22 Ağustos 2015 01:00

AKP seçimden ne bekliyor?

AKP seçimden ne bekliyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son haftalarda ekonomi üzerine yazmakta, konuşmakta çok zorlanıyorum. Oysa yazacak o kadar çok şey var ki. Turizm geliri ve ihracattaki gerileme, işsizlikteki artış, dövizde sert yükseliş... Ekonominin neresine baksanız tepetaklak gidiyor. Merkez Bankası yelkenleri suya indirmiş, iktidarın baskısıyla politika faizine dokunmadan döviz satarak kura sözde müdahale ediyor. Buna karşılık, geçtiğimiz dönemde olduğu gibi MB’den açıklama geldikçe dolar fırlıyor.
AKP cephesi ise pişkince söylem değiştirmiş, reel kurun halihazırda yüksek olduğundan, doların 3 TL üzerine tırmanmasının ülkenin rekabet gücünü arttıracağından dem vuruyor (Oysa ihracat geriliyor, döviz borcunu yönetemeyen KOBİ’ler can çekişiyor). Dahası ülkedeki ulusal kurumların bağımsızlığını yitirdiğini ve uluslararası güçlerin baskısı altında olduğunu belirtiyor. Sokaktaki vatandaşın Başbakanın adını söylemekte zorlandığı, belediye başkanının adını sorsanız Erdoğan cevabını verdiği bir ülkede kurumların bağımsızlığı gibi bir liberal ezbere sığınıp, bunun eksikliğini de dış güçlere ihale etmek artık sanmıyorum ki en fanatik AKP’liyi dahi ikna etsin.
Bir ay gibi kısa bir süre içerisinde ülke öylesine bir yangın yerine döndü ki, işinden gücünden olmadıkça kimsenin de dönüp ekonomiye bakacak hali yok. Her televizyonu açtığında çatışma, ölüm, cenaze haberleri ile karşılaşan insanlar ancak ekonomi haberleri başladığında fırsat buluyorlar gözyaşları silmeye. Bu durum elbette siyasi iktidarın da işine geliyor.  En azından seçimlere kadar ülkede milliyetçi bir hezeyan yaratılarak ekonomiye dair kaygıların arka plana atılması bu dönemeçte bir nebze de olsa işlerini kolaylaştırabilir. Peki ya resmin geneline baktığımızda, bu hezeyana arkasını yaslayan AKP’nin seçimden tek parti iktidarını koparıp alması mümkün mü? Son bir ayda yaşananlar, yaşatılanlarla ne amaçlanıyor? Pek çoğumuzun tekrar, tekrar sorduğu soru bu.
Gerçek şu ki, haziran seçimleri Erdoğan’ın “tek başına iktidar” yürüyüşünde son dönemeçte gerçekleşen beklenmedik bir yol kazasıydı. Önce ayak bağı olabilecek tüm unsurların asker, bürokrasi ve yargıdan titizlikle ayıklandığı bir dönemden geçtik. Sonrasında Erdoğan’ın Gül’den Cumhurbaşkanlığını devralmasıyla ikinci aşama da sorunsuz tamamlandı. Son aşama ise Cumhurbaşkanlığına çıkan Erdoğan’ın aşağıyı sağlama almak amacıyla başkanlık sistemini yerleştirme çabasıydı. İşte Erdoğan bu virajı alamadığı gibi Meclis çoğunluğunu da yitirdi. Bu noktada MHP’nin stratejisi, Erdoğan’ın elini çok rahatlattı. AKP’siz bir hükümetin oluşmayacağının anlaşılmasıyla birlikte ipler tekrar Erdoğan’ın eline geçti. Aksi durumda, hükümet alternatifi ortada dururken görevi CHP’ye vermezlik yapamazdı. Böylesi bir durum kendisinin de belirttiği gibi fiilen yürüttüğü başkanlık sisteminin sonu anlamına gelecekti.   
Erdoğan her ne kadar fiilen süregiden başkanlık rejimine yasal altyapı kazandırma arayışını ısrarla ifade etse de, iki ay gibi kısa bir süre içerisinde bunu destekleyecek milletvekili sayısını bulması imkansız. Erken seçimden ancak fiili durumun devamını sağlayacak bir tek parti iktidarı çıkarmayı ümit edebilir ki, henüz kamuoyu araştırmaları bu beklentiyi de desteklemiyor. CHP’den ve HDP’den AKP’ye dönük oy geçişkenliğinin oldukça düşük olduğu yönündeki bulgulardan hareketle en önemli beklenti SP ve BBP ile anlaşmanın yanı sıra yükseltilen milliyetçi söylemle MHP’den oy devşirmek gibi görünüyor. Bu da umulduğu kadar kolay olmayacak gibi. Halkın son dönemde yükselen çatışmalara başladığı dönem itibariyle kuşkuyla yaklaştığı göze çarpıyor.
Görünen o ki seçimlere olağanüstü koşullarda gideceğiz. HDP’nin seçim çalışmaları engellenecek, adayları üzerinde baskı uygulanacak, partiye dönük saldırılar artacak. Bir önceki seçimde yaşananların hepsi misliyle yaşanacak. Tek başına iktidar için tüm olanaklar seferber edilecek. Bu kumar tutar mı şimdiden söylemesi zor, ama ülkeye faturasının büyük olacağı kesin.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...