Terör tanımının genişletilmesi (2)
Fotoğraf: Envato
BM Raportörü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesindeki terör tanımını, belli suç eylemlerine dayalı olarak değil de amaç ya da hedefe göre tanımlama getirilmesi nedeniyle eleştirmektedir. Raportöre göre tanım belirsizdir ve geniştir. Belirtilen durumda hiçbir şiddet eylemine karışmasa bile insanlar ve kuruluşlar terörist olarak suçlanabilirler. Nitekim öyle oluyor. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, insan hakları savunucuları, sendikacılar, sanatçılar, kadınlar, belediye başkanları, öğrenciler teröristlikle suçlanabiliyorlar. Hiç bir şiddet eyleminde bulunmadıkları halde suçlanabiliyorlar.
Şimdi, bu TMK 1. maddesindeki tanıma ve terör suçu sayılan maddelere ve kimlere terör suçlusu (terörist) denildiğine bakalım:
“Terör tanımı
Madde 1– (Değişik birinci fıkra: 15/7/2003-4928/20 md.) Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.
Terör suçlusu
Madde 2 – Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan kişi terör suçlusudur. Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır (…) .
Terör suçları
Madde 3 – (Değişik: 29/6/2006-5532/2 md.) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320 nci maddeleri ile 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçlar, terör suçlarıdır.
Terör amacı ile işlenen suçlar
Madde 4 – (Değişik: 29/6/2006-5532/3 md.) Aşağıdaki suçlar 1 inci maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde, terör suçu sayılır:
a) Türk Ceza Kanununun 79, 80, 81, 82, 84, 86, 87, 96, 106, 107, 108, 109, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 142, 148, 149, 151, 152, 170, 172, 173, 174, 185, 188, 199, 200, 202, 204, 210, 213, 214, 215, 223, 224, 243, 244, 265, 294, 300, 316, 317, 318 ve 319 uncu maddeleri ile 310 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan suçlar.
c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
ç) 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
d) Anayasanın 120 nci maddesi gereğince olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde, olağanüstü halin ilanına neden olan olaylara ilişkin suçlar.
e) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 inci maddesinde tanımlanan suç.”
TMK 6.ve 7.maddeleri de saymak lazım.
Terör suçları konusunda 12 uluslararası sözleşme ve bu sözleşmelerin onaylanması için BM Güvenlik Konseyinin 1373 (2001) sayılı kararı bulunmaktadır. Bu sözleşmelerde üzerinde uzlaşılmış bir terör, terörizm tanımı bulunmamakta, fiillere (eylemlere) yönelik değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Kişilere karşı ağır ve ölümcül nitelikli şiddet eylemleri ya da rehin alma gibi eylemlerin terör eylemi (suçu) olduğu yönünde ağırlıklı görüşler bulunmaktadır.
Bize göre, TMK’deki terör tanımı, suç ve cezaların yasallığı ilkesine ve yasaların da açık, net, belirgin, öngörülebilir ve hukukun üstünlüğüne uygun olması ilkesine aykırıdır.
Ancak Anayasa Mahkemesi aksi görüşte olmalı ki, 1992 yılında, terör tanımını yasallık ilkesine uygun bulmuştur (31.03.1992, E.1991/18, K.1992/20, RG, 27.01.1993, mükerrer sayı).
Sonuç olarak; terör tanımının genişletilmesi mevcut belirsiz ve son derece geniş tanımı daha da belirsizleştirecek ve keyfi uygulamalara olanak tanıyacaktır. Bize göre, TMK yürürlükten kaldırılmalıdır. Zira TCK, suç teşkil edecek şiddet eylemleri konusunda yeterli hükümler taşımaktadır.
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21