29 Nisan 2016 01:00

Romantik ve absürt

Romantik ve absürt

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Filmin tanıtımı epey yanlış yönlendirici, Yeni Ahit ismiyle gösterilmesi de buna katkı yapıyor. Orijinali en azından yepyeni, tamamen yeni oluşuna vurgu yapıyor. O da öyle anlamaya müsait, bizdeki ismi daha da fazla, doğrudan din hakkında ciddi bir film olduğu izlenimi yaratabilir. Oysa inançlarla ilgili bir film değil Yeni Ahit. Amélie misali çocuksu bir dünyaya dair, minimal, yavaş, müzikal, az hüzünlü, ironik bir kara komedi.
Bu dünyada, Tanrı ve ailesi, bir apartman dairesinde yaşar. “Oğlunu herkes tanır” der anlatıcı, yani evin küçük kızı Ea. Tanrı eşine ve çocuklarına kötü davranan bir adamdır. Bilgisayarında tasarladığı dünyada insanlara acı çektirir, saçma kurallar koyar (Reçelli ekmek yere hep reçelli tarafın üstüne düşer, yandaki sıra daha hızlı ilerler...). Ea bir gün daha fazla dayanamayıp annesine ve abisine danışır, bir şeyler yapmak ister. Babasının bilgisayarına girip, bütün insanlara ölüm tarihlerini haber veren mesajlar atar. Böylece Tanrı’nın elindeki gücü aldığını düşünür. Sonra da altı havari bulmak için evden kaçar. Hokey takımı gibi 12 havariyi 18’e, yani beysbol takımı sayısına tamamlayacaktır. Rastgele seçilmiş insanlarla tanışır, sokakta yaşayan yazıcısına da havarilerin hikayelerini yazdırır. Filme ismini veren yeni kutsal kitap onların hayatlarından oluşacaktır. Tanrı durumu düzeltmek için dünyaya gelir ama insanlar değişmeye başlamıştır.
İlginç fikirlerden yola çıkan filmde bunlar gibi birçok başka detay düşündürürken gülümseten cinsten. Konuya bakarak Hollywood tipi hareketli ve gürültülü bir aksiyonla karşılaşacağını düşünen seyirci yanılır, Yeni Ahit daha çok sükunetiyle düşünmeye çağıran bir film. Bunun için önce seyircinin bu sakin filmin içine girebilmesi gerekli, oysa her detayı sorgulamak bunu güçleştirecektir. Belçikalı yönetmen Kahraman Toto’dan beri kendine özgü bir dünya kuruyor, birkaç yıl önce Bay Hiçkimse ile dikkatleri çeken. Yeni Ahit ise, aynı anda romantik ve absürt olmayı beceren bir film olmuş.
Tanrının evde baskıcı bir baba olması, en çok üstünde durulabilecek önermesi. Gerçi, dünyanın sorunlarının ataerkiyle ilgili olup olmadığına dair bir değinme yok. Aslında, dünyada olan ve kahramanların başına gelenlerden sonuçlar çıkarmak biraz güç, bu yüzden “İnsanlar öleceği günü bilirse ne olur?” sorusuyla ilgili bir film değil Yeni Ahit. Hayatı sevgiye göre şekillendirme gibi bir mesaj, belki burada ağır basan. Savaşlar ve göç gibi ciddi gündemler, sevgi çözümünün bir parçası değil elbette. Herkes öleceği günü öğrenince savaşlar bitiveriyor, film onun dışında bu konuyla ilgilenmiyor. Tanrı ise Özbekistanlı yasa dışı bir göçmen sanılıp oraya gönderiliyor. Bu epey anlamlı, düşünen olursa.
Tanrı yerine tanrıçanın bilgisayarın başına geçmesi rahatlatıcı bir mutluluk veriyor filmin kahramanlarına ve niyet o ki, seyirciye. İnsanların kaderini kendi belirlemeye başlaması değil de, daha çok, ekrana fon seçer gibi gökyüzünü çiçeklerle süslemesi, dünyada yarattığı olumlu değişimin simgesi oluyor. Yani, zalim erkek yerine kontrolü ondan baskı gören kadın alması dışında pek detaya girilmiyor. Detaylarda kuvvetli aslında, Tanrı ve ailesi, ölüm tarihleri, havariler, ama bütün olarak, o kadar güçlü işliyor sayılmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa