15 Ağustos 2018 23:04

TAYAŞ işçisine 17 kuruşluk 'zam'! Sömürü artıyor, işçi mücadele ediyor

DİSK/Gıda-İş Sendikasında örgütlenmeye başlayan TAYAŞ işçileri, patronun yaptığı saatlik 17 kuruş zamma tepkili.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gökçen ŞEN
Gebze

Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu olan Tayaş Gıda’da kötü çalışma koşulları altında çalışan ve sosyal haklarının geri alınmasından sonra DİSK/Gıda-İş Sendikasında örgütlenme faaliyetine başlayan işçiler çalışma koşullarının günden güne ağırlaşmasına ve verilen 17 kuruşluk (saat) zammın enflasyon zamlarıyla kıyaslanamayacak kadar düşük olmasına isyan etti. Tayaş işçileri, “Patron sömürüye devam diyor biz de mücadeleye...” dedi.

Sendikal örgütlenmenin hakları olduğunu belirten bir Tayaş işçisi, patronun bunu e-devlet kontrolüyle, sendikaya karşı karalama kampanyası yapıp işçileri korkutarak engellemeye çalıştığını söylüyor. İşçi, baskıların artık dayanılamaz noktaya geldiğini söylüyor. Bu baskılara karşı Alo 170’i (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı) defalarca aradıklarını söyleyen  işçi, Bakanlığın da seslerini duymadığını söyledi.

BASKILAR DEVAM EDİYOR

Kadın işçiler kendileri için koşulların daha da zor olduğunu söylüyor. Baskı ve hakaretler altında çalıştıklarını belirten bir işçi, “Biz önce maddi koşullarımızın iyileşmesi için sendikaya üye olduk. Ama artık biz para değil insan yerine konulmak için sendika istiyoruz” dedi. 25 kiloluk kasaları defalarca kaldırmak zorunda kaldıklarını belirten işçiler, “Ha diyince kalkmıyor. Kasaların ağırlığına bakmıyorlar da bir bu kasaları günde defalarca indirip kaldırırken zorlanan biz kadınlara kızıyorlar. Ettikleri hakaretlere, müdürler ve patron sessiz kalıyor. İnsanca çalışmıyoruz zaten insan gibi bakmıyorlar bize. Biz olmasak onlar var olamaz biz bunu biliyoruz. Bundan gelen gücümüzü de biliyoruz ama onlar bize tiksinerek bakıyor. Sendika olsa bunları yapamazlar, ondan istemiyorlar zaten” dedi.

Amir ve posta başlarının işçi kayırmacığı yaptığını ifade eden bir işçi de “İşçileri bölmeye çalışıyorlar. Az biraz sesi çıkan arkadaşımızı başka bölümlere, özellikle de zor bölümlere göndererek yıldırmaya çalışıyorlar. Kadın işçileri ofiste çay getir götür işlerini bile yaptırıyorlar. Yakında bizleri evlerine temizliğe de çağırırlarsa şaşırmam. Bazı arkadaşlarımıza ise iyi davranarak biz işçileri bölmeyi amaçlıyorlar. Bizim sınıfımız belli. Tayaş’ın bu keyfi uygulamaları sendika geldiğinde son bulacak”  dedi.

ZAM BUNUN NERESİNDE?

Ağustos ayı ile birlikte 2. zamlarını alan işçiler ise hüsrana uğramış durumda. Saat ücretine 17 kuruşluk zam yapılan işçiler, aldıkları ilk maaştan sonra “Zam bunun neresinde?​” diye yönetime sorduklarında “Kanuni kesintilerden dolayı size yansımıyor” cevabını aldı. Bordrolarla birlikte yapılan zammı gören işçiler tepki gösterdi: “Bizimle dalga geçiyorlar. Kanuni kesintilerle birlikte elde avuçta bir şey kalmıyor ama bizden süper performans bekleniyor. Dolar yükselmiş diyor patron, iyi de Tayaş zaten ihracat yapan bir firma. Doların yükselmesi Tayaş patronunun lehine. Dolarla kazanıyor bize TL ile veriyor. Ama sorduğumuzda nerede ise bizden kötü durumda olduklarını söylüyorlar. Utanmasalar bizden para isteyecekler.”

