28 Ağustos 2015 01:00

Okul türü kodeksi veya bölücülük

Okul türü kodeksi veya bölücülük

Fotoğraf: Envato

Paylaş

2015 yılı Türkiye eğitim tarihine eğitimin en çok piyasalaştırıldığı bir yıl olarak girecek. Dershanelerin yanına 1008’i özel temel lise olmak üzere neredeyse her caddede bir “apartman okul” (butik okul mağazası) eklendi. Dershaneleri kapatacağız, derken yanına binlerce özel okul, etüt merkezi ve kurs daha eklendi. Robert Kolej gibi okullar bile paralı kurslar açtı, mevcut okulların bir kısmı da aynı zamanda dershaneye dönüştü.
Eğitimin kreşten yetişkinine kadar her kademe ve türünün piyasalaştırılması ve kamu kaynaklarının şirketlere (şirket okullarına) akıtılması zaten fazlasıyla ağır bir sorun.
Ama belki bundan daha ağır, geçmişte eğitim istatistiklerinde basit bir ibare gibi çok görünmeyen bir sınıflama iken bugün her yerde karşımıza çıkan bir kavramlaştırma sorunu ile de yüz yüzeyiz. “Okul türü”.
Biri “resmi” diğeri özel olmak üzere okulun sahipliği açısından esasta iki okul türümüz vardı. Okulun içeriği, izleyeceği normatif sistem (din, dil, değer ve kurallar sistemi) açısından ise, azınlık okulları (Rum, Ermeni, Musevi okulları) Osmanlı’dan miras devam etmektedir. Ancak bunlar çok azdır, okul öncesi dahil 71 azınlık okulunda sadece 3446 öğrenci var. (Hemen tamamı lise olmak üzere 20 yabancı veya uluslararası okulda da 6796 öğrenci bulunuyor.) Esas ve yaygın “norm”, “Türk okulu”dur.
“Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2014/’15”e göre Türkiye’de
* 817 özel “Türk” ana sınıfı (mevcut özel okulların bünyesinde),
* 1150 “özel Türk ilkokulu”,
* 1072 “özel Türk ortaokulu”
* 1146 “özel Türk lisesi”
olmak üzere geçtiğimiz yıl için 4185 “Türk okulu” sayılmaktadır.
Ayrıca yurt dışında resmi ikili anlaşmalarla açılmış “Türk okulları” (Örneğin “Bakü Türk İlköğretim Okulu”, “Kırgız Türk Anadolu Kız Meslek Lisesi” vb.) bulunuyor.
Buradaki esas sorun yurt dışı değil, Türkiye’deki okul türlerinin “Türk” tamlaması ile sınıflanmasıdır.  “Özel” uzantısı kaldırılırsa demek ki tüm resmi okullarımız zaten “Türk okulu”dur.
Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği 2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılında Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Tebliğ’de yer alan okul türlerine göre toplam 230 bin öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verilecektir (geçen yıl verilmeye başlananlarla birlikte bu sayı 350 bin civarındadır. Böyle giderse önümüzdeki 4 yıllık süreçte toplamı 1 milyonu bulacaktır.) Piyasalaşma ve kamu kaynaklarının özel şirketlere transferi konusu, böylece aynı zamanda çocuklarımızın eğitiminin, çocuklarımızla ilişkilerimizin bile “para” “piyasa” ile ölçülmesi kendi başına fazlasıyla büyük bir sorun olmakla birlikte, “okul türü” sorununa dönelim.
Milli Eğitimin para transfer edilecek 5922 “özel” okul listesinde
* 1897 Türk okul öncesi kurumu,
* 892 Türk ilkokulu,
* 976 Türk ortaokulu
olmak üzere 3765 “Türk okulu” sayılmaktadır (toplam 42 de Ermeni, Rum, Musevi okulu var).
Okulun “Türü” ilgili toplumun, devletin ve rejimin türünü-tipini gösterir
Hiçbir sözcük veya kavram içi boş, köksüz, gönderimsiz, aracısız değildir, aksi takdirde bırakın kavram olmayı terim veya sözcük olmayı bile hak etmez.
Kavram hiyerarşisi kurmak çok doğru olmaz ama yine de sınıflama, endeksleme türü işlevlerde bulunanlar ki, kodekslere temel tür ve sınıflar bunların başında gelmektedir, en önemlileridir.
Ad verme, sınıflandırma, endeksleme, kodeks sistemi mevcut veya kurulacak yapıların temel niteliği ve göstergesi niteliğindedir. Örneğin ağırlığı kilogram üzerinden, uzunluğu metre üzerinden, hacmi litre üzerinden gösteririz. “İnç” veya “metre” gibi her bir kodeks, içinde yer aldığın ölçü ve blokları gösterirler. Trafiğin sağdan veya soldan akması da yine buna örnektir.
Envanterler bu kodeksler üzerinden yapılır.
Okulların “türü”, eğitim sınıflaması, niteliği ve derecesi; bir toplumun, bir yönetim veya rejimin aldığı şekli gösterdiği kadar alacağı şekli de belirlemektedir.
Bunlara din okulları, “imam hatip okulu” konusu ki artık binlerce okul ve 1 milyon 2 yüz bini aşkın öğrencisi bulunmaktadır, “tür” sorununu daha da ağırlaştırmaktadır.
“Okul Türü” kodeksinde de görüldüğü üzere, maalesef, Türkiye etnik, dini, mezhepsel seksiyonlara bölünmüş ve daha da bölünmeye devam etmektedir. Hem de devlet eliyle resmi olarak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...