Bir seçim mitinginden ötesi

Ercüment AKDENİZ

Uzunçayır’dan Tavşantepe’ye doğru yol alan bir metrodayız. Gazetemizin politika servisinden Şerif Karataş ile birlikteyiz, İnce’nin Maltepe mitingine gidiyoruz. İçerde kısa bir fikir alış verişi: Miting alanına en yakın durak acaba neresi? En sonunda “Maltepe durağında” karar kılıyor insanlar.

“Acaba yarınki seçim nasıl sonuçlanacak?​” Bir sonraki fikir alış verişinin konusu da bu.

HDP’nin barajı geçmesi, Muharrem İnce’yi dinlemeye giden hemen herkesin temennisi. 

Yanımızda 60-65 yaşlarında banka emeklisi bir kadın, yarım kalmış bir muhabbete devam eder gibi, bize konuşuyor:  

“Bu yaşıma geldim ilk defa bir mitinge gidiyorum. Bu benim için onur meselesi. Çünkü bu adam (Tayyip Erdoğan’dan bahsediyor) hepten şaşırdı, ne yapacağı belli değil. Herkes yüzünü batıya çevirirken o, Türkiye’yi selefist bir Ortada Doğu ülkesi yapmaya çalışıyor. Bütün kararları tek adamın alması ne demek? Evlilikte bile, koca ile karı kararları birlikte alır, evlilik sözleşmesi de bunun için vardır. Yoksa ne olur; iç kavga başlar, şiddet doğar, kan çıkar. Ülke de ev gibidir. Bunları durdurmazsak bizim de sonumuz işte böyle olur. Bu kafa ülkeyi uçuruma, savaşa götürür...”   

Metrodan çıkıyoruz. Maltepe sahil meydanına inen yolda sıra sıra yürüyor bayraklı, formalı insanlar. İnce’nin “Takım formalarınızla gelin” çağrısı tutmuş. Hemen her 5 kişiden birinin üzerinde takım forması. GS’liler, FB’liler, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular hep yan yana. İçlerinde Barselona forması giyen bile var. Tıpkı iktidarın toplumu kutuplaştırması gibi sporun kutuplaştırmasından da bıkmış insanlar. 

Önümüzde, 16 yaşlarında liseli sevgililer el ele tutuşmuş, meydana yürüyor.

“İnce’nin söylemlerinde sizi en çok ne etkiledi?​” diye soruyorum. Sarı, kıvırcık saçlı delikanlı ülkenin geleceğinden kaygı duyduğu için mitinge geldiğini söylüyor.

Yol boyunca sıralı manavlarda fiyatlar el yakıyor: Kiraz 12.95 lirayı, Kayısı 8.90 liraya vurmuş. Yolda akan kalabalıklar, son günlerin ünlü sebzesi soğana ve fahiş fiyatlara gönderme yapıyor, tezgahlara laf atıyorlar.

Saat 12.00 gibi meydana giriyoruz. Daha doğrusu girmekte zolanıyoruz. Kapılar, bariyerler önünde yığılı insanlar. Maltepe’de mahşer-i kalabalık.

Meydanda gençlik göz dolduruyor. Mitinge ilk defa gelen gençlerin sayısı hayli fazla. Aynı şekilde koltuk değnekleri elinde ya da bir yakınına yaslanarak gelen yaşlılar da çok. Dedeler, nineler ile torunları da el ele yürürken gördük, çok. Bebek arabaları da ellerde epey fazla.

Maltepe’de yaz yağmuru...

Yağmur bir yağıyor bir duruyor. Güneş bir açıyor bir kapanıyor. Bazan da güneş açarken yağmur yağmaya devam ediyor. Alanda toplanan milyonlar için yağmur ne gam! Milyonlar meydana yağmur gibi akmaya devam ediyor. Kalabalıklar coştukça coşuyor.

Kalabalıktan memnun, “Oldu bu iş” diyenleri duyuyoruz, ara ara. Gözlerinde kararlılık, mutluluk, umut insanların. Gözler gülüyor. Tek adam rejiminden kurtulmaya duyulan inancın mutluluğu bu. Maltepe’de milyonlar güven tazeliyor. Çünkü tek adam yolunda öyle her şeyin bitmediğini görüyor.

Derken bir haber geliyor sevgili Metin İlgün’den. İçinde EMEP, HDP ve bir çok kurumun olduğu Demokrasi Platformu yürüyüş düzenliyor. Alkışlar halkların kardeşliğine.

Biz alandayız. Alan hınca hınç dolu.

“Emeklilikte yaşa takınlarlar” da pankart ve dövizleriyle alanda. Evrensel’den olduğumuzu söylüyoruz, tanıyor selam gönderiyorlar bürodaki arkadaşlara. İçlerinde CHP’lisi de var AKP ve MHP’lisi de. İktidarın emeklilik politikası yüzünden mağdur olmuş 5 milyon adına konuşuyorlar. Emeklilik hakkından mahrum kalmakla işsizlik arasında bocalayan milyonların tepkisinin sandığa yansıyacağını söylüyorlar.

İstanbul’un Levent, Nişantaşı, Ortaköy gibi varlıklı kesimlerinden gelenler de var meydanda; Bağcılar, Esenyurt, Kartal, Pendik’ten gelen yoksullar da. Açlık, işssizlik, yoksulluk ile laiklik ve demokrasi özlemi birleşmiş görünüyor meydanda.

Daha önce adalet mitingini de izlemiştim. Bu sefer ki onun kat be katı. Şu kadarını söyleyeyim: Saat 11.00’dan mitingin sonuna kadar sel gibi kesintisiz aktı meydana insanlar. 

İnce’nin, bu muhteşem kitle karşısında yaptığı “ince”lik de dikkate değerdi. Nitekim İnce, Yahya Kemal’in “Sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul!” dizesini “Sana bir Maltepe’den baktım aziz İstanbul” şeklinde okuyarak, iktidarın halka tepeden bakışını da eleştirmiş oldu.

Her ne kadar televizyonlar görmese de Maltepe’de toplanan milyonlar bir seçim mitinginden ötesine imza attı. Zira sandık sonuçları nasıl tecelli ederse etsin, halk tek adam rejimiyle yaşamak istemediğini beyan etmiş oldu.