Sağlığın şeyi
Fotoğraf: Envato
Giderek yaşamın her alanında ‘şeyleşmeye / şeyleştirilmeye’ başladık. Gündelik yaşam biçimimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz aynılaşmaktan ziyade şeyleşiyor.
Can Yücel yıllar öncesinde Şeyist şiirinde ne de güzel söylemişti:
“Biz talebeyken şeydik.
İyi arkadaştık şeylen.
Biliyorsunuz şeylen şey olunmaz.
Ben bir şeyi bitirince babam
Şey dedi Şey Partisine girdim.”
Misal milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dair Meclis oylamasından çok önce söylenmiş ana muhalefet partisi Genel Başkan’ının sözleri! “Teklif Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz” yönlü açıklamasını acaba “Şeye aykırı ama şey diyeceğiz” veya ‘Şeyi bir kez şey etmekle şey olmaz” diye mi okusak / hissetsek?
Omurgamız siyaseten de, tıbben de giderek ‘şeyleşiyor’. Siyaseti bir kenara bırakacak olursak sahi omurgamızı şeyleştiren ne? Cevabını bulmaya cep telefonlarından mı başlasak acaba, ne dersiniz? Eskiden “boynun öne eğilmesin / aldırma gönül, aldırma” derdik hep birlikte. Şimdilerde başımızı öne eğen ne; hiç düşündünüz mü? Çenelerimiz neredeyse göğüs kafesimize yapışmış halde, başımız öne eğik günde kaç saatimiz cep telefonu ve onun üzerinden internet, Facebook, Instagram hesaplarında geçiyor?
Her birimiz bugün ve 15 yıl sonra boyun omurlarımızın grafisini çektirsek, emin olun ki insan evladının var oluşundan bu yana (cep telefonu kullanımına bağlı olarak) iskelet yapısının tarihte görülmediği oranda değiştiğine, ‘şeyleştiğine’ tanıklık etmiş olacağız.
Ve, yiyip içtiklerimiz...
Doktorunuz misal “beyaz et tercih edin” dedi. Yediğiniz tavuk mu, piliç mi yoksa şey mi? Piliçse neden bu kadar büyük, tavuksa ne ara bu kadar büyüdü? Hiç kafanızı yormayın derim: ‘şey’ deyin geçsin!
Sağlıklı yaşam rehberleri varsayalım ki size “bitkiden zengin beslenin” dedi. Siz de gittiniz mısırdan zengin beslenmeyi denediniz. Yediğiniz GDO’lu ise yani genetiği değiştirmiş bir mısır ise, değişmiş genleri arasında misal domuz geni de varsa, yediğiniz artık bir bitki mi yoksa hayvan mı yoksa şey mi?
Büyük üstat Can Yücel’e yeniden kulak verecek olursak, onun Şeyist’inin de sonunda bir doktora gittiğini okuyoruz:
“Doktor sende bir şey var diyor şimdi,
Tabi bende bir şey var: sayamadığın kadar.
Çünkü ben bir şeyim,
Her şey de bir şeydir ama
Ben başka bir şeyim.
Ben şeyim..”
Şimdi kendimize şu soruyu sorma zamanı: Gündelik hayatımızın, yediklerimizin, içtiklerimizin ve dahi siyasetin daha ne kadar muktedirlerce şeyleştirilmesine izin vereceğiz?
Sağlıcakla kalın.
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40
- Eş değer ilaç, doğala özdeş gıda ve algı yönetimi 24 Ocak 2024 04:36
- Bedene, ülkeye, aydınlanmaya biraz daha ışık 17 Ocak 2024 04:10
- Kızamık yine yeniden 10 Ocak 2024 04:33