09 Şubat 2018 22:14

Saadet Partisi'nden Afrin çağrısı: Sorun diyalogla çözülsün

Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, bölgedeki sorunların halklar ve devletler tarafından diyalog kurularak çözülmesi çağrısı yaptı.

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Saadet Partisi (SP) Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan ile 22 gündür devam eden Afrin operasyonunu konuştuk. Operasyonun Kürt ve Türk halkı arasında kin ve düşmanlığa neden olabileceği uyarısı yapan Bozan, yaşanan sorunların halkların ve bölgedeki devletlerin bir araya gelerek konuşarak çözmesi gerektiğini dile getirdi. Uzun vadeli bir savaşın ciddi ekonomik sorunlar doğuracağını söyleyen Bozan, “Türkiye’nin daha aklıselim düşünerek, kendi içindeki Kürt halkından kopmayarak insani hakları ne varsa eşit anlamda vermesi gerekir” dedi.

‘ABD, RUSYA İNSANLARI BİRBİRİNE KIRDIRTIYOR’

Afrin meselesinin uzun vadede gelişen bir sürecin sonucu olduğunu, sorunun orada yaşayan halklar arasında adil bir şekilde çözülmesi gerektiğini ifade eden Bozan, “Kürt halkının da haliyle yeryüzünde yaşayan tüm halklar gibi sahip olması gereken hakları vardır. Burada özellikle Kürt, Türk, Arap halklarının bir araya gelip kendi sorunlarını kendi aralarında çözmesini savunuyoruz. İnsani ve adil bir şekilde. Maalesef ABD, Rusya ve diğer batılı ülkeler, buradaki insanları silahlandırarak buradaki insanları birbirilerine öldürtme, birbirine kırdırtma oyunları oynuyorlar” dedi. 

Türkiye’nin sınır güvenliği meselesini diyalogla çözmesi gerektiğini belirten Bozan, “Türkiye, vatandaşların can güvenliğini emniyete almak açısından her ülke gibi kendi sınırını güvene alma hakkına sahiptir. Bunun da öncesinde diplomatik yollarla bunun önlenmesi gerekir. Bu sadece silahla, öldürmeyle bitecek bir olay değildir. ABD’nin oradan buraya gelmesi ve Rusya’nın Kürtlere sahip çıkması yerine, bölgedeki devletlerin Kürtlere sahip çıkması ve birbiriyle konuşması, anlaşması gerekir ki bu sorun kökten çözülsün” dedi.

‘AFRİN’E GİRMEK KÜRT VE TÜRK ARASINDA KİNE NEDEN OLUR’

Afrin’e girmenin çözüm olmadığını, bu durumun Kürt ve Türk halkı arasında kin ve düşmanlığa neden olabileceği uyarısı yapan Bozan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İleride meydana gelecek sivil insanların hayatını kaybetmesi, köylerin ve ilçelerin yıkılmasıyla yeni göç kitlelerinin oluşması, orada yaşayan Kürt halkının da Türk halkına karşı uzun süreçte kafalarında ve kalplerinde oluşabilecek olan kin ve düşmanlığın tohumunu da atmış olabilir. Diğer taraftan cenazeler geldikçe karşılıklı olarak hem Kürtlerin ölen akrabalarının hem Türkiye’deki asker ve polis akrabaları arasında yani Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Türk’e bir kin tutma olayı da olacak zaman içerisinde. Bu halklar arasında soğumaya neden olacak. Bu konuda gerekli olan hassasiyetin gösterilmesi lazım.” 

EKONOMİK SIKINTILAR DOĞURACAK

Türkiye’nin uzun vadeli bir savaş sürdürmesi sonucunda ciddi ekonomik sıkıntıların doğacağına dikkat çeken Bozan, “Türkiye’nin ekonomisi borca dayalı, dışarıdan destekli bir ekonomi. Samandan tutun silaha kadar her şeyi dışarıdan gelen bir ülkeyiz. Yani kendi üretimi olmayan bir ülkenin uzun bir savaş sürdürmesi ekonomik olarak ciddi sıkıntılar doğuracak” dedi.

‘KENDİ HALKLARI İÇİN İSTEDİKLERİNİ KÜRT HALKI İÇİN DE İSTEMELİLER’

“Bizim için ABD’nin olmadığı her yer güvenli bölgedir” diyen Bozan, “ABD’nin olduğu her yerde de çatışma ve güvensizlik olur. Dolayısıyla burada Türkiye’nin daha aklıselim düşünerek kendi içindeki Kürt halkından kopmayarak insani hakları ne varsa eşit anlamda vermemiz, bölgedeki devletlerin İran, Irak, Suriye’nin bir araya gelip bu meseleyi kendi aralarında konuşarak çözmeleri, kendi halkları için istediklerini Kürt halkı için de kardeşlik anlayışıyla istemeleri, bu anlamda eşit noktada durmalı. Irkçı söylem ve eylemlerden kaçınılması gerekir ki bu problemler kalıcı bir şekilde çözülebilsin” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Büyük koalisyon Avrupa için ne anlama geliyor?

SONRAKİ HABER

'Afrin operasyonu, ocak zammını konuşulmaz yaptı'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...