14 Mayıs 2018 10:11
Son Güncellenme Tarihi: 14 Mayıs 2018 13:41

Dink cinayeti davasında sanık jandarmalar hiçbir şey hatırlamıyormuş

Hrant Dink suikastına dair kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 72. duruşmasında dönemin İstanbul İl Jandarma görevlilerinin sorgusu yapıldı.

Fotoğraf: Cansu Pişkin/EVRENSEL

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 72. duruşmasında geçtiğimiz celse savunmalarını tamamlayan dönemin İstanbul İl Jandarma görevlilerinin sorgularına geçildi. Dönemin jandarma istihbarat görevlisi 4 sanık da sorgularında, aradan geçen zaman sebebiyle hiçbir ayrıntıyı hatırlamadıklarını iddia etti. Dink Ailesi avukatlarından Bahri Belen, sanıkların meslekleri ve istihbaratta çalışıyor olmaları nedeniyle “hatırlamıyorum” beyanlarının samimiyetsiz olduğunu söyledi. 

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan Emniyet, İstihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı davanın 72’inci duruşması Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanık ile avukatlar hazır bulundu.

BAKIRCIOĞLU, ATEŞ’E ÇELİŞKİLİ İFADELERİNİ SORDU

Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, geçtiğimiz celse savunmasını tamamlayan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Şeref Ateş’e sorular yöneltti. Avukat Bakırcıoğlu, Ateş’e daha önce Emniyet, Sulh Ceza Hakimliği ve mahkemedeki sorgusunda verdiği çelişkili ifadeleri sordu. Bakırcıoğlu Ateş’e, “Emniyet ifadenizde Okan Şimşek ile telefon görüşmelerinizin tespit edildiği söylenmiş. Siz de Okan Şimşek ile görüşmeyi hatırlamadığınızı ancak Dink’in vurulmasını haber vermiş olabileceğini söylemişsiniz. Sulh Ceza Hakimliği sorgunuzda da Dink’in öldürüldüğünü televizyondan duyduğunuzu ve Emniyet’te verdiğiniz ifadeyi değiştirmek istediğinizi söylemişsiniz. 7 temmuz 2017’deki mahkemede verdiğiniz ifadenizde ise Emniyet’teki ile aynı şeyi söylemişsiniz.” dedi. Sanık Ateş, Emniyet ifadesinin doğru olduğunu Sulh Ceza Hakimliği sorgusunda kafasının karıştığını ifade ederek “Unutkanlık var bazı şeyleri net olarak hatırlamıyorum. Emekli olduktan sonra gözaltına alındık ne olup olmadığını bilmeden gözaltına alındık. Sonra baktık iş ciddi. O esnada Bakırköy’deki iş yerimi bile hatırlamadım. Son beyanlarım doğru. Olayın üzerinden uzun zaman geçmiş Dink cinayetini olay günü saat 16.00’da Okan Şimşek’in telefonuyla duydum. Gazetesinin ve Dink’in ismini ilk kez o telefonda duydum. 10 yıl sonra karşıma o gün ne yaptın diye sorular çıkıyor” cevabı verdi. 

SANIKLAR ‘HATIRLAMIYOR’(!)

Duruşmanın öğleden sonraki kısmında dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Uzman Çavuş Musa Yıldırım, Astsubay Mikdat Özbek ve Astsubay Mustafa Küçük’ün sorguları yapıldı. Her üç sanık da sorgularında Dink’in ismini cinayet işlendikten sonra duyduklarını iddia etti. Dink Ailesi avukatlarından Bakırcıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Yıldırım, Özbek ve Küçük Dink cinayetinden 10 yıl sonra gözaltına alındıklarını belirterek aradan geçen zaman dolayısıyla birçok şeyi hatırlamadıklarını öne sürdü. Sanıklardan Mikdat Özbek, Bakırcıoğlu’nun olay günü ve öncesindeki telefon baz sinyallerini hatırlatarak sorduğu soruları, “O güne ait hiçbir şey hatırlamıyorum sadece bana gösterilen dosyaya girmiş baz belgelerine bakarak tahminde bulunuyorum. İl jandarma konumu gereği her yerden sinyal alabilir. 3 metre ileri gidersiniz Ayazağa’dan sinyal alırsınız 10 metre geriye giderseniz İstinye’den sinyal alırsınız. Zaten görev defterindeki görev yerleri ile baz sinyalleri uyuşuyor. Bu da şu anlama geliyor, demek ki görev defterindeki görevleri icra etmişim” diye yanıtladı. 

