01 Aralık 2015 01:00

Katastrof

Katastrof

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkenin bilge kişileri birer birer veda etti bize birkaç ay içinde. Hayatları boyunca daha farklı bir dünya, daha farklı bir ülke hayal etmişlerdi.
Yaşar Kemal, Sennur Sezer, Gülten Akın, Çetin Altan… Ankara Katliamı’ndan sonra, Akın Birdal’ın sevgili eşi Gülşen Ülker Birdal, Ayşe Nur gibi genç yaşında, kalp krizinden öldü.
“80 yıldır ‘Bu adamlar niçin dağlardadırlar’ diye düşünmedik”, “Kürt halkı gibi bir halk dağdakileri kolaylıkla indirir. Kimse çocuklarının ölmesini istemiyor. Kürt halkı barış istiyor” demişti, Yaşar Kemal, kendisi ile yapılan son röportajlardan birinde (Cem Erciyes, Radikal).
1993 yılı aralığında kendisi ile birlikte, Kürt sorununun barışçıl çözümü için Hilton Otel’de (Başka otel yer vermeye cesaret edememişti) geniş katılımlı bir konferans düzenlemiştik. Ankara’daki Konferansa ise Demirel/Çiller/General Güreş yönetimi izin vermemişti.
O zaman, “Artık 70 yaşındayım” demişti Yaşar Kemal. Artık korkmuyorum!”
Ayşe Nur’u çok severdi, TİP’in Gençlik Kollarında çalışırken daha 17 yaşından beri tanırdı. “Cesur Kız” derdi ona. MTTB binasının bir kuşatmasında Ayşe ve Veysi, savunma olarak, su tabancılarına kırmızı mürekkep doldurmuş, üzerlerine sıkmışlardı. Vurulduğunu sanan güruh kısa süre için de olsa paniğe kapılıp dağılmıştı.
Yine bir kuşatmada Ayşe Nur öfkeyle elinde savunma amacıyla tuttuğu sandalyeyi cama indirmişti, kin ve nefret dolu gözlerle haykıran güruhun üstüne, onu alelacele yukarı almışlardı arkadaşları.
Bugün nasıl HDP binalarına nefret ve kin dolu güruhlar saldırıyorsa, o zaman hedef TİP toplantıları idi. 1965 seçimleri öncesi, Bursa’daki toplantı sırasında bu milliyetçi-muhafazakar güruh saldırmış, Sinan Cemgil’in babası Adnan Cemgil linç edilmeye çalışılmış, kıl payı ölümden dönmüştü. Daha sonraları bu güruh, TÖS’lü öğretmenleri Kayseri’de sinemada yakmaya kalkmıştı.
Ayşe ve Veysi’nin Antakya’da lisede okurken, tanıdıkları TİP ilçe başkanı, bir ağaçta asılı bulunmuştu, 61 darbesi öncesi…
Sonra sıra, TBMM’de ‘Nâzım Hikmet büyük şair’ dediği için, Demirel’in AP’li muhafazakar/milliyetçi milletvekilleri tarafından Çetin Altan’ın linç edilmesine gelmişti. Son yazılarından birinde, “Artık anlaşılıyor ki, ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan. Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğim ülke bu değildi” diyecekti.
1965 öncesi, TİP toplantıları CHP’li yıllanmış öğrenci liderleri tarafından teslim edilmeden önce, MTTB binasında yapılırdı. Azgın antikomünist “muhafazakar gençlik” güruhunun  kuşatma ve saldırıları altında. Kendilerini “muhafazakar gençlik” diye tanıtırlardı. MTTB, Suudi destekli, sosyalizm düşmanı “muhafazakar”, İslam/Türk sentezci gençliğin merkez üssü oldu. Sosyalist hareket yükselirken kapılarını açan demokratik toplantılara MTTB, bir saldırı üssüne dönüştü. CHP’nin sosyalist gençlik hareketinin yükselişi karşısında panik olan kaşarlanmış gençlik kadroları salaklıklarıyla MTTB’yi ‘muhafazakar gençliğe’ teslim etti. Son Başkan Rasim Cinisli’yi mükafat olarak CHP’den milletvekili yaptılar. Ve bu ocaktan, benim bildiğim, 2 Devlet Başkanı (Gül, Erdoğan), en az 2 TBMM Başkanı (Çiçek, Kahraman), birçok Belediye Başkanı çıktı.
Sosyalist gençlik birer birer üniversite öğrenci birliklerinin seçimlerini almaya başlamıştı. TMTF, sol bir kimlik kazanınca, çiçeği burnunda Başbakan Demirel’in uygulaması, minibüs kongreleri ile, iki başlılık yaratmak ve 1966 kasımında Cağaloğlu’daki TMTF merkezine mühür vurmak oldu. Mührü kırıp binayı bizler geri alınca da, Fruko denen Toplum Polisi saldırıya geçti ve toplu olarak tutuklandık. Ve TİP Üsküdar ilçesi üyesi olan Deniz Gezmiş, gidip operasyonu bizzat yöneten İstanbul Emniyet Müdürünün arabasının camına vurup, cesurca “Siz ne yapıyorsunuz” diye sorduğunda, ilk tutukluluğunu yaşayacaktı. Henüz İÜ Hukuk Fakültesinin 1. sınıf öğrencisi idi.
1968 yazısında sosyalist gençlik, 6. Filo protestoları sırasında, Toplum Polisi tarafından öğrenci yurdunun 2. katından dövülerek aşağı atılan Vedat Demircioğlu ile ilk kaybını yaşadı. 1969 Şubatında yığınsal 6. Filo protestoları sırasında, milliyetçi/muhafazakar güruh, Toplum Polisinin desteği altında on binlerin üzerine saldırdı. 2 TİP’li bıçaklanarak öldürüldü. 1969 sonbaharında ise, İÜ Talebe Birliği Kongresi, kaybedeceklerini anlayan milliyetçi/muhafazakar gençlik tarafından olay çıkartılarak hükümet komiseri tarafından iptal edildi. Salon dışında ise, ODTÜ Öğrencisi Taylan Özgür, bir siyasi şube elemanı tarafından infaz edildi.
Oradan oraya sürüldü TİP Üyesi Ozan Gülten Akın 60’lı yıllarda…
Ayşe Nur’un Varlık’ta birlikte çalıştığı Sennur Sezer de… Duyarlı kalbi duruverdi bir sabah.
“Yıllar yılı gönlümde bir gün sabah olmadı?
Bu ne bitmez çileymiş, neden hâlâ dolmadı
Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı”
Ve şimdi Tahir Elçi…
“Kapılar kitledi/Taş avlular sustu/İlk kez bekledim ölümü/Dostu bekler gibi bekledim/Dağlar/Benim acım/Acıların beyidir/Canıma bir doru kısrakla gelir/Öfkeyi sabırla eritir/Umut yer/Suyunu gözümden içer bir zaman/Dağlar of dağlar” (Gülten Akın)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...