02 Aralık 2015 01:00

Tırnakları çekilen çocuklar adına!

Tırnakları çekilen çocuklar adına!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gerçek nerede? Çok derin felsefi tartışmaların konusu olabilen bu soru, aynı zamanda bir çaresizlik ve umutsuzluk da içeriyor. Hiç o tartışmalara girmeden, çok basit bir cevabı olduğunu söyleyebilirim. Yapıp ettiklerimizdedir gerçek. İnsanın eyleminde ve değiştirebilme yeteneğindedir. Ötesi masaldır. Rivayetlerde, onun bunun söylediklerinde, yazıp çizdiklerinde de belki bir yerinden ona yaklaşabiliriz ama eski bir sözün dediği gibi, “Muhallebinin kanıtı, onun yenmesidir!”
Fehim Taştekin, tam anlamıyla “gerçeğin peşinde” bir gazetecidir. O masa başından, şu ya da bu kaynaktan duyup işittiklerinden derleyip yazmaz; duyduğunu bir de görüp denemek ister. Araziyi karış karış bilmeden taşlar hakkında konuşmaz.
Son kitabı “SURİYE: Yıkıl Git, Diren Kal”* bütün o derin ve ince çalışmasından, yüz yüze tanıklıklardan süzüp çıkardıklarını aktarıyor bize. Adım adım Suriye krizinin gelişmesini, tarafları, örgütleri, mezhepleri, mücadele biçimlerini ve en önemlisi halkı, halkın ta kendisi olan çocukları, kadınları, emeğiyle yaşayan insanları anlatıyor. Bir bütün olarak ve bütün yönleriyle Suriye gerçeği…
Pek çok farklı biçimde anlatılabilir bir kriz, pek çok farklı bakış açısından, rakamlara, olayların dışarıdan görünüşüne bakılarak yazılabilir. Fehim Taştekin, yalnızca halkların açısından, acı çeken, işkence gören çocukların yüreğinden konuşabilmek için özenle seçilmiş kelimelerle anlatıyor. Zulmün, riyakarlığın, üç kuruşluk menfaat için satılabilen kişiliklerin, uluslararası soygun şebekelerinin karşısına ahlakın ve onurun sesiyle çıkıyor. Esad rejiminin zorbalıklarına da, mezhep, din, ırk, milliyet duyarlıklarına da en küçük bir ödün vermeden, “gerçeği, yalnızca gerçeği” anlatmak için hayranlık veren bir duyarlık gösteriyor.
Yaptığı işin etik omurgasını sağlam tutması, anlattıklarının gerçekliği hakkında her türlü kuşkuyu silen bir samimiyetle yazması elbette çok önemli; ama bunun kadar önemli bir diğer özellik, alan hakkındaki derin ve kapsamlı bilgisi…
Savaşan tarafların eksiksiz diyebileceğimiz portrelerinin yanı sıra, değişen, karmaşık ilişkiler ağı içinde dönen küçük hesaplar ve büyük idealler çatışmasının iç yüzü, parçalanmış gerçekliği tamamlamamızı sağlıyor.
Yerlerde sürünen dış politika, komplolar, örtülü ilişkiler, her yönüyle ve kanıtlarıyla açıklanıyor.
Özellikle “Herkesin bildiği sır” durumunda olan sarin gazı meselesi, MİT TIR’ları problemi ve bütün açıklığıyla Rojava, kitabın güncel sorunlara ışık tutan bölümlerinin başında geliyor.
Kitabı güncel ve önemli kılan yalnızca Suriye krizinin dallanıp budaklanarak sürüp gitmesinin, yeni uluslararası problemler doğurarak gelişmesinin, nedenlerini daha açık anlamamızı sağlaması değil… Gündemde, aynı büyük fotoğrafın tam ortasına düşen Can Dündar ve Erdem Gül hadisesi de varken, Fehim’in kitabı basın özgürlüğünü savunanların tanığı olarak da kamuoyu karşısına çıkacaktır.
Cumhurbaşkanının dediği gibi, MİT TIR’ları silah taşısa ne olacak, taşımasa ne olacak! Gerçekten mesele o değil! O, büyük insani problemler okyanusundaki küçük zehirli bir damla sadece. Can Dündar ve Erdem Gül, “Zehirleniyoruz” feryadıyla o damlayı gösterdiler ve zindana atıldılar. Fehim Taştekin ise, deryanın hepsinin zehirli olduğunu gösteriyor. “Tırnakları çekilen çocuklar adına!”
Teşekkürler Fehim… Bu tek başına bizi ölmekten kurtarmaz, ama ölürsek, hiç olmazsa neden öldüğümüzü biliriz sayende!

* “Alacakaranlıkta Ortadoğu, Suriye; Yıkıl Git, Diren kal!”, Fehim Taştekin, İletişim Yayınları, kasım 2015

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa