15 Ağustos 2018 23:33

Çin, Türkiye’yi ucuza getirecek

Asia Times yazarı David P. Goldman, Türkiye ve ABD yönetimleri arasındaki gerilimden Çin’in ekonomik olarak büyük fayda sağlayağını ileri sürüyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

David P. GOLDMAN
Asia Times

IMF kredilerine Pekin’de alternatif bulmayı uman Erdoğan, Türkiye’yi “Çin’in ekonomik satraplığı haline” getirebilir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’nın ardından dağılmasına benzer bir biçimde Türkiye’nin finansal çöküşü yıllar öncesinden öngörülmekteydi. Kredi derecelendirme kuruluşlarının ve banka kredi komitelerinin uyuşukluğu Türkiye’nin bir ya da iki sene daha dayanabilmesine olanak sağlamıştı. Ne var ki geçen hafta Türk Lirası’nın rahatsız edici bir biçimde değer kaybetmesi kimseyi şaşırtmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, krizi bir süreliğine erteleme ihtimalini bir kenara bırakarak terörizmle bağlantılı olduğu iddia edilen Amerikalı Protestan bir din adamı üzerinden Birleşik Devletler Başkanı Trump’la inatlaşmayı seçti.

Kuzey Amerika Doğu Saatiyle (EST) 9:20’de Amerikan Doları 6.5 lira civarında* seyrediyordu ki bu Türk Lirası’nın 2014’teki değerinin üçte birinden daha düşük bir seviyeye işaret ediyor.

İthalat bedelinin artması üretim girdilerinin maliyetini Türk iş dünyasının yetişemeyeceği bir biçimde yükseltip üretimi keskin bir biçimde daraltmaya başlayınca Türkiye ekonomisini aşırı seviyelerde enflasyona yönelmeye başladı.

Geçtiğimiz sene kasım ayında belirttiğim gibi Türkiye, “Çin’in ekonomik satraplığı”na dönüşecektir. Hakikatte, Cumhurbaşkanı Erdoğan bugünkü konuşması** Türkiye’yi Çin’in insafına bıraktığını gösteriyor.

TÜRKİYE’NİN DIŞ BORCU KATLANDI

Haziranın 12’sinde belirttiğim üzere Türkiye ekonomisi kanama durmadan önce yüzde 10-20 oranında daralacak gibi görünüyor. Erdoğan, geniş çaplı dış borçlanmayla yurtiçinde bir o kadar geniş çaplı krediler sağlanmasına dayanan, geçmişin Üçüncü Dünya kleptokrasilerinin modası geçmiş ekonomik mucize formülüne güvenmişti. Türkler elde ettikleri gelirle yabancı tüketim malları satın aldılar ve ülkenin cari açığı ulusal üretimin yüzde 6.5’ine ulaştı. Bu, 2012’de Yunanistan ekonomisi çöktüğündeki cari açığa yakın bir oran.

Türk şirketleri döviz cinsinden yaklaşık 300 milyar dolar borçlandılar ve şimdi bu borcu değeri düşmeye devam eden Türk lirası üzerinden ödemek zorundalar. Borçların büyük çoğunluğu dolar 2 liradan daha düşükken alınmıştı. Şu an ise dolar altı lirayı aşmış bulunuyor. Özetle Türklerin borcu üçe katlanmış bulunuyor.

Bu borçların bir kısmı diğer bankalara dolar veya avro cinsinden borçlanan Türk bankları tarafından finanse edildi. Eğer Türk bankaları, bankalar arası etkilenmeyle başedemezse, Türkiye bankacılık sistemi çöker. Ama bu olmayacaktır çünkü İspanyol BBVA (bankası) Türkiye’nin en büyük bankası Garanti’nin sahibi.