Servis, yemek ve hijyen gibi temel ihtiyaçların bile doğru düzgün karşılanmadığı Tayaş’ta işçiler sendikal örgütlenme faaliyetine devam edeceklerini söyledi. İşçiler, “Patron sömürüde ne kadar ısrarcı ise bizde sendikal mücadelemizde o kadar kararlıyız”

SAATLİK 17 KURUŞLUK ZAM AYLIK 6.6 DOLAR EDİYOR

TAYAŞ işçileri saat ücretine 17 kuruşluk zam almasıyla işçilerin günlük zammı 1 lira 36 kuruş, aylık zammı ise 40.8 lira oldu. Bu rakam 6.6 dolara tekabül ediyor.


BU MÜCADELE HEPİMİZİN

Tayaş Gıda İşçisi

Merhaba Evrensel okurları.

Ben Tayaş Gıda işçisiyim. Sizlere çalıştığım fabrikadan bahsetmek ve buradan Tayaş Gıda’da çalışmakta olan işçi arkadaşlarıma seslenmek istiyorum.

Fabrikamızın durumu ülkemizin durumundan pek de farklı değil. Yani iyi değil. Devasa bir fabrika olmasına rağmen Tayaş Gıda’da uygulamalar merdiven altı bir işletmeden farklı değil. En temel ihtiyaçlarımız bile karşılanmıyor. Mesela bir “gıda” fabrikasından en çok beklenen nedir? Tabi ki hijyen. İçtiğimiz sudan, bize reva görülen ‘su’dan bahsetmek istiyorum. Evet, günde en az 2 litre içilmesi gereken bildiğimiz içme suyundan. Normal şebeke suyunu arıtmaya bağlanmışlar oradan içiyorduk suyu. Çok temiz olmadığını biliyorduk ama mecburiyetten içiyorduk. Geçenlerde yağmur yağdı ve fabrikanın deposunu su bastı. Lağım suları da patladı. İçtiğimiz suyla karıştı. 1-2 gün sular içilmiyor denildi. Tekrardan arıtmalar kuruldu. Sular içiliyor denildi. Bir gıda fabrikası ama işçileri için düzgün bir altyapı kuramayan ya da dışarıdan bir hazır su getirtemeyen, işçisine bunu reva gören bir fabrika burası.

Gelelim yemeklere... Tayaş işçisi arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; Arkadaşlar yemekleri yiyemiyoruz. Bunu hepimiz biliyoruz. Her hafta aynı menüler, yemek çeşitleri... Hepimiz bu durumdan rahatsızız. En temel hakkımız olan insanca bir yemek istiyoruz. Biz orada en çok yorulanlarız ve en iyi yemekleri hak edenleriz. Mevcut sorunlarımızdan doğan taleplerimiz etrafında birleşmeliyiz ve örgütlenmeliyiz. Onun için sendikal örgütlenme çalışmamıza hız vermeliyiz. Bu ay 2. zam ayıydı. Aldığımız ‘sözde zam’ ortada. Üretimde dişini tırnağına takarak özveriyle çalışan bizlere komik zamlar verilmiş durumda. Ama bizlerden insanüstü bir performans bekleniyor. Amirler ve posta başları bizlere mobbing uyguluyor. 2 dakika bile dinlenme fırsatı vermiyorlar. Bu baskılara karşı birleşmeliyiz, çünkü bizim gücümüz birliğimizdir. Israrla sendikamız DİSK/Gıda-İş sendikamıza sahip çıkmalıyız kendi örgütlenmemizi daha da büyütmeliyiz. Tüm işçi arkadaşlarıma sesleniyorum; bu mücadele hepimizin ya hep beraber ya hiç birimiz! Yaşasın iş, ekmek ve özgürlük mücadelemiz!

ÖNCEKİ HABER

Brezilya’da cezaevindeki Lula başkan adaylığını açıkladı

SONRAKİ HABER

Beşiktaş, 2-1 mağlup olduğu LASK Linz maçıyla turu geçti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...