‘HATIRLAMIYORUM BEYANLARI SAMİMİ DEĞİL’

Sanıklardan Mustafa Küçük ise sorgusunda, dini motifli örgütlere dönük aşırı sağ faaliyetler alanında çalışmalar yürüttüğünü, o dönem Fethullah Gülen cemaatine ait Işık evlerinde kimlerin kaldığını tespit edip üst makamlara bildirdiğini ve görevlendirme alanı dışında başkaca bir görevde bulunmadığını anlattı. Bakırcıoğlu’nun ifadelerindeki çelişkilerin sebebini sorduğu Küçük, 27 Temmuz 2016’da gözaltına alındığını, 13 gece 14 gün gözaltında kaldığını ve gözaltına alınma nedenini emniyette öğrendiğini belirterek, “O psikoloji ile bir şeyleri hatırlamadım ya da yanlış hatırladım.” dedi. Dink Ailesi Avukatlarından Bahri Belen sanığa, “Dink’in öldürüldüğü günü hatırlıyor musun” diye sordu. Sanık Küçük, “Öldürüldüğünü televizyondan öğrendim. Gözümün önünde yalnızca bir televizyon karesi var ve iş yerindeydim sanırım. Ülkemizde bir sürü cinayet işleniyor neticede.” diye yanıtladı. Mahkeme başkanı Sonat Güvenç de de sanığa, “Askeri personelsin. Dink’in öldürülmesine giden bir süreç var. Bu konuda Genelkurmay’ın bile yazısı vardı. Bu süreçten haberdar olmadın mı?​” diye sordu. Küçük, “Hayır görev alanım değildi haberim olmadı.” dedi. Mahkeme başkanı Güvenç’in, “Diğer sanıklar da aynı şeyi söylüyor merak ettiğim için sordum.” demesi üzerine Küçük  beyanlarında samimi olduğunu ifade etti. Sanığın sorgusunun sona ermesinin ardından bir kez daha söz alan Avukat Bahri Belen, “Dink’in öldürülmesinde ve öldürülmesine giden süreci en büyük iç güvenlik gücü jandarma ve istihbaratta çalışan jandarmanın hatırlamaması, bilmemesi olağan dışı bir şey. Öldürülmesine giden süreç kamuoyunda ciddi şekilde yer bulmuş olaylardı. Ki sonrasında da dünya ayağa kalktı. Bu tür olaylardan önce haber alacak birim istihbarat dairesidir. Hatırlamıyorum beyanları meslekleri ve istihbaratta çalışıyor olmaları nedeniyle samimiyetsizdir ve ciddi değildir.” dedi. 

‘GERÇEK KATİLLER CEZALANDIRILANA KADAR TAKİPÇİSİYİZ’

Her duruşma haftası adliye önünde bir araya gelen Hrant’ın Arkadaşları 21. duruşma haftasında da adalet taleplerini yineledi. Hrant’ın Arkadaşları adına açıklama yapan Bülent Aydın, 10 Mayıs 2017’de açılan jandarmaların çoğunlukta olduğu grubun sorgusunun devam ettiğini hatırlattı. Aydın, 20 Nisan 2007’de 20 sanıkla başlayan Dink cinayeti davasının aradan geçen 11 yılda 9’u tutuklu, 10 firari, 85 sanıkla devam ettiğini belirtti. Aydın, “Hrant Dink’in gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana ve bu alçak cinayetin hesabı tüm ortaklardan sorulana kadar biz bu davanın takipçisiyiz.  Biz bitti demeden bu dava bitmez. Hrant için adalet için. Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” dedi. Hrant’ın Arkadaşları açıklamanın ardından duruşmayı izlemek üzere adliyeye girdi. 

ÖNCEKİ HABER

Vatan Partisi Bölge teşkilatlarında toplu HDP istifaları

SONRAKİ HABER

Bursa’da biyokütle enerji santraline tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...