Kayyım, hapis ve yeni boyut kazanan savaş

Dokunulmazlıklar kaldırıldı… 
Kayyım hazırlığı başladı…
Gazeteciler ve aydınlar hapse atıldı…
Savaş uçaklarının da devreye sokulduğu savaş yeni boyut kazandı…
***
Dokunulmazlığı kaldırılan HDP’li vekiller mahkemelere çağrılmaya başlandı.
Davalar art arda açılacak.
Bunda şaşılacak bir şey yok!
Çünkü bu dokunulmazlıkların kaldırılması meselesinin aslı astarı, neyi amaçladığı belliydi.
Hedef; kazanılan demokratik mevzilerin bir bir kazınması hesabıdır; Kürt ve devrimci, demokrat politikacıların parlamentodan atılmasıdır.
Tüm demokratik kurumlar, meslek odaları, sendikalar, gazete ve televizyonlar, muhalif güçler hedeftedir.
Hayatın Sesi Televizyonuna yönelik baskılar da bu hesabın içindedir.
Bu hesap, barışta ısrar eden, emek ve demokrasiyi savunanların susturulması, Kürt, devrimci ve demokrat politikacıların teslim alınması, olmazsa meclisten atılması için gündeme getirildi.
Ve hızla işletilmeye başlandı.
Görünen o ki, (eğer güçlü bir halk cephesi, bir demokrasi kalkışması gerçekleştirilemezse) AKP milliyetçilik ve dincilik üzerinden süren savaş politikalarında ısrar edilecek, savaş derinleştirilecek, batıya da yayılacak ve Kürt siyasetçileriyle birlikte devrimci demokrat parlamenterler bir bir parlamento dışına atılacak.
Bunun başka bir göstergesi de yerel yönetimlerde işletilmeye başlatıldı.
Yerel yönetimler alanında da düğmeye basan Erdoğan oldu.
‘Alışagelen bir cumhurbaşkanı olmayacağım’ sloganıyla görevi devralan Erdoğan bir cumhurbaşkanından çok milliyetçi, dinci bir partinin genel başkanı gibi davranan, kendisi gibi düşünmeyen her kesimi ve herkesi hedef haline getiren Erdoğan son olarak “Bu günler onların iyi günleri... Bunun hesabını verecekler” dedi. 
Yasaların, anayasanın, teamüllerin, uluslararası hukukun beş kuruşluk kıymetinin bulunmadığı, Erdoğan’ın ağzından çıkan sözün kanun yerine geçip yasama, yürütme ve yargı kararı haline geldiği bu süreçte (Eğer güçlü, birleşik demokratik bir hareket geliştirilerek süreç tersine çevrilemez ise) evet, “bu günler hepimizin iyi günleri olacak!”
Başbakan Binali Yıldırım da DBP’li Belediye Eş Başkanlarını kast ederek, bir yığın afaki söz ve suçlamanın ardından; “Burunlarından fitil fitil getireceğiz” dedi.
Bir de “Yemezler!” dedi. “Devletten yol yapmak için para alıp örgüte aktaracaksınız. Yemezler!” 
Teftişin, takibin bitmez tükenmez olduğu, teftiş kurullarının DBP’li belediyelerden çıkmadığı ve hiçbir yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık (Bu kavramların yan yana gelince hangi partiyi, kimi ve kimleri hatırlattığını bir yana bırakalım!) bulunamadığı gerçeğine rağmen propaganda böyle yapılıyor.
Rant ve kimliksizleştirme politikası hızla devreye sokuldu. Önündeki engelleri de bir bir kaldırmak istiyorlar.
Anlaşılan, Kayyım işi, parlamenterlerin meclis dışına atılması süreciyle birlikte işletecekler.
Bölgede süren gelişmelere bakınca savaşın yeni bir boyut kazandığını söylemek mümkün.
Şehirlere tanklar, toplar, panzerler girmişti. Bazı haberlere göre artık savaş uçakları da bombardımana katılmış bulunuyor. Teslim alınamayan Kürt halkı da direnişi sürdürmekte kararlı görünüyor. Sorun dayanışma, mücadele ve direnişi yaygınlaştırmak ve büyütmektedir.
Elbette bu olup bitene karşı daha büyütülmesi gereken bir mücadele, bir duruş bir tutum var.
İktidarın yeni aşamasını başlattığı, yeni boyut kazandırdığı savaşa ve diğer politikalara karşı mücadele de büyütülecektir. Demokrasi cephesi oluşturulup ileri adımlar atılmasında geri durulmayacaktır.
Bunun en somut kanıtı; Özgür Gündem gazetesini Genel yayın Yönetmenlerinin cezalandırılmasından sonra gazeteye ve elbette basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çıkanların gösterdiği tutumdur.
Sarayın sesi olmayı ret edenler, emek, barış ve demokrasi mücadelesinde ısrar ediyorlar. Sevgili dostlarımız, emek, barış ve demokrasi savunucusu gazeteci, aydın, yazar akademisyen arkadaşlarımız bunun için hedef oldular. Gazeteciler, yazarlar, aydınla, akademisyenler baskıya ve zorbalığa teslim olmuyor. Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin’in tutuklanmasının altındaki neden teslim alınamayan dayanışma, mücadele ve direniştir.
Yeni boyut kazanmış baskıya, savaşa ve sömürüye karşı dayanışma, mücadele ve direniş büyüyerek sürecek…