Özerklik/ Öz yönetim istemek (2)
Fotoğraf: Envato
İç self determinasyon bağlamındaki taleplerin niteliğinden kaynaklı olarak sorunu çözüm şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum. Kürt siyasetinin iki önemli aktörünün iç self determinasyon talebinde bulunduğunu söylemiştik. DTK/HDP Diyarbakır’da yaptıkları toplantının ardından 14 maddelik bir deklarasyon yayımladı. Şöyle özetlenebilir: 1) Ülke genelinde bir veya birden fazla ili kapsayacak şekilde özerk bölgeler oluşturulacak, 2) Tüm özerk bölgeler yeni anayasaya göre seçilmiş kişilerce yönetilecek, 3) Merkezi yönetimin vesayeti yeni anayasaya göre sona erecek, 4) Şehir meclislerine toplumun çeşitli kesimlerinin katılımı ve katkısı sağlanacak, 5) Kadınlar tüm karar meclislerinde yer alacak ve eşit temsil edilecek, 6) Gençlik karar mekanizmalarında yer alacak, 7) Her kademede eğitim öz yönetimlere bırakılacak. Yeni demokratik anayasada bununla ilgili düzenlemeler olacak. 8) Dil, kültür ve inanç alanında çalışmalar yapılacak ve inanç kurumlarının özerkliği sağlanacak. 9) Bütün düzeylerdeki sağlık hizmetleri özerk yönetimler tarafından sunulacak, 10) Yargı sistemi özerk bölge modeline göre düzenlenecek, 11) Toprak, su ve enerji kaynaklarının işletilmesi ve denetlenmesi, tarım hayvancılık, sanayi ve ticaret konularında yeni demokratik anayasa ilkeleriyle uyumlu çalışmalar yapılacak, 12) Özerk bölgelerde ve şehirlerde her türlü ulaşım hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulması, 13) Belirtilen hizmetlerin sunulması için yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimlerine bırakılması, bazı vergilerin bölge yönetimlerince toplanması, 14) Özerk bölgelerde asayişin anayasa kuralları çerçevesinde yerel resmi güvenlik birimlerince sağlanması.
Görüldüğü gibi 14 maddelik deklarasyonun beş maddesinde (2, 3, 7, 11 ve 14. maddelerde) yeni yapılacak anayasaya göndermede bulunulmaktadır. Deklarasyonda ayrıca, “Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılması” gereği dile getirilmekte ve “Bu deklarasyon dinamik bir tartışma ve uzlaşma arayışıdır. Önerilere ve eleştirilere açıktır.” denmektedir. (bianet.org). Tam da bu noktada bir usul ve tutarlılık eleştirisinde bulunabiliriz. “Tartışma ve uzlaşma arayışı”, ”Eleştiri ve öneriye açık olma”, beş maddede “Yeni demokratik anayasa kuralları” gibi ifadeler ile fiilen öz yönetim ilan etme pratiği çelişik ifade ve durumlardır.
Hak- Par da federal sistem talebini, “Açılım ve Kürt sorunu için demokratik federal çözüm önerisi” başlıklı açıklamalarında duyurmuşlardı. Açıklamadaki federalizmle ilgili bölümlerin ara başlıkları şöyle:
Bir; öncelikli adımlar; geçmişle yüzleşme, sürecin normalleşmesi, şiddetten arınma. Yanlışların kabulü, geçmişle yüzleşme, hukuk ve eğitim sisteminin demokratikleştirilmesi, Kürtçeye serbesti, genel af, köy koruculuğu sistemi, ordunun iç güvenlikten çekilmesi, zorla göç ettirilenler, ekonomik önlemler,
İki; demokrasi seferberliği,kamu yönetimi reformu, Kürtçeye resmi statü, siyasi katılım, bölgesel yerinde yönetim reformu, Türkiye’de bölgesel yerinde yönetim modelini esas alan köklü bir kamu yönetimi reformuna gidilmelidir. Demokratik çoğulcu bir anayasa.
Üç; Türkiye federal tarzda yeniden yapılanmalı, Türkiye çok uluslu, çok dilli, çok dinli ve çok mezhepli bir toplumsal yapıya sahip bir ülke. Söz konusu çoğulcu sosyal ve toplumsal yapıya denk düşen federal bir sistemdir. Türkiye federal bir yapı ile daha demokratik, istikrarlı ve yönetilir bir ülke haline gelebilir. Federalizm, birlik içinde çeşitlilik ilkesine dayanır. Federalizm, bir devlet çatısı altında, birlik içinde, ama farklı kalma ve yaşama isteğini öngörür. Federal bir sistemde bütün etnik ve dini azınlıkların temel hak ve özgürlükleri anayasa güvencesi altına alınmalı (hakpar.org.tr).
Bilindiği gibi, Türkiye Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı 1992 yılında onaylamıştır. Şart idari ve mali özerkliği düzenlemektedir. Türkiye’nin Şarta koyduğu çekinceler, 4/6, 6/1, 7/3, 8/3, 9/4, 6/7, 10/2 ,3 ve 11. maddeleredir.
CHP de çekincelerin kaldırılmasını istemektedir.
Sonuç olarak, özerklik, öz yönetim, federal sistem talebi demokratik taleplerdir.
Kürt sorununa barışçıl yoldan, siyasetin ve fikirlerin gücü ile - konuşarak, tartışarak, müzakere ederek- demokratik bir çözüm bulunabilir.
Bunun için “Godot’yu Beklerken”de söylendiği gibi, “Her noktadan başlanabilir.”
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21