30 Kasım 2015 00:51

JİTEM aklandı Elçi katledildi!

JİTEM aklandı Elçi katledildi!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tahir Elçi, ömrünü barışa, demokrasiye, adalete adamış bir insan hakları savunucusuydu. Ülkenin en karanlık dönemlerinden biri olan 90’lı yıllarda JİTEM tarafından gerçekleştirilen yargısız infazlar ve faili meçhullerle ilgili davaların müşteki avukatıydı. Kasım ayının ilk haftasında mahkeme JİTEM’cileri akladı, son haftasında Tahir Elçi uğradığı saldırı sonucu katledildi. 

JİTEM’in aklandığı günlerde Elçi’nin katledilmesi bir tesadüf mü?

Temmuz ayından bu yana adım adım tırmandırılan kirli savaşı yakından izleyen hiç kimse bu cinayetin tesadüf olduğunu söyleyemez. Tahir Elçi Cizre’den Sur’a ve Silvan’a halka karşı yürütülen kirli savaşa karşı hep sesini yükseltti. Silahların susmasını ve barış ortamının tesis edilmesini savundu. Bu nedenle savaş politikalarından beslenen karanlık güçler tarafından aylardır hedef gösteriliyordu. Diyarbakır’ın tarihi simgelerinden Dört Ayaklı Minare’nin çatışmalarda tahrip edilmesine karşı yaptığı basın açıklamasından sonra planlı bir saldırı sonucu katledildi.

Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamlarından sonra olduğu gibi bu cinayetten sonra da hükümet yetkilileri gerçeklerin üstünü örtmeye yönelik açıklamalar yapıyorlar. Başbakan Davutoğlu, yaşananlarla ilgili hiçbir sorumluluğu olmayan başka bir ülkenin başbakanıymış gibi cinayetin nasıl işlendiğine dair ihtimallerden söz ediyor. Oysa bu cinayetin arkasındaki güç, ihtimallere yer bırakmayacak kadar nettir. Elçi’yi katledenler, onun hayatı pahasına savunduğu demokrasinin, barışın ve adaletin düşmanlarıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir’de katıldığı açılış töreni sırasında yaptığı üç cümlelik açıklamayla “terörle mücadelede ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Aynı kararlılıkla devam edeceğiz” diyor. Oysa Tahir Elçi daha Ekim ayında katıldığı bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle “terör propagandası” yaptığı gerekçesiyle yargılanmıştı. Yani Erdoğan’ın “terörle mücadele” olarak sunduğu politikanın hedeflerinden biriydi.
Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamları, ülkedeki demokrasi ve barış güçleri ile Kürt özgürlük hareketinin mücadele birliğini hedef almıştı. Bu katliamlarla yaratılacak korku üzerinden halk güçlerinin mücadelesine darbe vurulacaktı. Tahir Elçi cinayetiyle bu mücadelenin önünde yer alan kitle örgütü temsilcilerinin, aydınların hedef alınması toplumu sindirme politikasının yeni bir boyuta taşındığı gösteriyor. Eğer insanlar “Tahir Elçi tutuklansaydı bugün aramızda olacaktı” deme noktasına getirilmişse, ülkedeki baskı düzeni konusunda sözün bittiği yere de gelmişiz demektir.

Evet, Elçi cinayeti JİTEM’le başlayan karanlık cinayetler zincirinin son halkasıdır. Eğer JİTEM dönemi aydınlatılıp ülkenin demokratikleşmesi yönünde adımlar atılsaydı, bu cinayet de yaşanmayacaktı. Ama JİTEM aklandı, Elçi katledildi.

İkincisi ve daha önemlisi, tetiği kim çekmiş olursa olsun bu cinayet kirli savaşın tırmandırılmasının bir sonucudur. Bugün “Yeşil burada” diyen kontra güçler ve IŞİD, müzakere masasının devrilip kirli savaşın tırmandırılmasından sonra Kürdistan coğrafyasında cirit atar hale gelmişti. Dolayısıyla “Biz bu politikayı sürdüreceğiz” diyerek savaş politikalarında ısrar etmek, ülkeyi adım adım JİTEM döneminden bile daha karanlık bir döneme sürüklemekten başka bir anlama gelmemektedir.

Artık sözün bittiği yerdeyiz. Tahir Elçi cinayeti, ülkenin nasıl bir karanlığa sürüklenmek istediğini bize bir kez daha gösteriyor. Bu karanlığa teslim olamamak için emek, barış ve demokrasi mücadelesinde birleşmekten; mücadele ederek umudu ve aydınlığı büyütmekten başka çaremiz yok.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...