03 Mart 2018 03:05

‘Kalbimiz Suriye’de ama iş yok, elektrik yok, ölüm var’

Adana'dan Suriyeli saya işçileri, yazdıkları mektuplarla 'Suriye’den kaçmak çözüm mü?' sorusuna yanıt verdiler.

Paylaş

Suriyeli saya işçisi
Adana

Merhaba Evrensel Gazetesi okurları. Ben saya işinde çalışan Suriyeli bir işçiyim. Halep’teyken de saya işi yapıyordum. Türkiye’ye gelince de önce tarlada çalıştım 6 ay sonra saya işinin yapıldığı yeri buldum. Bir işçi “Suriye’den kaçmak çözüm mü?​” diye sormuş. Ben Türkçe okuyamıyorum ama arkadaşım okudu. Ücretlerin düştüğünden bahsediyorlar. O konuda hak veriyorum biz gelmeseydik daha az işçi olacaktı, patronlar iş diktirecek sayacı bulamayacaktı. Belki ücretler fazla olacaktı. Ama biz buraya mecburiyetten geldik. Mahsus gelmedik. Savaştan önce (Suriye’de de parça başı çalıştıkları için) sabah istediğim saatte işe gider, akşam 4-5 gibi işi bırakırdım. İşim olunca evde çok kişi çalışması gerekmiyordu. Daha rahattık. 

‘KALACAĞIM DİYORDUM AMA…’

Savaş başladıktan sonra önce ben burada kalacağım dedim ama işsizlik başladı. Zenginler gitti önce, iş yok. Biz 9 kardeşiz. Halep’te çatışmalar vardı. Bir kardeşim iş aramaya gittiği sırada bomba düştü. Hastane yok. Gaziantep’e hastaneye götürdük, orada öldü, köyümüze gömdük. Benim de 2 çocuğum var, anne babamla yaşıyordum. Kardeşimin çocukları, eşi ortada kaldı. Allah kimsenin başına vermesin. Ben arada kaldım. İş bulup çalıştığımızda 200 metre ötemize bomba düşebiliyordu. Yakınımızda bir eve bomba düştü. Bir ailenin hepsi öldü. Sadece bir adam sağ kaldı. Bir saatte iki paket sigarayı nasıl bitirdi, gördüm. Adam aklını kaybetti. Ne zaman bomba düşeceği belli değil. Elektrik yok, su yok, iş yok. Bu yüzden geldik. 

‘GREVDEN SONRA ÜCRETLER AYNI OLDU’

Önce ben tek geldim. Antep’te akrabalarım vardı. Biz aslen Antepliyiz. Birkaç gün akrabaların yanında kaldım. Ama gelen çok akraba vardı. Ayıp olmasın diye orda kalmadım, Adana’ya geldim. Kimseye yük olmak istemedim. Burada bahçe işlerine gittim. 6 ay kadar çalıştım. Hiçbir yeri bilmiyordum. Sonra biri beni 5 lira karşılığında Büyüksaat’te ayakkabı işinin yapıldığı yere getirdi. Burada gezerken Halep’teki çırağıma rastladım. Onun aracılığı ile işe başladım. İlk başlarda bize Türklerden daha az para veriyorlardı. Onlar 500 alırken biz haftalık 275 alıyorduk. İster çalış ister çalışma dediler. Ailemi getirecektim, kimseyi tanımıyordum. Sonra çocuklar vardı. Nereye gideceksin? Mecbur çalıştım. Önce bize tepkiler vardı ama biz mecburduk. Ben kiramı ödemek için yüzüğümü sattım. Ucuza çalışmayı biz istemedik. Ben 6 yıldır buradayım. Şimdi biraz durumumuzu topladık. Türkiyelilerle aynı duruma 6 yılda gelebildim. Sayacılar olarak birlikte yaptığımız grevden sonra ücretlerimiz aynı oldu. Hâlâ sorunlar var ama ücretlerimiz aynı. Diğer işçiler de birlikte olsunlar. Eşim ve çocuklar da burada. Çocuklar okula başlayacak inşallah. Şimdi geri dönersek zor olur. Hâlâ Suriye’de iş yok. 

Suriyeliere karşı tepkiler var. Bize “Orada insanlar ölürken bunlar burada eğleniyor” diyorlar. Mahallede kafelerde nargile içip eğlenenler var. Bu kadar yapmaları abartı. Hak veriyorum. Ama herkes böyle değil. 

‘ANNEN, BACIN YEMEK İSTERSE’

Niye Suriye’de kalmadın diyorlar. Orada kim kimi vuruyor belli değil. İnsanlar sokağa çıkamıyor. Eşimi, çocukları yollasam ben kalsam nasıl çalışacaklar, okula gidecekler. Annen, bacın yemek isterse, sen de öyle bakarsan ne olur? Böyle düşüneceksin. Ölen kardeşimin eşi, çocukları şimdi İstanbul’da ailesinin yanında. Sahip çıkan olmazsa onlara ne olur? Esrara bulaşırlar. Şimdi İstanbul’da okula gidiyorlar. Biz buraya çocuklarımız için geldik. 

‘BURADAYIM AMA KALBİM SURİYE’DE’

Biz Suriye’ye gitsek bize sahip çıkmazlar diyorlar. Suriye’ye savaştan önce Filistin’den, Lübnan’dan, Irak’tan geldiler. Kimlik aldılar. Ben Halep’teyken Antep’ten, Kilis’ten ayakkabı alıp satmaya gelirlerdi. Sokakta yatarlardı. Kamyonlar gelirdi. 30 tane kamyon arka arkaya dururdu. Biz hepsine ikramda bulunurduk. Gelen misafire ikramda bulunmamak ayıptır. Bir şey yemeden göndermezdik. Ben de elimden ne çıkarsa verirdim. Suriye’de de Kürt, Türk, Arap var Türkiye’de de. Ben Türkiye’ye savaştan önce de geldim. Akrabalarımız da bize gelirdi. Ama bu sefer farklı oldu. Ben buradayım ama kalbim Suriye’de. Savaş ne zaman bitecek? Bitsin artık.


SİZ DE BİRLİK OLUN, KAZANIN

Saya işçisi
Adana

Ben de arkadaşım gibi Suriye’de Halep’te sayacılık yapıyordum. Orda da birlikteydik burada da birbirimizi bulduk. Suriye’de iş yok, su yok. Sadece savaş değil, ekmek bulamıyorduk. İlk kardeşimle geldim. Sonra ailem geldi. 5 kardeş çalışmaya başladık. İlk günlerde para almadık. Bir ustadan hepimizin bir aylık 4 bin lira alacağımız vardı. Vermezse n’aparız diye düşündük. Geri dönmeyi düşündük. Ama usta paramızı verdi. Ben Buruk Mezarlığı civarında çalışmaya başladım. 4 Suriyeli işçi vardık. Sonra usta 3’ünü çıkardı. 3’ünün işini ben yapmaya başladım. Gece 1-2’lere kadar çalıştım. İş olmadığında köpeğine baktırıyordu. Çıksam iş bulamam diye çıkamadım. Her yeri bilmiyordum. Ücretleri eksik veriyorlardı. Aile var mecburen çalıştık. Bizim buraya gelmemizden büyük patronlar faydalandı. Daha ucuza iş diktirdiler. Biz ucuza dikmeyi neden isteyelim? Ama şimdi sorun kalmadı. Biz birlik olduk, siz de birlik olun kazanın.

ÖNCEKİ HABER

Suriyeli işçi: Kimin için savaşacağız?

SONRAKİ HABER

İnsan olarak bizler savaş karşıtı olmalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...