19 Ağustos 2018 23:51

Temizlik işçileri: Kriz hep biz işçilere, kıyak hep patronlara

İzmirli temizlik işçileri, hükümetin fedakarlık çağrısına destek veren sendikacılara öfkeli. İşçiler 'Örgütlenmeli ve ses çıkarmalıyız' diyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kenan ÇETİN
İzmir

Buca’nın Gediz bölgesinde bulunan Buca, Konak ve Karabağlar temizlik işçilerini atölyelerinde öğle molasında atölyelerini ziyaret ederek ekonomik gidişatla ilgili düşüncelerini öğrenmeye çalıştık. Konuştuğumuz, sohbete katılan işçilerin büyük çoğunluğunun krizin nedeninin ABD’li rahip olmadığını, üretime dayanmayan, borçla yürüyen bir ekonominin beklenen krizi olduğunu ifade ederek, örgütlenme ve mücadele çağrısı yaptılar.

41 yaşındaki temizlik işçisi Hüseyin, krizin beklenen bir kriz olduğunu nedeninin ABD’li rahip olarak gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek, “Ülkede ekonomi üretim üzerine değil, sürekli dış borç artıyor. Krizden işçiler, emekçiler, halk, küçük esnaf etkilenecek. Sermaye, patronlar etkilenmeyecek, çünkü hükümet onlar etkilenmesin diye birçok önlem alıyor. Kriz derinleşirse küçük işyerlerinin çoğu kapanarak işçiler sokağa atılacak, biz bunu önceki krizlerde yaşadık” dedi.

Doları, avrosu olanların krizden çıkar sağladıklarını, dövizi düşükken alıp yükseldiğinde bozdurmanın vatanseverlik olmadığını belirten Hüseyin, şöyle devam etti:

“Yastık altındakileri bozdurmayla ancak bu krizin ateşi düşer. Ben bu iktidarın değişmesini istiyorum, çünkü krizin çözüm yolu buradan başlayabilir. Zaten seçimi de erkene almalarının nedeni buydu. İşçiler olarak krizin yaratacağı işsizlik ve yoksulluğa karşı birleşmeli ve örgütlenmeliyiz. Sendikalar krizin sonuçlarına karşı daha aktif olmalı, ses çıkarmalılar.”

‘EKONOMİ BU KADAR MI ÇÜRÜK’

“Bu hükümetle sorunun çözümü olmaz ama gelecek hükümet de sorunu zor çözer” diyen 44 yaşındaki Derviş, krizin önlenebileceğini sanmadığını, o kadar önleme rağmen doların ancak bir lira düşürülebildiğini ifade etti. Bazı sendika başkanlarının kriz nedeniyle ücretsiz çalışma önerisine tepki gösteren Derviş, “Krizin nedeni ben değilim, sendikaların böyle bir açıklama yapmasını karar almasını doğru bulmuyorum. Krizi çıkaranlar maaşlarını versinler” dedi. Derviş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa’dan Amerika’dan biri konuşuyor hemen kriz çıkıyor. Türkiye’nin ekonomisi bu kadar mı çürük? Kapalı kapılar arkasında Amerika’yla anlaşmalar yapıyorlar. Biz bu anlaşmaların içini bilmiyoruz. Amerikan mallarını boykotla bu kriz çözülmez. Başta zenginler Mercedes’e binmeyecek. Ben olsam İncirlik Üssünü kapatır, NATO’yu kovarım. Emperyalizme karşı olmak asıl budur.”

‘ASLINDA KRİZ DEĞİL, TÜRKİYE’NİN RESMEN BİTİŞİ’

Temel, 36 yaşında altı yıllık temizlik işçisi. Ülkenin neredeyse yok olmak üzere olduğunu, üreticinin olmadığını, ekonomik güçsüzlükten dolayı tüketicinin de olmadığını belirterek, “Biz tamamıyla dışa bağımlıyız. Bu aslında kriz değil, Türkiye’nin resmen bitişi. Biz ülkenin iyiliğini istiyorsak gerçekleri konuşmamız lazım yoksa yalanla olmaz. Krizi çıkartan tek bir kişi, şu an hükümet değişse bile bu sorun atlatılamaz. Ülke neredeyse iflas etti. Bence ülkenin tek kurtuluşu var Atatürk gibi bir adam gelmeli” dedi.

‘TÜRK-İŞ’İN FEDAKARLIK AÇIKLAMASI KABUL EDİLEMEZ’

Kazım Yalçın (Belediye-İş İzmir 4 No’lu Şube İşyeri Temsilcisi): Krizin asıl nedeni bir rahip değil tabi ki. Asıl neden ekonominin dışa bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Krizin etkilerini önümüzdeki aylarda daha çok hissedeceğiz. Bu kriz asıl işçileri, emekçileri ve esnafı etkileyecek. Şimdiden bile küçük esnaf kepenk kapatıyor. Hükümetin aldığı kararlar günü kurtarmaya yönelik, biz işçilerin lehine alınan kararlar değil. Türk-İş’in fedakarlık açıklaması tam anlamıyla işvereni korumak için, bu kabul edilemez. Biz işçiler olarak işverenle aynı gemide değiliz. İşçiler olarak zaten yıllardır fedakârlık yaptığımız için zor koşullarda yaşıyoruz. Çözüm için sendikalara görev düşüyor. Sendikalar işçiyle arasındaki mesafeyi kaldırmalıdır. Bugün işçiden uzaklaşıldığı için sınıf mücadelesi verilemiyor. İşçiler sendikalarda kendilerini temsil eden yönetimleri seçerek sendikalara hakim olmalıdır. Üretimden gelen gücün kullanımından çekinilmemelidir. En önemlisi de işçi sınıfı kendini temsil eden sınıf partisinde örgütlenmelidir.

ÖNCEKİ HABER

Bingöl'deki yangın 5 günün ardından kontrol altına alındı

SONRAKİ HABER

Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan bayram geçişleri tamamlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...