29 Mayıs 2016 00:58

Genç bir gazeteci meslekten nasıl soğutulur?

Genç bir gazeteci meslekten nasıl soğutulur?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkede gazetecilere yönelik baskıların ulaştığı durum malum, bu baskıları düzenli olarak izleyen ve Bianet’te raporlayan Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’ya bile soruşturma açıldı. Adliye artık yargılanan ve onlara desteğe gelen gazetecilerin buluşma yeri oldu, eski dostlar sık görüşüyor. Çoğu holding medyasındaki işlerinden kovulmuş, dedikodusu, hatırası bol, sonu çaresizliğe çıkan sohbetler yapılıyor. Gazetecilerin yargılandığı duruşmaların izlenmesinin iletişim fakültesi öğretim müfredatına dahil edilmesinin vakti geldi. Yargılananlar arasında kıdemli gazetecilerin yanında Cumhuriyet Muhabiri Canan Coşkun gibi hakkında yaşı kadar ceza istenen çok sayıda genç gazeteci de var. 

Diğer taraftan sınav sistemi mağdurları dışında gazetecilik bölümünü isteyerek seçenlerin heyecanını söndürmek kolay değil. Kendi öğrenciliğimden hatırlıyorum, rüyaları yapacağınız manşetler, yazacağınız kitaplar, alacağınız ödüller süsler. Şimdi artık batıda çok heveslisi kalmadı ama eskiden kime sorsanız savaş muhabiri olacaktı. Gerçekler, bin bir güçlükle staj ayarlanan ya da ancak tanıdık vasıtasıyla kapağın atılabildiği haber merkezinin kapısından girildiğinde başlar. Genç gazeteci haber merkezinde gördüğü hayattan bezmiş emektarlardan biri olmayacak, özel haberler patlatacak ve aradan sıyrılacaktır. Ülkede haberden bol bir şey yok, burnu biraz iyi koku alıyorsa beklediği fırsat kısa sürede ayağına gelir. İlk iş haber müdürünü ikna etmek, ki hiç kolay değil, o aşamayı geçerse gecesini gündüzüne katar ama en sonunda haberi çoğunlukla elinde patlar. Haberi ya editörü tarafından bambaşka bir hale getirilmiş ya da kimsenin okumadığı arka sayfalara atılmıştır. Gözündeki fer neleri haber yapmaması gerektiğini öğrendiğinde tamamen söner. Şanslı olanlar bu ortamda dahi elinden tutulanlar, destek olunanlardır. Size yol gösteren, önünüzü açan insanlarla çalışıyorsanız tüm zorluklarına rağmen bu meslekte kalmaya değer.

Bir örnek üzerinden gidelim perşembe günü Hürriyet gazetesinde “New York Times muhabirinin Cizre ve Nusaybin’deki PKK izlenimleri” başlıklı bir haber yayımlandı. Hürriyet’e göre New York Times Muhabiri Robert F. Worth Cizre ve Nusaybin’de görüştüğü kişilerin PKK’lı teröristlerin kurduğu barikatlardan rahatsız olduklarını aktarmış, haberin konusu bu kadar. Worth bölgeye gidip izlenimlerini bu şekilde yazmışsa Hürriyet’in haberinde bir sorun yok. Ancak gerçek öyle değil. Worth “Behind the Barricades of Turkey’s Hidden War” (Türkiye’nin gizli savaşının barikatlarının ardı) başlıklı haberinde Kobanê’den başlayarak Türkiye’deki hendeklere uzanıyor. Nusaybin’de polis ve askerlerin kontrol noktalarından dikkatlice kaçışlarını şu sözlerle aktarıyor: “Gazetecilerin isyan hakkında haber yapması Türk hükümeti tarafından kesinlikle engelleniyor, isyancılar hakkında olumlu en ufak bir ifade kullansanız hapis cezası alabilirsiniz. Sonuç olarak sokağa çıkma yasaklarının olduğu yerlerde ve barikatların arkasında ne olup bittiği haberleştirilemiyor.” Neyse ki Worth burada yakalanmadan hendeklerin arkasındakilerle görüşebilmiş. Amerikalı bir gazeteci gözüyle neden savaştıklarını anlamaya çalışmış, aktarmış ve evet haberde bazı orta sınıf Kürtlerin bu savaşın şehirlerine verdiği zarardan yakındıkları ve bu nedenle PKK’yi suçladıkları da yer alıyor, Kobanê’de savaşmış ancak Türkiye’de bu şekilde savaşmanın sonuç getirmeyeceğini, anlamsız düşünen genç bir kadının görüşleri de. Yazı burada yaşayan bir Türk için bile epey bilgilendirici ayrıntılar içeriyor. Ancak Worth’ün ifadesiyle “Milliyetçi bir çılgınlığa kapılmış ana akım medya” bu haberi okuyup, içinden iki cümle çekip bir çarpıtmaya imza atıyor. Bu müptezelliği yerden yere vurmak mümkün. Ama onun yerine bu haberi çevirmek zorunda kalan muhtemelen genç, iyi eğitimli ve dil bilen muhabirin hissettiklerine odaklanmak istiyorum. Kim olduğunu bilmiyorum bunlar sadece tahminim. Konu ne olursa olsun böyle bir haber yapma hayali kurarken böyle bir çarpıtmaya alet edilmesine üzülmüş olabileceğini düşünüyorum. Eminim ki haber müdürü çıkıp “Biriniz Nusaybin’e gidip ne olup bitiyormuş bakın” dese heyecandan gece uyuyamayacak muhabirler vardır o gazetede, Haber Nöbeti’ne katılmak isteyip de katılamayanlar da… Oysa onların yerine zırhlı araç içinde artık gazeteci bile gönderemediğinden Gülben Ergen’i gönderiyor Hürriyet. Nusaybin olmasın, Gazi Mahallesi’nde ne olup bittiğine bakmak istiyorum dese, kentsel dönüşümü incelemek istese, tacize uğrayan çocukların haberini hak temelli görmek istese engellenecek, ısrar ederse işinden olacak.

Gazetecilerin haber yapamamalarının önünde ekonomik, siyasi, yasal pek çok engel var, bir diğer önemli engel de genç ve iyi eğitimli gazetecilerin önünü açan, onları destekleyen bir sistemin olmaması. Onun yerine yazı işlerinin bir kısmı şişik egolarıyla genç gazetecileri meslekten ve hayattan soğutmakla meşgul. Köşe yazarlarına verilen maddi manevi desteğin onda biri genç gazetecilere verilmiyor, sırtları bile sıvazlanmıyor, emekleri görmezden geliniyor.

Cuma günü Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24), tarafından düzenlenen AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri verildi. Aynı gün duruşması olan Canan Coşkun ve hak haberciliği alanında çok başarılı haberlere imza atan Burcu Karakaş, Genç Gazeteci Ödülü’nü paylaştılar. Canan Coşkun kendisine haber yapma fırsatı veren haber müdürüne teşekkür etti. Burcu Karakaş ise Milliyet gazetesinden atılmasının habercilik anlamında kendisini özgürleştirdiğini dolayısıyla “hayırlı olduğunu” ifade etti. Bütün olumsuzluklara rağmen heyecanlarını koruyabilen genç gazetecilere, özellikle de kadın gazetecilere daha fazla destek olmalıyız, yazı işlerinden başlayarak…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...