11 Mayıs 2016 11:37

Sarıyıldız: BM zamanında yanıt verse o insanlar yaşayacaktı

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'la BM'nin Cizre açıklamasını konuştuk: BM çağrılarımıza zamanında yanıt verse belki o insanlar yaşayacaktı.

Paylaş

Erdal İMREK
İstanbul

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Prince Zeid Ra’ad Zeid al-Hussein’in “Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre’de etrafı sarıp 100’den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık raporları var” açıklamasını ve Türkiye’ye bağımsız bir heyetin inceleme yapmasına izin vermesi yönündeki çağrısını HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’la konuştuk.
Abluka boyunca Cizre’den ayrılmayan Sarıyıldız, BM’ye ve diğer uluslararası kuruluşlara defalarca çağrı yaptıkları halde cevap alamadıklarını belirterek, “Zamanında adım atsalardı belki de o bodrumlarda katledilen insanlar yaşıyor olacaktı” dedi. Geç de olsa BM’nin yaptığı açıklamanın olumlu olduğunu söyleyen Sarıyıldız, “Eğer samimi iseler derhal gelip inceleme yapmalılar” dedi.

O İNSANLAR TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE YAKILDI

“BM’nin çağrısı önemli. Ama o insanlar katledilirken yaşanan süreci düşününce samimiyetlerine ilişkin kuşkularımız var” diyen Sarıyıldız, “Cizre’de devletin talimatıyla yüzyılın en büyük insanlık suçlarından biri işlendi. Oradaki insanlar tüm dünyanın gözü önünde yakıldı. Toplu halde katledildi. 120 arkadaşımız yakılarak öldü. Cizre’de şu ana kadar bizim tespit edebildiğimiz 259 insan katledildi. Orada henüz hiçbir insan ölmemişken, bodrumda can çekişirlerken biz günlerce BM’ye bağlı Kızılhaç’a çağrılar yaptık. Ama bir yanıt verilmedi. Birçok uluslararası kuruma başvurduk. Bize dönüş yapmadılar. Şayet o zaman etkili bir çağrı yapsalardı, belki o insanlar yaşayacaktı. Maalesef o gün bunu yapmadılar” dedi.

BİRİNCİ BODRUMDAKİLER YAŞARKEN KIZILHAÇ’A BAŞVURDUM

BM’ye ilk başvuruyu bizat kendisinin 26 Ocak’ta henüz sadece birinci bodrum varken yaptığını söyleyen Sarıyıldız, “Orada 31 insan vardı. 1-2’si dışında yaşıyorlardı. Yaralı, bitkin ve susuzlardı. Kızılhaç’a çağrı yaptık. Cevap gelmedi ve o insanlar öldü. 4 Şubat’ta tekrar başvurduk. ‘Burada korkunç şeyler oluyor. İnsanlar yakılıyor’ dedik. Ama yine bir gelişme yaşanmadı. 3. başvurumuz da 13 Şubat’ta oldu. O zaman artık İçişleri Bakanı, Cizre’deki operasyonun bittiğini açıklamıştı ama yasak sürüyordu. Çünkü devlet delilleri, suç unsurlarını ortadan kaldırmak istiyordu. ‘Gelin en azından bu suçu tespit edin, delillerin yok edilmesine izin vermeyin. Bu katliamın talimatını verenleri ve emri uygulayanları tespit edin’ dedik. Buna da cevap alamadık. O insanlar bu bodrumlarda yakıldı ve o binaların enkazı nehirlere döküldü” dedi.

BM ZERRECE SAMİMİYSE HEMEN GELSİN

Sadece BM’ye değil, Avrupa Konseyi’ne, AİHM’e başvurarak ‘halen bu vahşetin izleri duruyor, gelin tespit edin. Devlet bu izleri kaldıracak yoksa’ dediklerini söyleyen Sarıyıldız, “Gelmediler ve devlet kepçelerle kaldırıp bunları nehirlere döktü. Biz her şeye rağmen belgeledik. Elimizde önemli deliller var. Bütün yaşananlara rağmen BM’nin açıklamasını önemsedik. Ama bu açıklamanın gereği yerine getirilirse önemlidir. Biz her türlü desteği sunmaya hazırız. Devlet ne kadar delilleri yok etse de bizim elimizde birçok somut delil var. Fotoğraflar, video kayıtları, telefon kayıtları, canlı tanıklar var. Dicle Nehri kenarına dökülen harfiyatta bulunan çocuklarımızın bedenleri var. Bu saatten sonra eğer BM’de zerre kadar samimiyet, ciddiyet varsa derhal gelip sahada inceleme yaparlar” şeklinde konuştu.

