29 Nisan 2016 01:00

2016 yılında emeğin 1 Mayıs'a yansıması

2016 yılında emeğin 1 Mayıs'a yansıması

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gezi direnişlerinden Artvin’e, işçi haklarının gasbına, akademisyenlere, basına uygulanan baskı ve sansüre, Kürt meselesinde çözümsüzlüğe gidilmesine, IŞİD teröründen katliamlara, mültecilerden Ortadoğu’nun savaş ve kan gölü olmasına ulusal ve uluslararası birçok sorun ve kaotik ortamda 2016 yılı 1 Mayısı’nı karşılıyoruz.

Her 1 Mayıs öncesi “Hedef  Taksim” olurdu ve her defasında devlet “İzin vermiyoruz” derdi ve yine dedi. “Orantılı güç, makul sayı,” gibi cümleler o dönemleri anlatır. Üretim alanlarındaki (fabrikalar, plazalar, tarlalar kısaca terin akıtıldığı her yer) direnişler, mücadeleler, örgütlenmeler 1 Mayıs’ı, 1 Mayıs yapan içeriktir. 1 Mayıs’ın mitingle kutlanması bu içeriğin biçime yansımasıdır. Ancak bu iki durum birbirini tamamladığında ortaya hiçbir gücün engelleyemeyeceği  gerçek çıkar. İşçi sınıfı “icazetsiz”, “Makul” sayısız ve nerede isterse orada kutlayacağı bir 1 Mayıs mitingi yapar. Taksim’in 2010 yılında hükümet destekli miting alanı olmasından herkes kendisince pay çıkarttı. DİSK’in ve bazı örgütlerle partilerin mücadelesi sonucu Taksim’in 1 Mayıs alanına çevrildiğini söylediler.  Mesele Taksim’e çıkmaksa 1980’den bu yana her 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkan “Yaşasın 1 Mayıs” pankartlarıyla eylem yapan üç kişi de olsa yüz kişi de olsa dayak yiyip gözaltına alınan örgütler zaten Taksim’e çıkıyorlardı.

Buna karşılık başta Emek Partisi ve bazı emek örgütleri gerçekte Taksim’in  “1 Mayıs Alanı” olabilmesi için üretim alanlarında verilen mücadelelerin yani işin içeriğinde gelişmeler sağlamak gerektiğini ve bu süreçte Taksim ısrarcılığından vazgeçilip nerede bir işçi varsa kutlamaların orada yapılması taktiğinin izlenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Sonuçta herkes kendine bir pay çıkardı ve kendi gerçekliğinde haklı olduğunu söylediği bir noktaya gelindi.

Devletin, polis gücü aracılığı ile işçi ve emekçilere “Taksim Yasak” 1 Mayıs tebliği bizleri şaşırtmadı. Yayımlanan paylaşılan fotoğrafların tarihlerini kapatın 2008 veya 2015 yılına ait olduklarını ayırt edemezsiniz. Bir dejavu hali yani. Geçen yıl Beşiktaş’ta 1 Mayıs’ı izlerken 2008 veya 2009 1 Mayısı’nda olduğum hissine kapılmıştım. Yine aynı sahnelerin gerçekleşeceğinden korkuyordum ki,  Sendika ve bazı örgütlerin Taksim ısrarından vazgeçmeleri sol duyulu, ülke gerçekliğiyle nihayet buluştuğunu görmek sevindirdi.  Şimdi her yeri Taksim, her yeri 1 Mayıs alanı yapma zamanı. Adaletsiz, hukuksuz bir ülkede hak taleplerini başta barışta ısrarla savunma değil saldırıya geçeceğimiz toplumsal uyanışların seslerini çoğaltalım.

NİCE 1 MAYISLARA...

Olayları okurken ardındaki gerçekleri görmeye çalışalım. Genel olarak sanat, özelde ise fotoğraf bu görünürlüğü  aktarmakta önemli bir araçtır. Fotoğrafı hak, hukuk ve adalet süzgecinden geçirip , mücadelenin ihtiyaç duyduğu estetikle birleştirip, bu günün kötülüklerini deşifre etmekteki olanağını yarınlara taşıyalım. Fotoğraflarınıza iş, ekmek, özgürlük ve barış taleplerinin cıvıltıları, coşkusu ve mücadelesi yansısın.

Not: redfotoğraf grubu  14 Mayıs 2016 tarihinde “Dünden Bugüne 1 Mayıslar” ve 2016 1 Mayısı’nı anlatan dokümanter bir sergi gerçekleştirecek. İFSAK’ta açılacak olan sergiyi kaçırmayın derim. Ayrıca 10 Mayıs’a kadar çektiğiniz 1 Mayıs 2016 fotoğraflarınızı  göndererek sizler de bu sergide yer alabilirsiniz. Sosyal medyadan redfotoğraf linklerinden konuyla ilgili daha fazla bilgi alabilirsiniz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa