07 Ocak 2016 00:53

Aziz Yural’ın ardından

Aziz Yural’ın ardından

Fotoğraf: Envato

Paylaş

30 Aralık 2015 tarihinde (TİHV’in resmi kuruluş gününde) TİHV gönüllüsü, SES üyesi bir insan hakları savunucusu, Aziz Yural, öldürüldü. Cizre’de yaralı bir kadına yardım ederken, devlet kurşunu ile vuruldu. 
Aralarında Aziz’in de bulunduğu TİHV Cizre Referans Merkezindeki sağlık emekçileri daha bir hafta önce, 23 Aralık’ta bir çığlık atmışlardı. TİHV bu çığlığı şöyle duyurmuştu: “TİHV Cizre’den çalışma arkadaşlarımız, hekimler sesleniyor!
İnsanların en temel haklarına erişmek için dahi evlerinden çıkamadığı 9. günde Cizre’de sağlık hakkı:
Sokağa çıkma yasaklarının en yoğun can aldığı Cudi, Nur ve Yasef Mahallelerinde;
– 112 Ambulansları hiçbir şekilde hasta almaya gelmiyor!
– Mahallelilerde soğuklardan dolayı üst solunum yolları enfeksiyonları görülüyor!
– Çocuklarda yüksek ateş baş gösteriyor ama yasak öncesi stok yaptığımız ateş düşürücü şuruplar bitmek üzere!
– Kronik hastaların ilaçları da bitmek üzere. Tansiyonu 230’a yükselmiş kişiler var!
– Askeri Karargah olarak kullanılan Cizre Devlet Hastanesinin yanındaki eczanenin kimi zaman günde birkaç saatliğine açıldığını öğrendik fakat buna da Cizre halkının ulaşması ve faydalanmasının imkanı yok!
– İnsanların çoğu bu sağlık ve hava şartlarında, evlerinin bodrumlarında hayatta kalmaya çalışıyor!
– Hamilelerde düşükler ve evde doğumlar yaşanıyor ancak bu kadınlar da hastaneye gidemiyor ve ölü doğumlar gerçekleşiyor!
– Diyalize girmesi gereken kişilerin durumları gittikçe kötüleşiyor!
– …
Birer hekim olarak vicdanlarımız sızlıyor!”
Evrensel’de, 5 Ocak tarihli Hasan Akbaş’ın Diyarbakır’dan verdiği haberin başlığı, “Diyarbakır’da hedef gösterilen hekimler:Yaşam için çabalıyoruz” şeklindeydi.
Daha yakın zamanlarda, TTB İnsan Hakları Komisyonu, Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği ortak açıklamalarında; “Bir an evvel toplumun tüm kesimleri sorumluluk almalı, çatışmalar durmalı, birbirimizi dinleyebildiğimiz ve herkesin tüm düşüncelerini özgürce, korkmadan tartışabileceği ortam sağlanmalıdır. REÇETEMİZDEKİ EN ETKİN İLAÇ BARIŞTIR!” demişti.
Dün de İstanbul Tabip Odası ve SES İstanbul Şubelerinden sağlık çalışanlarının yer aldığı heyetin 31 Aralık 2015 ile 2 Ocak 2016 tarihleri arasında Şırnak merkez, Cizre ve Silopi’de yerinde gözlem ve görüşmeler yaparak saptadığı yaşanan sağlık hakkı ihlallerine, sağlık kurumlarının ve sağlık çalışanlarının durumuna, halkın yaşadığı sıkıntılara dair raporunu açıkladı.
Uluslararası insan hakları hukuku ve insancıl hukukun koruma altına aldığı haklar, özgürlükler, kişiler ve durumlar vardır. Dost/düşman ayırt edilmeden insanlara sağlık hizmeti verilmesi tıbbi etik ilkelerdendir. Ama aynı zamanda hekimlere ve sağlık çalışanlarına dokunmak da, onlara düşman muamelesi yapmak da, onları hedef haline getirmek/göstermek de yasaktır.
Unutmayalım, insan hakları savunucusu, bireysel olarak ya da başkalarıyla birlikte insan haklarını korumak ve geliştirmek için çalışan kişi demektir. Albert Camus’un, Veba’sındaki Dr. Rieux’nün tavrı örnektir. Dürüstlük! Dürüstlük, onun durumunda, “İşini yapmaktır.”
İşini yapmak da, bu durumda vebayı teşhis ve tespit etmek, bilinmesini sağlamak, duyurmak, önlemler alınması için önerilerde bulunmak ve bunlar için çalışmak olur.
Hak savunucuları, işlerini yapıyorlar. İhlalleri belgeliyorlar. Mağdurlara tıbbi, psikolojik ve hukuksal destek veriyorlar. Cezasızlığa karşı mücadele ediyorlar ve insan hakları kavramını tanıtıyor, kültürünün oluşmasına katkıda bulunuyorlar. Hedef haline getirilemezler. Sağlık hizmeti vermelerinden dolayı suçlanamazlar. Tam tersine faaliyetlerinin kolaylaştırılması lazım.
Çünkü onlar, barış diyorlar.
Barış için, “reçetemizdeki en etkin ilaç” diyorlar.
İnsan hakları savunucusu Aziz Yural kardeşimiz unutulmayacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...