31 Aralık 2015 01:00

Geçmiş ve gelecek

Geçmiş ve gelecek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eskisini geride bırakıp, yeni bir yıla adım atarken, herkesin ortak dileği bütün kötülüklerin, olumsuzlukların ve acıların geçmişte bırakılması, gelecek ve yaşanılacak olan yeni yılın geçip giden yıldan daha iyi ve daha güzel olmasıdır. Ancak gelecek yıldan beklenenlerin gerçekleşmesi için bir şeyler yapılmadığı ya da somut adımlar atılmadığı sürece, her yeni yıl bir öncekini mumla aratır hale geliyor.
2015’te ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmeler, emekçiler ve ezilen halklar açısından önceki yıllarla kıyaslanmayacak kadar büyük saldırıların, kayıpların ve acıların yaşanmasına neden oldu. Yılın ilk yarısına emek alanında metal işçilerinin kitlesel direnişi damgasını vururken, özellikle 7 Haziran sonrasında başlatılan çatışmalı süreç, 10 Ekim Ankara Katliamı ve 1 Kasım seçimi sonrasında ülkenin adım adım iç savaşa sürüklenmesi, 2015’in son yılların en karanlık, en çok acı çekilen bir yıl olarak tarihteki yerini almasını sağladı.
Emek mücadelesi ile barış mücadelesinin pek çok acıdan iç içe geçmiş olması gereken bir dönemde bu yöndeki çabaların büyük ölçüde etkisiz kaldığı bir yılı daha geride bırakırken, iktidarın emekçileri ve halkları kutuplaştırma ve birbirine düşman etme siyasetinin en etkili olduğu bir yıl yaşadık. Siyasal alanda yaşanan gelişmelerin toplumsal yaşamı derinden etkilediği bugünlerde her şey ters yüz olmuş durumda.
Ülkede yıllardır barış taleplerini dillendirenler, silahların susmasını ve şiddete son verilmesini isteyenler her fırsatta “hain” ya da “terörist” damgası yiyerek açıkça hedef haline getirilirken, savaş çığlıkları arasında “Daha çok kan dökülsün”, “Daha çok ölüm istiyoruz”çığlıkları atanlar “milliyetçi”, “vatansever” ilan edilerek alkışlanıyor.
Siyasi iktidar, “Kurt puslu havayı sever” sözünün hakkını vererek, bir taraftan baskı, şiddet ve savaş politikalarında ısrar ederken, diğer taraftan işçilerin ‘kıdem tazminatı’nı, kamu emekçilerinin ‘iş güvencesi’ni hedef alan saldırılarını takvime bağlayarak 2016’da her ikisini de çözeceğini ilan etti. Bu durum, 2015’e damgasını vuran tüm ekonomik ve siyasal sorunlar bütün ağırlığıyla, hatta daha da artarak 2016’ya devrediliyor.
Bugüne kadar gerek sınıf mücadelesinin tarihsel birikiminin öğrettikleri, gerekse günlük yaşam mücadelesi içinde karşı karşıya kalınan sorunlar, Türkiye’de emek mücadelesi ile barış mücadelesini ortak bir noktada birleştiremedikçe, her iki alanda yaşanan ve giderek derinleşen ayrışmayı ortadan kaldıracak somut adımlar atmadıkça ilerlemenin, geleceği kazanmanın mümkün olmadığını gösteriyor.
İşçi ve emekçilerin, onların sendikal ve siyasal örgütlerinin karşı karşıya olduğu tüm sorunlara rağmen su gibi akıp giden yıllar içinde biriktirdikleri en değerli şey, insanca bir yaşam, sınıfsız sömürüsüz bir dünya için verdikleri mücadele ve bu mücadele içinde kazandıkları deneyimlerdir. Geçmişte yaşanmış, başarılı ya da başarısız mücadele deneyimleri biriktikçe, yaşanılan deneyimlerden doğru ve öğretici dersler çıkarılarak, karşılaşılan fırsatları doğru değerlendirilebilirse, geleceği kazanmak mümkün olabilir.
Her yeni yıl, aynı zamanda yeni başlangıçların, yeni ve umut verici adımların işareti olmak zorundadır. Eskisinden öğrenilenlerin üzerine somut bir şeyler konulabileceğine inanılıyorsa, yeni yılı ya da geleceği daha iyi yaşama fırsatı yakalanabilir.
Geçmişten öğrenerek kazanılan deneyimler ve yaşanan deneyimlerden gerekli dersleri çıkarmak, geleceği kazanmak için sınıf mücadelesinin bütün alanlarını ortak hedefler doğrultusunda birleştirmekte ısrar edilmesini, bunun için de daha çok çalışmak ve mücadeleye dört elle sarılmak gerektiğini gösteriyor.
Yeni yılınız kutlu olsun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...