2001 krizi sonrasında Türkiye borç almak için IMF’nin kapısını çalmış ve karşılığında katı kemer sıkma koşullarını kabul etmişti. Erdoğan’ın bunu yapması pek olası değil. Erdoğan bugünkü konuşmasında Türkiye’nin Çin, Rusya ve İran gibi alternatifleri araştırdığını söyledi. Hafta başında ise Türkiye’nin “Panda piyasası”nda tahvil ihraç ederek borçlanmaya gideceğini ifade etmişti.

İngilizce yayın yapan Çin televizyonu CGTN’de bunun yeni ve uzun vadeli bir ekonomik ilişki açısından yalnızca bir başlangıç olacağı yorumları yapıldı. Çinli televizyon kanalı daha sonra Türk Ekonomist Emre Alkın’ın şu sözlerini aktardı: “Türk Lirası’nın istikrar kazanmasının yolu Çin gibi kıymetli ülkelerle iş birliğinden geçiyor. Merkez Bankası’nın yalnız başına bir şey yapması olanaksız, kaynaklara ihtiyacımız var. Önemli olan kaynak bulmaksa bu kaynaklar niçin Çin’den gelmesin? Çin gibi bir ülkenin bilgeliğine, fikirlerine ve önerilerine ihtiyacımız olduğu açıktır.”

TÜRKİYE KEMER SIKMAK ZORUNDA KALACAK

Türkiye bazı önemli devlet varlıklarını satmak zorunda kalacak. Türk Lirası 6.26 seviyesinde işlem görürken İstanbul 100 endeksi yalnızca 35 milyar dolar değerinde. Çinli yatırımcılar tüm şirketlerin hisselerini hisse senetleri üzerinden satın alacak olsaydı, Türkiye cari açığının sadece yedi ayını kapsayacak kadar döviz elde edebilecekti. Türkiye gerekli parayı elde etmek için borsada işlem gören şirketlerden daha fazlasını satmak ve aynı zamanda şiddetli bir biçimde kemer sıkmak durumunda kalacak.

Çinli televizyon kanalına konuşan Türk ekonomist ve Asia Times yazarı Altay Atlı Türkiye’nin limanlarında ve ulaşım altyapısında Çin’e daha fazla ortaklık önereceğini ifade etti. Çin devletine ait deniz nakliyat şirketi COSCO Pacific halihazırda Türkiye’nin üçüncü büyük limanının yüzde 65’ine sahip. Atlı şöyle devam etti: “Türkiye ve Çin’in Akdeniz, Ege ve Karadeniz limanlarını da kapsayan bir ortaklık geliştirebileceğine inanıyorum. Bu noktada yapılması gereken kritik hamle bu limanları mevcut demiryollarını uzatacak projeler vasıtasıyla birleştirmek ve lojistik bir ağ kurmak olacaktır.”

Çin Türkiye’nin sinifikasyonunu düşük maliyetle gerçekleştirme olanağına sahip. Çin’in en büyük telekomünikasyon cihazı üreticisi Huawei, halihazırda Türk Telekom ile 5G İnternet üzerine çalışmayı sürdürüyor. Yine Çin’in Amazon.com ve Google’a karşılık olarak oluşturduğu Alibaba.com bu yılın başlarında Türk e-ticaret platformu Trendyol’a yatırım yapmıştı.

Geniş bant internet, demir ve deniz yolları lojistiği, e-ticaret ve e-finansın birleşimi Türk ekonomisini Çin ekonomisinin içine çekecek. Çin kısa zaman içinde Anadolu’da Avrupa ve Ortadoğu’ya satış yapmak üzere bir montaj sanayi oluşturacak.

Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkesi bir Çin satraplığına dönüşürken Washington’a yumruğunu sallayıp Türk ulusal gururundan bahsedebilecek.

* Yazıdaki veriler yazının yazıldığı 10 Ağustos tarihine aittir

** Bayburt konuşması kastediliyor

(Çeviri: Dış Haberler Servisi)

ÖNCEKİ HABER

Afganistan'da eğitim merkezine intihar saldırısında 48 kişi öldü

SONRAKİ HABER

Döviz kurlarındaki dalgalanma kurbanlık satışlarını da vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...