18 Ağustos 2015 00:39

3 hoca

3 hoca

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eto’o’nun golleriyle coşup “Muslera üzüldüğü için üzüldüğümüz*”, büyük transferlerin arasında “eskiler” Oğuzhan-Olcay ve Cenk Tosun’un şovuyla keyiflendiğimiz, barış mesajları değil asker selamları verilmesiyle deja vu yaşadığımız bir sezon açılışını geride bıraktık.
***
Ligi, iddialı transferleri ve baştan aşağı yenilenen teknik kadrosuyla 4.yıldızı hedefleyen Fenerbahçe’nin Eskişehirspor’la yaptığı maçla açtık. Vitor Pereira’nın 4-2-2-2’si, yarı sahayı geçmeye pek de niyeti olmayan kırmızı siyahlılar karşısında verimli bir idman yaptı. Gole kadar pozisyon bulmakta zorlanmaları, henüz takımın yeni oluşturulduğu hesaba katıldığında anormal değildi. Taraftarın “Oyunun iki yönünü de oynayabilen orta saha” arzusu, şu anda alınabilecek en iyi yerli olan Ozan Tufan’la yanıt bulurken sarı lacivertlilerin ağır stoperleri dışında lig için pek bir handikabı yokmuş gibi duruyor. Çok rahat gole gidebilecek ayaklara sahip bu takımın geniş kadrosunu küstürmeden nasıl oyalayacağı Fenerbahçe hakkındaki soru işaretlerinden biri. Benim bir başka temkinli olduğum konu da Vitor Pereira. Ateşli Portekizlinin Süper Lig’in cilveleriyle -özellikle de deplasmanda- nasıl baş edeceğini izleyeceğiz. Sanıldığı kadar kolay bir iş olmadığını anlatabilecek sayısız kariyerli yabancı hoca gelip geçti ligimizden.
***
“Fazla tevazu kibirdendir” derler. Umarım Hamza Hamzaoğlu’nun sorunu bu değildir. Geçtiğimiz hafta “Son 3 ayda 3 kupa kazandınız ama eleştiriler sürüyor” şeklindeki bir soruya verdiği “(Eleştiriler) Mütevazıyız diye oluyor herhalde” yanıtı epey endişe vericiydi. Hamzaoğlu’nun sahaya çıkan takımın performansını nasıl daha ileriye taşıyacağından çok basında çıkan eleştirilere takıldığını düşündürten bir medya performansı olduğunu söylemek lazım. Bu haftaki Sivasspor maçına Burak Yılmaz’ı yedek bırakarak çıkmış olmasından daha vahim bir şey varsa o da Yılmaz’ın etkili performansını, yedek soyunmasına bağlamasıydı. Hamzaoğlu, golcü oyuncunun hırslı oyununu kendi yanlış tercihine bağlayacak kadar savunma halindeyse ortada kötü bir teknik tercihten daha büyük bir sorun var demektir. Hamzaoğlu 3 kupa kazanmıştır ama hepimizin aklında onun teknik direktörlüğüne dair soru işaretleri ve eleştiriler olabilir. Hamzaoğlu’nun bu eleştirileri kişisel hakaret olarak yorumlaması iyi bir işaret değil.
***
Şenol Güneş’in Beşiktaş’ta neler yapacağını hepimiz merakla bekliyorduk ve ilk hafta gördüklerimiz tatmin ediciydi. Oğuzhan Özyakup, Olcay Şahan ve Cenk Tosun’un muhteşem uyumu, Mersin’in de yumuşaklığı ve orta saha dirençsizliğiyle birleşince ortaya 7 gollü bir ziyafet çıktı. Maçı izlerken aklıma takılan en önemli soru, Ricardo Quaresma ile Gökhan Töre’ye dairdi. Bu iki süper yeteneğin hücumda Güneş’in istediği pas ritmini sık sık bozduğuna ve topu ayaklarında fazla tuttuğuna tanık olduk. Oğuzhan, Olcay ve Cenk, paslaşarak, yardımlaşarak, boş alanlara koşu yaparak devamlı hücumu hareketlendirirken Quaresma ve Töre bu tempoya ayak uydurmakta gönülsüz gözüktü. Şenol Güneş eğer bu iki ismi kendi hücumuna daha verimli bir şekilde katabilirse siyah beyazlılar için daha parlak bir geleceğe şahit olabiliriz.

* @fevri_sosyolog'un tweet’i: Golü yediğimize değil Muslera’nın üzülmesine üzüldük.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...