12 Ocak 2016 01:00

Sahtekar değil interseks

Sahtekar değil interseks

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1918 kasımında, 1. Dünya Savaşı mağlubu Alman İmparatorluğu, Weimar Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla sonuçlanan devrim günlerine tanıklık ederken Bremen’in Erichshof köyü, bir doğuma ve şaşkın bir ebeye ev sahipliği yaptı.
Doğumu gerçekleştiren ebemiz “O bir erkek Heini” diyerek Ratjen hanesinin “reis”ine müjdeyi verdi, 5 dakika sonra ise fikrini değiştirdi: “Bebek bir kız”dı. “Tamam” dedi Heinrich Ratjen, “O bir kız ve öyle de büyütülecek.”
Ancak doğumdaki kafa karışıklığı boşuna değildi ve Dora Ratjen bunu küçük yaşlarından itibaren hissetti. Kız olarak büyütülse de 10-11 yaşlarında aslında bir erkek olduğunu anladı. Ancak bunu kimseye söyleyemedi.
Yaşamına bir kız olarak devam ederken hayatın her alanını domine etmeye başlayan Naziler iktidara geldi. Bund Deutscher Maedel (Alman Kız Birliği) Nazi hegemonyasının araçlarından biriydi ve Yüksek Atlamacı Ratjen de umut vadeden bir sporcu olarak çevresindeki herkes gibi bu birliğe üyeydi.
Naziler, 1936 Berlin Olimpiyatları’na hazırlanıyordu ve Ratjen gibi genç sporculara büyük ihtiyaç vardı. 1936 Berlin, o dönemde politik içeriğin en çok öne çıktığı olimpiyattı. Halen tüm ülkelerde geçerli olan, sporcusunu “ulusal gurur üreteci” olarak görme özelliği, Hitler yönetimi altındaki devlette zirvedeydi. Bu yüzden bu durumun hile girişimlerini artırabileceğinden korkuluyordu.
1932 Los Angeles Olimpiyatları’nda Almanya, ABD’nin kazandığı 103 madalyaya karşın 20 madalya kazanabilmişti ve Hitler bu tablonun değişmesini istiyordu.
Böylesi bir ortamda kader, isimleri farklı gerekçelerle unutulmayacak 2 sporcuyu oda arkadaşı yaptı. Gelecek vadeden, “farklı görünüşlü” Dora Ratjen’in takım arkadaşı Gretel Bergmann normalde Nazilerin asla tolere etmeyeceği bir kimliğe sahipti. Bir Yahudi’ydi ve aday kadroya kabul edilmesi, Uluslararası Olimpiyat Komitesine Nazileri ev sahipliğinden alıkoyma fırsatı vermemek adına bir “hoşgörü numarası”ydı. Nihayetinde, elemelerden asıl takıma alınan isim, Bergmann’ın “Hep yalnız duş alacak ve yanımızda soyunmayacak kadar utangaçtı” diye anlattığı Ratjen oldu.
18 yaşında Berlin’de yarışan Ratjen, dördüncü olarak madalya beklentisini karşılayamadı ancak 1938’deki Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 1.67’lik atlayışıyla rekor kırdı ve altın madalyaya uzandı. Rekorundan birkaç gün sonra Viyana’dan Köln’e trenle dönmek isterken görevliler polise trende “Kadın giyimli bir erkek” olduğu yönünde ihbarda bulundu. Ratjen trenden çıkarıldı ve uygulanan cinsiyet testiyle erkek olduğu belirlendi. Testi yapan doktor, Dora’yı dünyaya getiren ebeden halliceydi. Ratjen’in klitorisinin üzerinde bulunan penisinin cinsel ilişkiye giremeyecek kadar küçük olduğunu muayene notlarına ekledi.
Ratjen, sporu bırakacağına dair söz verdi, madalyaları geri alındı ve hayatına erkek olarak devam etmesi karşılığında cezadan kurtuldu. 2008’de yaşamını yitirene kadar adı “Hermann”dı ve barda çalıştı.
Time dergisinin 1966 yılında yayımlanan bir iddiasına göre, Hermann Ratjen, “1957’de gözyaşları içerisinde Naziler tarafından bir kadın olarak spor yapmaya zorlandığını itiraf etti.”
Tesadüf bu ya tam da IOC’nin “cinsiyet testi” uygulamasını başlattığı yıl Time’da çıkan haberin ardından “Ratjen vakası” böylece anılmaya başlandı: “Naziler, gençlik birliğine üye bir erkeği kadın kılığına sokarak madalya kazanmak istemişlerdi!”
2009 yılında, aynı hikayenin üzerine kurulu ‘Berlin 36’ filminin vizyona girmesinin ardından Der Spiegel, gerçeğe daha yakın bir araştırma yaptı.
Naziler, bir tane daha fazla madalya için her şeyi yapabilirdi ama Dora Ratjen’in durumundan habersizlerdi. Dora Ratjen de bir sahtekar değil, interseksti. Kız olarak büyütülmüş, doğal olarak da kadın olarak spor yapmıştı. Doping yapmamıştı, ilaç almamıştı. Doğuştan XY kromozomlarına sahipti. Spor hayatı da bu yüzden bitirildi.

* Geçen hafta Trans Kadın Bisikletçi Kristin Worley’in başlattığı hukuk mücadelesiyle, bu köşede de “Erkek” spor dünyasının, Ratjen örneğinde görüldüğü üzere 100 yıldır çözemediği “cinsiyetçilik” sorunu üzerine eğilmeye devam edeceğimi söylemiştim. Yola, “Bir sporcu vücudunun doğal olarak ürettiği bir şey yüzünden avantaj sağlamakla suçlanabilir mi” sorusuna “Kadınsa evet” yanıtı verildiğini öne sürerek çıkmıştık. Haftaya bunun örnekleriyle devam edeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...