02 Ağustos 2015 01:00

Savaş kara, kapkaradır

Savaş kara, kapkaradır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mutlaka görmüşsünüzdür, gözünüzde hemen canlanabilir. Kapkara bir sıvıya batmış, belki de eskiden bembeyaz olan bir kuş. Kuş tümüyle petrole bulanmış, canlı olup olmadığını anlamak bile zor. Kuşun biraz ilerisinde bir fok. Her yer simsiyah. Sanki bir petrol denizi oluşmuş. Biraz ileride bir kuşu temizlemeye, kurtarmaya çalışan bir görevli, ya da yardıma koşmuş bir yurttaş çalışıyor. Korkunç bir tablo.
Somutlaştırmak için bir örnek vereyim. Alaska’da Exxon Valdez adlı tankerden 24 Mart 1989’da 11 milyon galon ham petrol denize aktı. Yaklaşık bin mil boyunca kıyı tanınmaz hale geldi. Yüz binlerce hayvan yok oldu. Tankerin çevreye verdiği korkunç zararın ölçülmesi aslında hiç mümkün olmadı. Bu ancak insan eliyle yaratılmış bir afet olarak görülebilir. Bu afetin etkileri günümüzde, sızıntının üzerinden 25 yıl geçtikten sonra bile gözle görülebiliyor.
***
Savaş işte bu tabloya benziyor. Savaş kilometreler boyunca sahili, denizi, devasa bir alanı kaplayan, siyaha boyayarak tanınmaz hale getiren bir petrol sızıntısı gibi. Savaş ile insanların insanlıktan çıkması, dünyanın tanınmaz hale gelmesi kaçınılmaz...
Aklıma hemen birkaç ay önce gördüğüm bir fotoğraf geliyor. Iraklı bir kadının fotoğrafı. Bebeği ile Ramadi’den kaçan bir kadın. Bebeğini bir çamaşır sepetine koymuş, çamaşır sepetini de başının üzerine. İşte savaşın fotoğrafı. Bakınca insanın yerin dibine girmek isteyeceği bir fotoğraf.
***
Savaş kapkara bir kabus, yıkım ve acı demek ama savaşın destekçileri hiç bitmiyor. Çünkü bir savaş endüstrisi var. Savaş dünyanın neresinde olursa olsun, bu savaştan kazanç sağlayanlar belli. Dahası artık bu endüstrinin içerisinde Türkiye’nin de adı geçiyor. “Milli tank”, “milli silah” üreten ve sayıları giderek artan bu şirketler hükümet ile sıkı fıkı iş yapıyorlar.
Savaş politikalarını üreten hükümetler ise hep var oldu ve ne yapmak istediklerini anlamak hiç de zor değil. Bugün interneti, özellikle de youtube gibi video sağlayıcı siteleri kullanarak savaşların nasıl yapıldığını izlemek gayet kolay. Örneğin, Irak’ın 2003’de işgal edilmesinin nasıl sağlandığını ayrıntılı olarak anlatan çok sayıda belgesel var. Bu belgeselleri izleyen bir kişinin bugün Türkiye’de oynanan oyunları anlamaması çok zor.
Henüz anlamayanlar için özetleyeyim: Savaş sayesinde Türkiye’de savaş endüstrisi ve savaştan nemalanan sayısını kestirmenin oldukça zor olduğu bir kesim beslenecek. Beyinlerine mayınlar döşenmiş kitleler ezbere bildikleri marşları, kin ve nefreti haykıracaklar ve kendilerine gösterilen yön ne ise o yöne bir sürü gibi akacaklar. Gözlerini kırpmadan “ölüm, ölüm” diye bağıracaklar. Öldürülen gençleri, ölüme gönderilen gençleri hiç umursamayacak, çocukların barışı bilmemesinden hiç utanmayacaklar. Atılan bombaları sevinçle alkışlayacaklar. Umudun önü savaş ile kesilecek ve diktatörlük düzeni ağır basacak.
Savaş işte bu kadar kara. Bu nedenle yaşamdan yana olanların, Türkiye’ye kurtuluş umudu sağlamak isteyenlerin savaşa karşı durmaları gerekiyor. Barış bloğu, aslında bu demek. Türkiye bugün umuda ve barışa susamış durumda. Türkiye’de umut ancak kalıcı barış ile var olabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...