerik kendime dönük olmasa rahatsız edici olurdu bence. Didaktik algılanırdı. Ben öyle algılardım en azından. İğneyi kendime batırmak daha rahat geldi. Daha özgürce yazdım. Kimseyi kırma kaygısı taşımamış oldum.

Peki, bu gerçek sen misin, yahut ne kadarı kurgu..?
Kurgu sadece yazış biçiminde. İçerikte kurgu yok, tamamı yaşanmış, gerçek olaylar ve düşünceler.

"Kendime otosansür uygulamadım” diyorsun ama öyle m gerçekten? Sahiden filtre yok mu ya da yazmadığın senler var mı?
Sahiden yok. En azından kitapta girdiğim konular, yazanlarla ilgili sansür uygulamadım. Buna özellikle dikkat ettim. Silmeyi düşündüm yerler oldu masada. Saatlerce bir cümleye bakıp silsem mi diye düşündüğüm oldu. Silsem böyle olmazdı. Durumu netleştiren, silinmeyen detaylar bence. Ama girmediğim konular olmuştur. İlla ki vardır. İnsanın kafasından geçenler bitmez. Sayfalar da yetmez.

Kendinle derdin ne senin. Üstelik herkesin kendini saklamayı tercih ettiği bir zamanda. Niye sayıp döküyorsun kendinle ilgili her şeyi?Kendimle derdimden ziyade, derdin kendisinin bizatihi ben olduğumu düşünüyorum. O sebeple girdim bu hesaplaşmaya. Sıkıldım durumların üstünü kapatmaktan. Mutlu olmamın önünde engel gördüm. Açıp ortaya dökünce rahatladım gerçekten. Mevzu başkasının önüne dökmek değil. Ama başkasından saklamak da değil. En çok kendimden utanırım ben. Bu konuda kendime utancımı aşınca başkalarının okuması asla rahatsız etmedi. İlgilendiğim durum asla ‘ne düşünürler’ olmadı. O zaman bu şekilde yazamazdım. Dikkat ettiğim, ‘bu konuda tamamen açık oldum mu kendime’, oldu. Bir şey saklamamaya gayret ettim. Saklamadım.

Oyunculuk yapıyorsun, bu kadar ortaya dökmek kendini işin açısından dezavantaj olmuyor mu (ilk kitaptan bu yana epey süre geçtiğini de, 2017’de çıkmıştı, düşünürsek) olmadı mı?

Bunu bilemem. Olmuştur belki. Ama süreç devam ediyor. Bu yolculuğun bana ne kaybettirdiğini, ne kazandıracağını söylemek için erken. Ben razıyım yazdıklarımdan. Karşılıklarına da razıyım dolayısıyla.

Oyunculuk nasıl devam edecek? Tek kişilik bir oyun hazırlığı vardı. Radyo programı yapıyordum. Nedir önümüzdeki dönem planların?
Ocak ayında bir süreliğine Amerika’ya gitmeyi planlıyorum. Şu an bekliyor o sebeple. Zamanı geldiğinde olur elbet. “Keremit Consun Günlüğü” ekimde devam edecektim. Fakat yine aynı sebeple (Amerika) beklemede. Radyo programı yapmaya bayılıyorum. Çok mutlu ediyor beni. Özgür hissettiriyor. Mutlaka uygun zamanda kaldığı yerden devam edecek.

‘KENDİ REÇETEM YOK’

“Yola çıkmakla yolculuğu tamamlamayı birbirine karıştırdım” diyorsun, ‘Daha Deli, Daha Öfkeli’de... Her iki kitapta da böyle örnekler çok... Öneri mi bunlar aynı zamanda... Reçete mi çıkarıyorsun?
Kendime. Bu kısmının yanlış anlaşılmasını istemem. Kendi reçetem. Kendi değerlendirmelerim. Kimseye bir tavsiye vermiyorum. Veremem. Tevazudan söylemiyorum. İşe yaramayacağından. Herkesin kendi süreci. Kimse yaşaması gerekenleri yaşamadan yeni bir bölüme geçemez. İnsan tavsiye ile değil, yaşadıklarıyla ilerleyebilir diye düşünüyorum.

‘NE KADAR AYIP OLDUĞUNU FARK ETTİM’

“Karıncayı bile incitmez, sözünden incinir karınca...” En sevdiğin laf, ilk kitaptan... Niye seviyorsun bunu?
Çünkü ‘karıncayı bile incitmez’ sözünün ne kadar ayıp olduğunu fark ettim. Karıncaya karşı. Bizi duyduğunu ve anladığını düşünün. ‘Karıncayı bile incitmez’ dedik onun yanında. İncinmez mi? Benden neden ‘bile’ diye bahsediyorsunuz, küçük bir canlıyım diye mi, diye sormaz mı?

ÖNCEKİ HABER

‘İsrail’de erken seçim’ iddiası yalanlandı

SONRAKİ HABER

ABD'de sanayi üretimi beklentileri karşılamadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...