07 Temmuz 2015 00:41

AB emperyalizmine ve IMF'ye rest!

AB emperyalizmine ve IMF'ye rest!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yunanistan halkı, IMF, AMB ve AB’den oluşan Troyka’nın, “Yunanistan’ı batırırken kreditörleri kurtarma planı” dayatmasına “hayır” dedi.
AB emperyalizminin sözcüleri ve Avrupa basını tarafından yazılan “felaket senaryoları”na, “kurt masalları”na karşı Yunanistan halkı, bütün tahminleri aşarak yüzde 61’in üstünde bir oranla bağımsızlığını ve onurunu koruma kararlılığını gösterirken, AB’nin ve IMF’in kodamanlarının önünde diz çökmeye de “hayır” demiş oldu.
Kuşkusuz ki; bugün “Hayır” demiş olmakla Yunan halkı, düne göre daha rahat, daha refah içinde yaşamayı seçmiş değildir. Tersine “Hayır” demekle Yunanistan halkı, belki daha da zor ekonomik koşullar altında yaşamaya, AB’nin fiili ekonomik ambargosunda açıkça ekonomik ve siyasi kuşatmaların sonuçlarına katlanmaya “Evet” demiştir. Ama bütün bunların ötesinde Yunanistan halkı, referandumda “Hayır” diyerek ülkenin (kendisinin) kaderine el koymaya, “yurt”, “ülke” saydığı topraklar üstünde kendisi için, kendi refahını kendi elleriyle gerçekleştirmek üzere bir düzen kurmaya “Evet” demiştir.
SYRIZA Hükümeti, Troyka’nın dayatmalarını referanduma götürerek, AB emperyalizminin ve IMF’nin karşısına halk iradesini koymanın önünü açarak çok önemli bir adım atmıştır. Ama bundan sonra atacağı adımlar çok daha önemlidir. Çünkü, bundan sonra atacağı adımlarla SYRIZA, halkın “Troyka’nın dayatmalarına hayır” demesinden kendine ne görev çıkardığını da gösterecektir.
Elbette ki, ilerici demokrat güçlerin ve halkların isteği SYRIZA’nın bu zaferini tüm halkların önünü açan bir mücadelenin işaret fişeği olarak değerlendirmesidir. Ama bunu SYRIZA nasıl yapar, yapmaya cesaret eder mi, yoksa asıl sorunu AB ile anlaşmak olarak görerek referandumda aldığı gücü halkı AB düzenine razı etmek için mi kullanır, … bunları da yakında göreceğiz.
Ancak SYRIZA’nın Yunan halkının bu tutumunu nasıl değerlendireceğinden bağımsız olarak, şunu söyleyebiliriz: Troyka’nın işi Yunanistan’da olduğu gibi kemer sıkma politikalarının daha da sertleştirilmesi istenen Portekiz, İspanya, İtalya,… gibi ülkelerde, artık çok daha zorlaşmıştır. Çünkü halklar, “Troyka’nın dayatmalarını kabul etmiyoruz” deme hakları olduğunu hatırlamıştır!
Dahası Almanya, Fransa, İngiltere gibi AB’nin büyüklerinin artık halklarına dönüp “Kemer sıkacağız, ekonominin gereği bu, yoksa işler daha kötüye gidecek”, “Bu kadar ücreti ekonomi kaldırmaz” …demesi zorlaşmıştır. Çünkü artık halklar, “kemer sıkma politikaları”na karşı, “referandum isteme”, referandumla sermaye uşağı hükümetlerin politikalarını reddetmek için dayanak olarak kullanabileceği bir mücadele yolu bulmuştur.
Elbette Türkiye’nin halkları da Yunanistan’ın “Hayır!”ından çok önemli şeyler öğrenmiştir, bundan sonra da öğrenecektir. AB’ye girmenin bir ülkeyi, bir halkı kurtarmadığını, tersine bunun, AB’nin büyüklerinin, en büyük bankaların, uluslararası tekellerin sömürü ve yağmasının daha yoğunlaştığı, bir alanına sürüklenmek olduğunu görmüş bulunuyoruz.
AB’nin ve IMF’nin burnundan kıl aldırmayan, kibirli, bürokratlarıyla “anlaşmanın” tek yolunun onların dayatmalarına boyun eğmek olan, Kemal Derviş-Erdoğan yolu olmadığını, halkın onları hizaya getirecek yolları bulabildiğini de görmüş bulunuyoruz.
Yunanistan halkının yöneldiği AB emperyalizmine ve uluslararası tekellere karşı mücadele hattı elbette Yunanistan halkının Türkiye’nin halklarıyla da ortaklaşacağı en elverişli zemindir.
Umuyoruz ki komşumuz, girdiği bu yolda yeni adımlar atarak, bizleri de cesaretlendiren başarılarla ilerler!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...