29 Mayıs 2016 00:53

Yarış kafa karışıklığı gerektirir

Yarış kafa karışıklığı gerektirir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçenlerde bir konuşmaya tanık oldum. Konuşan kişiler birer veliydi. Konuşmayı, tam da eğitimin bir yarış olduğu söylendiğinde yakaladım. Konuşan kişi, eğitim bir yarış olduğu için okulların amacının yarış kazandırmak olduğunu söylüyordu. Tahmin ettiğim üzere, konuşma kısa süre sonra okullara ödenen ücretlere geldi. Veliler duydukları, bildikleri ücretleri yarıştırarak konuşurlarken yanlarından ayrıldım. Özel okullara öğrenci göndermek için harcanan büyük tutarların toplamını hesaplamaya karar verdim.

Geçen yıl mayıs ayında açıklanan ücretlerden yola çıkarak birkaç örnek üzerinden basit bir hesap yapalım. Örneğin, İstanbul’daki özel okulların birinde yıllık ücretler; anaokulu için 14 bin 500, ilkokul için yaklaşık 25 bin, ortaokul için yaklaşık 26 bin ve lise için 29 bin TL olarak açıklanmıştı. Bu tutarlar, asgariden hesaplandığında 335 bin TL tutar. Bu, bir öğrencinin liseyi bitirene de okula gidebilmesi için ödenmesi gereken çok yüksek bir tutar.

Türkiye’de son dönemde türeyen zincir kolejlerin en iddialısında ise yıllık ücretler anaokulu için 21 bin 500, birinci sınıftan sekizinci sınıfa dek 22 bin 700 ve lise için 25 bin TL olarak belirlenmişti. Bu da kaba bir hesapla 300 bin TL demek.

Bunlar sürümden kazandığı söylenen okullar. Sürüm çok sayıda okul, çok sayıda öğrenci; fabrika üretim anlayışı demek. Daha az sayıda okulu olan kuruluşlar ise çok daha yüksek tutarlar istiyorlar. Bunlardan biri Ankara’dan Türkiye’ye yayılmış olan ünlü bir kolej. Bu kolejde anaokulu yıllık ücreti geçen yıl yaklaşık 52 bin TL olarak belirlenmişti. İlkokul için 17 bin 500, ortaokul ve lise için ise yaklaşık 20 bin 500 TL isteniyordu. Liseden mezun olan öğrenci için ödenmiş olacak toplam ücret yaklaşık 300 bin TL...

Çok daha pahalı okullar da var. Kimi liselerin yıllık ücreti 40, 45, hatta 50 bin TL üzerinde. Bunlar, çoğu zaman peşin ödeme koşulu ile verilen ücretler. Yukarıdaki hesaplar taksitli ücretler ile yeniden yapılacak olsa çok daha yüksek toplamlar elde edilebilir.

Bunlara katılması gereken yemek ücretleri, taşıma ücretleri, kitap kırtasiye vb. giderler de var. Her ay yemek için 2 bin 500, taşıma için 2 bin gibi tutarlar ödenmesi gayet olağan karşılanabiliyor. Öğrenci eğer yatılı kalacaksa, bunun için yıllık 80 bin TL isteyen okullar var. Ama bunları hiç katmadan basit hesap yapmayı sürdürelim.

Şu ana dek ortaya çıkan tablo, bir öğrenci için anaokulundan lise sona dek ödemesi gereken tutarın kabaca 300 bin TL üzerinde olduğu. Bu tutara katılabilecek bir kalem daha var. O da “yüksek” öğretimin paralı şekli, yani özel üniversite. Özel üniversite ücretleri de çok yüksek. Yıllık 25, 30, 35 bin gibi tutarlar söz konusu. Basit bir hesap için yıllık 25 bin ödendiği ve bir öğrencinin yalnızca dört yıl boyunca okuduğu varsayılabilir. Bu durumda üniversite için ödenen ücret 100 bin TL tutacaktır.

Bu basit hesaplardan yola çıkılarak, anaokulundan üniversiteye ödenen toplam tutarın asgari 400 bin gibi bir tutar olabileceğini söyleyebiliriz. Bu tutar diğer giderler hesaba katıldığında hiç kuşkusuz en az 500 bin olarak da düşünülebilir. Sonuç? Bir öğrencinin okula gidebilmesi için yarım milyon gerekiyor. İki çocuk için ödenecek ücret bir milyon. “En az üç çocuk” saçmalığını yineleyip duranlara kulak asılacak olsa, tutar bir milyonu aşacak. Bol çocuk, bol özel okul kocaman bir “eğitim sektörü” demek. Ekonomiyi inşaat, araba, silah vb. gayet gereksiz sektörler ile canlandırmakla övünenlerin özel okul aşkı buradan geliyor.

Özel okullara ödenen büyük tutarlar, bu tutarları ödemek için borçlananlar, büyük paralar kazanmak için kapitalizmin en berbat maşalarına dönüşenler korkunç bir tablo oluşturuyor. Bu, okulların tümüyle kamu zararına işleyen bir piyasa mekanizmasına dönüştürülmesi demek. Bu nedenle, topluma benimsetilmek istenen “yarış” anlayışı ve özel okulların iyi olduğu iddiası kafa karışıklığı gerektiriyor. Oysa birilerinin daha öne geçebilmesini sağladığı söylenen her mekanizma gibi yarışmacı eğitim anlayışı da baştan sona yanlış çünkü aslında toplumun geri kalmasına neden oluyor. Paralı eğitime dün olduğu gibi bugün de kamu yararına olmadığı için karşı çıkmak gerekiyor. Özetle söylemek istersek, yarışma ve yarışmaya kapılıp kafanı karıştırma!
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...