30 Mayıs 2015 00:54

Doğu ile Batı’yı HDP birleştiriyor

Doğu ile Batı’yı  HDP birleştiriyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hiç kuşku yok ki son dönemlerin en sıcak seçim dönemini yaşıyoruz. Yapılan kamuoyu araştırmaları birbirinden önemli sapmalar barındırmakla birlikte ortaklaştıkları tek yön HDP’nin barajı aşması halinde AKP’nin tek parti iktidarının büyük ölçüde zora gireceği. Bu manzara tüm gözlerin dördüncü parti durumundaki HDP üzerinde odaklanmasına neden oluyor. 

Durum öyle bir hal aldı ki sanırsınız seçimlere iki parti giriyor. İktidar partisi ve bağlı basın yayın organları olanca gücüyle, HDP’nin baraj altında tutulmasına dönük bir propaganda çabasına girişmiş durumda. “Silahı bırak, siyaset yap” diye başlatılan çözüm sürecinin ironik bir şekilde “HDP Meclise girerse çözüm süreci biter” noktasına getirildiğini görüyoruz. Bu çelişkili tablo Kürt seçmenin barış sürecinin artık tek güvencesi olarak gördüğü HDP çevresinde daha fazla kenetlenmesine yol açıyor. Ve yine görülen o ki, AKP’nin HDP’ye kaptırdığı oylar bir daha geri dönmüyor.

Sadece Kürtler değil elbet, bu topraklarda halkların eşit ve gönüllü birlikteliğini savunan tüm toplum kesimleri nezdinde HDP’nin geliştirdiği söylem o ya da bu şekilde karşılık buluyor. Buna karşılık, Cumhurbaşkanının HDP’ye yönelik eleştirilerinde “Gündeydoğu’da Kürtleri istismar edip, Batı’da Beyaz Türklerle kadeh tokuşturmak” gibi “bölücü” bir söyleme sarılması da dikkatlerden kaçmıyor. Bu söylem, “beyaz Türkler” ve “kadeh tokuşturma” gibi vurgular nedeniyle ilk planda olağan bir muhafazakar ötekileştirme söylemi olarak görülebilir. Ne var ki, mesele o kadar basit değil. İktidar Kürtlerle, Türklerin karşılıklı masalarda değil aynı masada kendi karşısında oturmasından rahatsız oluyor. Ülkenin “doğusuyla batısını birbirine biz bağlarız” şeklindeki iddiasının altının boşaldığını görüyor. Aksine bu bütünleşme yaratılmak istenen “parti devletine” dönük muhalefet ve demokratik talepler üzerinden gerçekleşiyor. Ülkenin doğusu ile batısı hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaşıyor.  

AKP’nin önemli ölçüde oy geçişkenliğine sahip olduğu diğer parti ise MHP. Özellikle Anadolu’daki milliyetçi, muhafazakar seçmen bu zaman değin referandum, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi en önemli dönüm noktalarında AKP iktidarı için manivela görevi gördü. Bu seçimde ise MHP’ye dönük belirgin bir kayma göze çarpıyor. Cumhurbaşkanı’nın son aylarda kendi başlattığı çözüm sürecinin yürütülüş biçime dönük sert eleştirilerinin ardında da bu kaygı yatıyor. 

Partilerin seçmen profiline baktığımızda sağ ve sol seçmenlerin toplam içerisindeki ağırlığının pek değişmediğini, kaymaların genelde bu bloklar içerisinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun tek istisnası olarak ise HDP ön plana çıkıyor. Kendini gelenekçi, muhafazakar olarak tanımlayan seçmenden oy alabildiği gibi laiklik konusundaki hassasiyetin üst düzeyde olduğu toplum kesimlerinin de öncelikli tercihi haline geliyor. Bu durum ilk planda meydan siyasetini zorlaştıracak bir etken gözükse de aynı zamanda demokratik taleplere sıkı sıkıya bağlı bir siyasi çizginin de güvencesini oluşturuyor. AKP’nin sıkça yaptığı gibi İzmir’de farklı, Siirt’te farklı bir söylem geliştirmenin kendi altını boşaltacağını görüyor. Bu nedenle, HDP’nin seçim beyannamesinde ileri sürdüğü ilkelere bağlılığının en önemli teminatı arkasını yasladığı toplum kesimlerinin heterojen yapısı olarak da görülebilir. 

Böylesi bir ortamda farklı hükümet senaryoları da sıkça dile getiriliyor. Hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin, bu dönemde başa gelecek hükümetin işi oldukça zor olacak. Türkiye ekonomisinde büyümenin sert bir şekilde hız kestiği, işsizliğin tırmanışa geçtiği bir döneme giriyoruz. AKP açısından herhangi bir koalisyon ya da azınlık hükümeti formülüne karşılık MHP’yi kendine yakın tutması seçeneklerden en akılcı olanı. Aksi takdirde, yüksek oy geçişkenliği nedeniyle ağırlaşan ekonomik koşulların siyasi faturası ağırlaşacaktır. Elbette, böylesi bir durumda merkez sağda yeni bir aktöre alan açılacağını da söyleyebiliriz.  HDP’ye gelince önümüzdeki süreçte işçi sınıfıyla birleşebildiği ölçüde muhalefetten güçlenerek çıktığını izleyeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa