27 Mayıs 2016 01:00

AB'yle anlaşmalar iptal edilebilir mi?

AB'yle anlaşmalar iptal edilebilir mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AB ile Türkiye arasında yapılan pazarlıkların ardından sığınmacılar anlaşmasına bağlanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen Bölgesi’ne vizesiz seyahati öyle anlaşılıyor ki daha önce ilan edilen 1 Temmuz’da gerçekleşmeyecek. Dahası vizesiz seyahatin 2017’den önce olmayacağı da Almanya’da ağırlıklı görüş. Bu demektir ki, daha önce ilan edilen “önümüzdeki sonbaharda” da mümkün değil.
Hal böyle olunca taraflar arasında bir kaç gündür “atışma” mahiyetine gelen açıklamalar yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sığınmacılar anlaşması konusunda daha önce ifade ettiği “Onlar yoluna biz yolumuzda” sözleri sürecin Türkiye tarafından bilinçli halde çıkmaza doğru sürüklendiğini gösteriyordu.
Zira, Erdoğan’ın hiciv üzerinde Almanya’yla yaratmak istediği, ancak özel olarak Merkel genel olarak Alman hükümetinin klasik “soğuk kanlı” tutumu nedeniyle amacına ulaşmamıştı.
Türkiye cephesinden son günlerde vize üzerinden yapılan açıklamalara, başta sığınmacılar olmak üzere bütün konularda yapılan anlaşmaların iptal edileceği tehdidi eklendi. Cumhurbaşkanı Danışmanı Yiğit Bulut, tehditleri ileriye götürerek “AB tek seçeneğimiz değil”e kadar vardırdı.
Bu tehdit açıklamaları şu sıralar olmadığı kadar fazla Alman basınında hemen yer alıyor.
Öyle görünüyor ki; Türkiye cephesinden AB’ye karşı yapılan tehdit ve şantajlar önümüzdeki günlerde katlanarak devam edecek. Çünkü siyasal gelişmeler bu yönde ilerliyor.
Sığınmacılar anlaşmasıyla AB ile yakalanan sıcak ilişkiler de zamanla yerini yeni bir “soğuk döneme” bırakacak gibi görünüyor.
Ama Almanya bütün bu tehdit ve şantajlara karşı soğukkanlılığını sürdürmeye devam ediyor. Türkiye’den döndükten sonra yapılan bakanlar kurulu toplantısı ardında konuşan Merkel, tartışmalı konular için zamana ihtiyaç olduğunu söylemekle yetindi.
Yani, “Bizim acelemiz yok.”
Öyle görünüyor ki, AB’nin talep ettiği 72 şarttan geriye kalan beş şart arasında bulunan Terörle Mücadele Yasası’nda istenen değişiklikler Erdoğan ve ekibi tarafından içeride AB’ye milliyetçi temelde bir tepkinin oluşması için kullanılacak. Vize konusunda tabandan gelecek baskı bu şekilde püskürtülecek. “Terörle mücadele” için “vizesiz Avrupa”dan feragat edildiğinin propagandası yapılacak.
Sığınmacı anlaşması üzerinden Avrupa’ya kafa tutmanın arkasında asıl olarak içerideki siyasal gelişmelerin olduğu açıktır. Zira,  bvatılı emperyalist devletler tarafından yıllardan beri yapılan dayatmalar doğal olarak halk arasında geniş bir tepkinin birikmesine neden olmuştur.
Erdoğan, şimdi içeride gücünü artırmak, kendisi için “nihai hedef” olarak ilan ettiği başkanlığa ulaşmak için pratikte askeri, siyasi ve ekonomik olarak emperyalist devletlerle iyi ilişkiler sürdürürken, siyasi söylemde genel bir “batı eleştirisi” öne çıkacak gibi görünüyor.
Bu aynı zamanda içerideki sorunların üzerini kolay bir şekilde örtmenin de en basit yöntemidir.
Tarihte “tek adam” olmayı kafaya koyan liderlerin neredeyse tümü bu yola başvurmuştur. “Üniter Başkan” Adolf Hitler’in ve partisi NSDAP’nin güçlenmesinde içerideki sosyal sorunların yanı sıra Versay Anlaşması’nın dönemin Almanya’sına getirdiği “haksızlıklar”, “ağır cezalar” ve “yasaklar” da büyük bir rol oynuyordu. Diğer ülkelerin “Alman ulusuna haksızlık” yaptığını savunan Nasyonal Sosyalistlerin bu söylemi geniş kitleler arasında kısa sürede büyük destek gördü. Ve bu destek 14 Ekim 1933’te Cenevre Silahsızlanma Konferansından çekilme kararından sonra 12 Kasım 1933’te Milletler Cemiyetinden ayrılmaya kadar vardı. Referandumda halkın yüzde 95’i Milletler Cemiyetinden ayrılma yönünde oy verdi. Aynı gün yapılan genel seçimlerde NSDAP’nin tek listesi yüzde 92.2 oy aldı. Diğer partiler yasaklandığı için bir tek faşist parti seçime katılmıştı.
22 Mayıs’taki AKP kongresinden sonra fiili olarak “üniter başkanlığı” kuran Erdoğan, bundan sonra bütün hesaplarını ve hamlelerini bu durumun yasal çerçeveye oturtulmasına göre yapacak. Gelişmeler, Erdoğan’ın amacına ulaşmak için içeride Kürt halkına, demokrasi güçlerine karşı savaşı, dışarıda ise gerilim yolunu seçtiğini gösteriyor. Bu kapsamda içerideki gücünü artırmak için AB ile bir kaç anlaşmayı rafa kaldırmaktan da çekinmeyecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...