‘DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DOĞRU SÖYLEMİYOR’

Dışişleri Bakanlığı’nın BM’ye verdiği cevabın büyük bir manipülasyon olduğunu söyleyen Sarıyıldız, “Tüm dünyanın gözü önünde oldu herşey. Uluslararası kurumların gelip inceleme yaptığı doğru değil. Türkiye’deki kurumların İHD’nin, HDP’nin incelemesine izin verilmedi” dedi.

'O VAHŞETİ İBRET OLSUN DİYE HALKA İZLETTİLER'

Yasağın kalktığı gün vahşet bodrumlarının etrafına bant sarmak istediklerini söyleyen Sarıyıldız, “Deliller karartılmasın diye zabıtalarla birlikte bant sardık bodrumun etrafına. Polis zırhlı araçla gelip bantları söküp attı. Ve orayı kapatmadı, insanların gelip o vahşeti görmelerini istediler. Halk bu ibretlik tabloyu izlesin istediler. Daha sonra da delilleri kaldırdılar” dedi.  

BİZ KEMİK TOPLARKEN BAŞBAKAN ‘O BODRUMDA KİMSE YOK’ DEDİ

Devletin Cizre’deki katliam boyunca kirli bir mizanseni devreye soktuğunu söyleyen Sarıyıldız, “Yasağın kaldırıldığı 79. günde biz o bodrumlarda yakılan isnanların kemiklerini torbaya koyduğumuz sırada bugünün devrik Başbakanı, “Biz bodrumlara baktık. HDP’nin bir yaygara peşinde olduğunu gördük. Kimse yok bodrumda’ dedi. Biz o sırada kemikleri topluyorduk orada. Adli Tıp Uzmanı Şebnem Koruru Fincancı’yla bodrumda kemikler üzerinde inceleme yapıyorduk. Şebnem Hanım bir çene kemiğini bana göstererek, ‘En fazla 12 yaşında’ dedi. Orada insanların gözlükleri, telefonları vardı yanmış halde. Yanan insanların bedeninden süzülen yağlar inmişti yerlere. Kolları, elleri ordaydı. 31 insannın öldüğü o bodrumdan, bir gün önce asker ve polisler 26 torbayla cenazeleri hastaneye götürmüştü. Biz kalan parçaları görüntüledik. Hangi cenazelerin hangi bodrumdan çıktığı, kaç tane çıktığı o cenazeleri hastaneye taşıyan belediyede mevcut. Başbakan utanmadan o bodrumda kimse olmadığını söyledi” dedi.

SARIYILDIZ: POLİS O TABUTU AÇIP CENAZENİN ÜZERİNE TABANCA KOYDU

Devletin, en başından beri yaşananları çarpıttığını dile getiren Faysal Sarıyıldız, “Biz HDP olarak onların oyunlarını hep bozduk. Ben tüm vahşete birebir tanık olanlardan biriyim. Onlar ne dediyse, yalanlarını belgeledim. Şahsıma, diğer vekil arkadaşlarımıza ve partimize öfkeyle saldırmaları bundandır. Sivilleri taradıklarının görüntüleri var elimizde. Bakın AİHM’in tedbir kararı üzerine biz bir mahalledeki yaralıları almaya gittik. 30-40 yaşlıyla birlikte gittik. Giderken valiliğe mesaj attım, 112 Acil Servisi aradım. ‘Ambulans gelsin yaralı ve cenaze getireceğiz’ dedim. Mahalleden aldığımız 3 cenaze ve 4 yaralıyı taşırken Nusaybin Caddesi’nde tarandık. Orada 2 insan daha katledildi. Cenazeleri ortada kaldı. Daha sonra polis, bu cenazeleri tabutlara koyup hastaneye götürürken, tabutun birini açıp cenazelerin üzerine tabanca bırakıyor. Ve bunun görüntüsünü hemen Erdoğan’a, yargıya servis ediyorlar. O günden beri, ‘Bunlar tabutlarla silah taşdı’ diyecek kadar iğrenç ithamlarda bulunuyorlar. Yargı, hülkümetin talimatlarını yerine getirerek Cizre’de hukuku ayaklar altına aldı. Biz her defasında onları teşhir ettik. Bu nedenle kirli oyuınlarla, ithamlarla bizi siyasetin dışına çıkarmak istiyorlar” dedi.

ÖNCEKİ HABER

HDP: BM'nin Cizre'de inceleme yapmasına derhal izin verilsin

SONRAKİ HABER

Yalda Abbasi İstanbul'da sahne aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa