16 Temmuz 2015 00:52

Nasıl bir sendika? -1

Nasıl bir sendika? -1

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Her sınıf, sorunlarını kendi çıkarları çerçevesinde çözmek için uğraşır ve bunun için sahip olduğu mücadele araçlarını en etkili şekilde kullanmaya çalışır. Sınıf mücadelesi içinde ekonomik, siyasal ve ideolojik mücadelenin başarısı, mücadele araçlarının gücü ve etkisi kadar, bu araçların nasıl kullanıldığıyla da yakından ilgilidir. 

Örgütsüz hiçbir işçi ya da emekçinin, sayıları ne kadar çok olursa olsun, mevcut ekonomik-toplumsal sistemden kaynaklı korku ve zaaflarının üstesinden tek başına gelmesi mümkün değildir. İşçilerin patronlar karşısında ortak çıkarlara sahip bir sınıf haline gelebilmesi, aralarında birleşip örgütlü mücadeleye atıldıkça kazanabileceği ne kadar somut bir gerçekse, aynı işçilerin tek başlarına kaldıklarında sorunları, zaafları, korkuları ve inançları üzerinden kendilerini zayıf ve çaresiz hissetmeleri de o kadar kaçınılmazdır. 
Emek hareketi içinde küçümsenmeyecek kadar önemli bir ağırlığı bulunan sendikalar, özellikle son yıllarda yaşadıkları itibar ve güven kaybına rağmen, işçi sınıfının en etkili mücadele araçları olma özelliklerini sürdürüyorlar. Bugüne kadar çeşitli vesilelerle bu köşede tartıştığımız “Nasıl bir sendika?” tartışması, bir süredir Renault işçileri başta olmak üzere, metal işçileri arasında bir süredir öncelikli tartışma konularının başında geliyor.

Metal işçilerinin önünde Türk Metal gibi somut bir örnek olması, işçilerin en azından nasıl bir sendika istemedikleri konusunda fikir birliği içinde olmaları açısından önemi. İşçilerin, geçmişte şu ya da bu şekilde üyesi oldukları ve “patron sendikası” olarak tanımladıkları, zaman zaman kendi üyelerine bile şiddet uygulayacak kadar pervasızlaşan olumsuz bir deneyim yaşamış olmalarına rağmen, sendikal örgütlenme fikrini terk etmemeleri, metal direnişine öncülük eden Renault işçilerinin birlik olma fikriyatını somut olarak sağlamış olduklarını gösteriyor. 

Yıllardır peş peşe aldığı darbelerle neye uğradığını şaşıran, hakkını aradığında patrondan önce sendikayı karşısında gören, kime güveneceğini, ne yapacağını bilmeyecek hale gelmiş işçilerin kendi başlattığı “Nasıl bir sendika?” tartışması sadece metal işçileri açısından değil, tüm işçi sınıfı açısından yeni ve önemsenmesi gereken bir durum.

Sınıf içi rekabet ve bölünme karşısında, sınıfın birliği ve dayanışması fikrine dayanmayan, sınıfın geri kalanı tarafından yeterince desteklenmeyen herhangi bir mücadelenin sermayenin kendi içinde birleşmiş güçleri karşısında başarılı olma şansının hemen hemen hiç olmadığı açık. Metal direnişi sürecinde ayağa kalkan çok sayıda fabrikada yaşanan işten çıkarmalar, örneğin Türk Metal’i kovan TOFAŞ işçilerinin Çelik-İş’e geçirilmesi, kimi fabrikalarda direnişe öncülük eden işçilerin işten atılması gibi örnekler, işçilerin öncelikle kendi içinde birlik olmasının neden önemli olduğunu gösteriyor.  

Birlik olmak, birleşmek birbirine karşıt çıkarlara sahip olan sınıflar için “Daha güçlü olmak” açısından benzer anlamlar taşır. İşçilerin birliği, bir araya gelip yan yana durmaktan çok daha ötesini, sınıfın potansiyel gücünün açığa çıkmasını, işçilerin tahmin ettiklerinden çok daha güçlü olduklarının farkına varmalarını sağlar. Metal işçileri, sayıları ne kadar çok olursa olsun, sadece kendi içlerinde örgütlüyken güçlü olabildiklerini bildiklerinden sendikal örgütlenmeyi bir an önce gerçekleştirmeyi öncelikli hedef olarak belirlemiş durumdalar. 

Metal patronlarının Türk Metal eliyle yıllardır fabrikalarda hayata geçirdikleri baskıcı yönetim tarzının işçilerin direnişi sonrasında değişmesi en çok patronları rahatsız ettiğinden, kendi denetimindeki sendikalarla işçinin iradesini kırmak, tekrar eski günlere dönmek için fırsat kolluyorlar. 
Metal işçilerinin başlattığı “Nasıl bir sendika?” tartışması, sendikanın işçilerin sahibi olduğu, onların haklarını koruyan ve taleplerine kulak veren bir mücadele aracı olmasının yanı sıra, aynı zamanda sendikaların aşağıdan yukarıya yeniden “işçilerin mücadele örgütü” olarak inşa edilmesi açısından da büyük önem taşıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...