25 Ağustos 2015 01:00

Barış selamı, Muhammed Ali, Metin Kurt

Barış selamı, Muhammed Ali, Metin Kurt

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünya üzerinde popülaritesini yitirmeyen, takipçi sayısı sürekli artan, bir türlü demode olamayan alanların başında spor geliyor. Küresel olarak futbol ve basketbolun öncülüğündeki bu sevgi seli, Amerikan futbolu, beyzbol, rugby, hentbol, hokey, atletizm gibi sayısız kitlesel&yerel aracısıyla dünya üzerindeki milyarlarca insanı etkisi altına alıyor. Bu uçsuz bucaksız alan, hedeflerine ancak kitleleri kazanarak ulaşabilecek olanlara önemli bir potansiyel sağlıyor.
ABD, Afganistan&Irak işgalini başlattığından bu yana Amerikan futbolu ve basketbol sahalarını savaşa uygun hale getirdi. “Şehitlere saygı duruşu” önemli maçların vazgeçilmezi oldu. ABD ordusunun reklamları ‘prime time’deki televizyon maç yayınlarından eksik olmuyor. LeBron James’i izlerken reklam arasında kendinizi Amerikan deniz piyadelerine katılmaya davet edilirken buluyorsunuz.
ABD’nin spor sahalarını milliyetçilik ve militarizmin propaganda alanı olarak kullanmasına en az yabancı olanlar bizleriz. ABD, 2000’lerde bu bombardımanı başlatmadan önce biz 90’larda benzerlerine tanık olduk. Ve çatışmaların yoğunluğuna göre bu atmosfer günümüze kadar devam etti.
Spor sahaları her zaman için dışarıdaki hayatın yansıdığı bir alan olarak politik olagelmiştir. Artık bundan kimsenin şüphesi yok. “Spora siyaset karıştırmayın”cıların bayrak tutanı Uluslararası Olimpiyat Komitesi bile başkanı Thomas Bach aracılığıyla bunu kabul ettiğini kamuoyu önünde açıkladı. Zaten bu gerçeği en iyi onlar, devletler yani yönetenler bilir, sahaya siyaseti en güçlü yerleştirenler onlardır. En ufak hadisede saygı duruşu ilan edilen ülkemizin stadyumlarında Roboskî Katliamı sonrası hayatın normal akışına devam etmesinin nedeni buydu. Kontrol devlettedir.
Elbette her siyasi düzlemde olduğu gibi kontrol devletteyken dahi söz konusu mekana ruhunu veren farklı, sıra dışı ya da kalabalık bir aktör sahneye çıkabilir ve oyunu bozabilir.
90’larda ve 2000’lerde Batı tribünlerinden yükselen faşizan havaya karşı Kürt illerinin stadyumları kendi gerçekliğini sahaya yansıtmıştı. Sokaktaki örgütlülüğün bir karşılığı olarak bu dik duruş, “futbolla halkı uyutma” temalı amatör devlet girişimlerinin –Diyarbakırspor’un kullanılması gibi- başarısız olmasını sağladı.
Keza Gezi direnişi sonrasında Türkiye’nin en büyük stadyumlarının iktidar için nasıl bir korku tüneline dönüştüğüne tanıklık ettik.
Bugünse stadyumlar bir kez daha devletin güdümünde... Pankart ve sloganlar savaşa çağırıyor. Birden kendisini içerisinde bulduğumuz bu ‘Saray’ muharebesinde milyonları hizaya getirmek adına kullanılan milliyetçilik ve hamaset, düşmanlığı körüklüyor. Futbolcular, 90’ların mirası asker selamıyla kutlama yapıyor. Olan bitenden habersiz Afrikalı futbolcular bile tribünler tarafından kabul edilme iç güdüsüyle orduya yazılmış durumda. Golü atan asker selamını çakıyor. Barışı isteyen çoksa da bunu gösterebilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Cesur ve kapsayıcı bir çıkışa ihtiyacımız var. Spor tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Muhammed Ali’yi Muhammed Ali yapan saha içindeki başarılarının ötesinde saha dışındaki büyüklüğüdür. ABD’nin Vietnam işgaline karşı çıkması, kariyerinin zirvesindeyken hapis cezası ve tonla parayı reddetme anlamına gelecek şekilde askere gitmeyi reddetmesi, savaşı yürütenlerin gerçek yüzünü ortaya dökmesidir.
Dünya tarihi sayısız büyük sporcu görmüştür ama bunların içerisinde Muhammed Ali’nin ayrı bir yeri varsa bu emperyalizme, işgalciliğe içeriden vurduğu darbe ve barış mücadelesine sağladığı katkıdandır.  Muhammed Ali gibi “batı”daki barış mücadelesine katkı sağlayacak, “doğu”daki haksız saldırganlığı teşhir edecek yüreklere ihtiyacımız var.
Emredileni, makbul olanı yapmak, sürüye katılmak sporculara bugün için cazip gelebilir ama halkın yanında, tarihin doğru tarafında yer almış olmanın onuru her şeyin ötesindedir.
Bu onurun taşıyıcılarından, dün ölüm yıl dönümünde andığımız Metin Kurt’a selamla...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...