13 Şubat 2016 00:53

Ödünç emek büroları

Ödünç emek büroları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP iktidarı, uzun zamandır gündemde tuttuğu, ödünç emek büroları düzenlemesini yasalaştırıyor. Hükümet teklifi olarak sunulan tasarının yasalaşmasıyla beraber de, ‘çağdaş kölelik’ olarak nitelendirilen kiralık işçilik uygulaması resmiyet kazanmış olacak.
Bürolar aracılığıyla kurulacak olan geçici istihdam ilişkisinin ‘kölelik’ biçiminde tanımlanması ise hatasız bir teşbihten ziyade tam anlamıyla bir durum tespiti. Çünkü istihdam ilişkisinin bu şekilde oluşturulmasıyla beraber işçiler bakımından kimi haklar doğrudan ortadan kalkarken, kimi hakların kullanımı ise iş ilişkisinin niteliği gereği mümkün olmuyor. Hakların fiilen ve/veya hukuken ortadan kalktığı böyle bir durumda ise sadece işçinin yükümlülükleri ve bu yükümlülüklerin denetimi üzere kurulu bir iş ilişkisi gündeme geliyor.

Özel büroların işe aracılık etme işlevi mevzuatta zaten var. Büroların faaliyet alanının geçici iş ilişkisi oluşturmayı kapsayacak biçimde genişletilmesinin taşıdığı sakıncalar ise sadece işçi tarafının bir vehmi olmayıp devletin en üst kademesince de kayıt altına alınmış durumda. Benzer bir düzenleme 2009 yılında cumhurbaşkanı tarafından veto edilirken gösterilen gerekçeler, işçilere yönelik tehdidin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor.

Veto gerekçeleri sıralanırken geçici iş ilişkisinin istihdam ve çalışma şartları bakımından eşitliği bozucu niteliğine, iş ilişkisinin doğası gereği buna karşı alınacak tedbirlerin doğrudan yasal nitelikte olması gerektiğine, aksi takdirde çalışma barışının bozulacağına dikkat çekilmiş. Ayrıca sendikal haklar bakımından taşıdığı sakıncalar da vurgulanmış.

Bununla beraber konu esneklik stratejisinin bütünlüğü çerçevesinde ele alındığında ise bu sakıncaların, tıpkı taşeron işçilikte olduğu gibi, bir dizi ilave yasal düzenlemeyle ortadan kaldırılamayacağı da çok açık. Çünkü geçici iş ilişkisinin sömürüyü derinleştirme etkisi yasal güvence eksikliğinden ya da uygulamadaki sorunlardan ziyade esasen bu iş ilişkisinin niteliğinden kaynaklanıyor. İşverenin rekabet gücünü arttırabilmesinin nedeni de bu zaten.

İşçi haklarının korunması bakımından, emek piyasalarını düzenlemenin bir kamu görevi olduğunu savunan ILO’nun bu konudaki radikal görüş değişikliği de aynı sebepten kaynaklanıyor ve aynı sonuca işaret ediyor: Güvencesiz çalıştırma biçimlerinin teknik hukuk metinleriyle sınırlandırılabilecek bir mesele değil, ideolojik bir tercih olduğuna. Tıpkı güvenceyi savunmanın da olduğu gibi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...