02 Temmuz 2015 00:58

‘IŞİD, el Kaide... Bu katliamdan çıktı’ desek!

‘IŞİD, el Kaide... Bu katliamdan çıktı’ desek!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1993’ten beri her 2 Temmuz’da Sivas Katliamı ile ilgili çıkan haberler, makaleler, basın açıklamaları “… yıldır içimiz yanıyor. “Sivas yangını … yıldır yanmaya devam ediyor” diye başladı ve bitti. 

Bu yıl da öyle!

Bugün 2 Temmuz 2015!

33 aydınımızın yakılarak katledildiği Sivas (Madımak) Katliamı’nın 22. yıl dönümü.

Bugün de gelinen aşamayı “Sivas yangını 22 yıldır sürüyor” diye tarif ediyoruz, etmek zorunda kalıyoruz.
Çünkü, geçen 22 yıl içinde ne katliamın adı sanı belli tetikçileri gerektiği gibi yargılandı, ne de teşvikçileri ve arkasındaki siyasal güçler ve devlet güçleriyle hesaplaşıldı!(*)

Bu yüzden vicdanlar 22 yıldır kanamaya devam ediyor; aydınlar, demokratlar, Alevi halkı huzursuz!
Üstelik şimdi (son yıllarda) Sivas’ta başlatılan yangının bölgeyi sardığını, İslam dünyasının pek çok ülkesinin her gün yeni yangınlarla alev alev olduğunu görüyoruz.

Sivas Katliamı Alevi inancını ve Alevileri hedefe koyarak yapılan bir katliamdı. 1970’li yıllarda Maraş ve

Çorum’da da benzer katliamlar yapılmıştı.

Kafası dini birtakım sloganlarla karıştırılmış kalabalıklar, “Komünistler Ulu Cami’ye bomba attı”, “Aleviler camiyi bombaladı” diye kışkırtılmıştı. Sivas Katliamı da Maraş ve Çorum katliamlarının bir devamıydı. Bir farkla ki, Sivas Katliamı, sadece Alevilere değil, Türkiye’nin 200 yıllık modernleşme, aydınlanma birikimine yönelik de bir katliam olarak organize edilmişti. Çünkü katledilmek  ve sindirilmek istenen sadece Alevi inancına mensup olanlar değil, ondan da öte aydın, ilerici , demokrat, ülkenin aydın birikiminin en önde gelen temsilcileriydi!

Ve ülkemizin 33 aydını, 1993’ün 2 Temmuz günü, sayıları polis kayıtlarına göre 15 bini bulan bir güruhun tekbir sesleri ve vahşi sevinç çığlıkları eşliğinde yakıldı!

* Tıpkı bugün IŞİD’in, el Kaide’nin, el Şebab’ın ya da Boko Haram’ın  Suriye’den Nijerya’ya, Libya’dan Yemen’e Irak’a, kadar  geniş İslam coğrafyasında; kadınlara tecavüz etmesi, tekbirler eşliğinde kameralar önünde kelle kesmesi, ele geçirdiği kasabalarda kendi inancından olmayanları katletmesi, köle olarak alıp satması...gibi.

* Tıpkı bugün IŞİD’in ele geçirdiği bölgelerdeki, insanlığın ortak mirası kentleri, heykelleri, tapınakları, mimari eserleri, dinamitle uçurarak yok etmeyi, kültür imhasını bir marifet olarak göstermesi gibi!
Evet bugün IŞİD’in eylemleri karşısında dehşete kapılıyoruz, lanetliyoruz. “21. yüzyılda bu vahşeti yapanlar hangi cehennemden çıkıp geldiler” diye yanıtını kolay veremeyeceğimiz sorular ortaya atıyoruz.
Ama 1993’ün 2 Temmuzu’nda Sivas’ta yapılan katliama bakıldığında; IŞİD’in bugün yaptıklarının arkasındaki zihniyetle o gün Sivas Katliamına yol veren zihniyetin aynı olduğunu görürüz. Bu yüzden de “IŞİD’in ilk eylemi Sivas’ta yapıldı” dense, yeridir.

Nitekim, Sivas Katliamı’nın tetikçilerini koruyup kollayanlar, usul oyunlarıyla katilleri tahliye ettiren sonra da yakalanmaması için koruma işini sürdürmekten de öte onların avukatlığını yapanlar, her platformda onları “masum”, “mağdur”, büyük cefaları göze almış “İslam’ın kahramanı” olarak göstermeyi sürdürenlerle bugün IŞİD’in amaç ve ideallerini savunanların, eylemlerine mazeret uyduranların aynı kültür ve ideoloji odağından, aynı siyasi çevrelerden olması, hatta önemli bir bölümüyle de aynı kişiler olması bir rastlantı olmasa gerek! 

Bu yüzden tüm dünyada, IŞİD’in böylesi, kısa zamanda güçlenmesinde Türkiye’nin rolüne dikkat çekilmesinde herkesin hemfikir olması temelsiz değil.

Bu yüzden “Muhafazakar toplum stratejisi”, “Dindar nesiller yetiştirme planlarını” Sivas Katliamı’nın arkasındaki zihniyetle ayrıştırmak hem olanaklı değil hem de yanlış.

Sivas Katliamı’yla hesaplaşılmadığı için bugün o zihniyet dipdiri ve ayaktadır. Laik ve demokratik Türkiye mücadelesi içinde bunlarla hesaplaşılacaktır! 

Ve bugün, bu koşullarda Sivas’ta katledilen aydınlarımızı özlem ve saygıyla anıyor, katliamın tetikçilerini, azmettiricilerini ve arkasındaki güçleri lanetliyor, hesap sorma kararlılığımızı yineliyoruz. 

(*) Sivas Katliamı’nı yapan güçler “derin devlet”ten ibaret değildir. Orada toplanarak yangını gerçekleştirenler, insanlar yanarken çılgın sloganlar haykıranlar başka bir dünyadan da gelmemiştir. Tersine oradaki kitle, AKP’nin de kökeni olan Refah Partisinin kadroları ve yandaşlarının girişimiyle ildeki “muhafazakar” odakların taraftarlarından oluşmaktaydı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...