30 Mayıs 2015 00:51

Kibir

Kibir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bizdeki taraftarlık anlayışında; karmaşık ruh halini ortaya koymanın diğer bir deyişle “kompleks kusmanın” yeri büyük. En büyük zaferler dahi tutulan takıma yönelik övgü, beğeni ve takdirden çok, rakiplerin aşağılanması üzerinden kutlanıyor. Sportif rekabetin çok ötesine uzayan nefret, kin, düşmanlık gibi duygular, şampiyonluk sevincini, mutluluğunu gölgede bırakacak denli benliklere sinmiş durumda. Tabii şampiyonluğu kaybeden takımın taraftarlarının bakışı, yaklaşımı ve davranışı da farklı değil. Nasıl farklı olabilirler ki zaten?.. Hepsi aynı kültürel ortamın/iklimin ürünü...

En sık rastlanan kompleks göstergesi olarak bir “büyüklük” söylemidir gidiyor. Herkes en büyüğün kendisi olduğunu iddia ediyor. Bununla yetinmeyip bir de başka bir büyüğün olmadığını dile getiriyorlar. Bir yandan başka büyük olmadığını haykırırken diğer yandan “En büyük biziz” demek başlı başına saçmalık. Öyle ya, başka büyük yoksa sen nasıl “en büyük” oluyorsun ki?.. “En büyük” herkese göre değiştiği için de büyüklüğün nasıl belirlendiğini bilemiyoruz.

Ama emin olduğumuz bir şey var ki, taraftarlar bu oyuna ağırlıklı olarak güce tapma, biat etme anlayışı ve hiyerarşi hayranlığı çerçevesinden bakıyorlar.

Galatasaraylı taraftarların Beşiktaş maçı öncesinde gerçekleştirdikleri koreografide yer alan ve üzerlerinde “Galatasaray karşısında önünü ilikleyeceksin”, “Herkes rütbesini bilecek”, “Selam dur!” yazan pankartlar bu durumu açık biçimde ortaya koydu. 

-O günkü durum itibarıyla- şampiyonluğa çok yaklaşmış bir takımın taraftarlarının oyuna bakışı, mizah anlayışı ve yaratıcılığı adına endişe verecek kadar berbat pankart örnekleri!..

Altı üstü top oynanıyor, spor yapılıyor. Ön ilikleme de nereden çıktı?.. Akıllarınca saygı beklentilerini ifade ediyorlar. Başarı karşılığındaki saygı beklentisi böyle kibirli, dayatmacı, emredici sloganlarla mı ifade edilir?.. Zaten spor kültürümüzdeki asıl beklenti, bize saygı duyulması değil, biat edilmesi... Saygı duymanın ötesine geçip bize biat etseler ne güzel olacak!.. İşte o zaman komplekslerimizi aşıp kendimizi çok daha iyi hissedebileceğiz!..

Taraftarlık işini, ciddi ciddi pişmanlık-tövbekarlık ilişkisine oturtan ve buradan da bir gün herkesin kendilerinin takımını tutar hale geleceği sonucunu çıkaracak kadar şuursuzlaşan zavallılar bile var...
Bu arada, dördüncü yıldızla ilintili olarak militarist ve hiyerarşik göndermelerde bulunup rütbe üzerinden büyüklük taslamak da pek sağlıklı bir yaklaşım olmasa gerek. 

Beşiktaş maçı öncesinde şampiyonluğun eşiğindeki takımın taraftarısın, zafere doğru sevinçle, mutlulukla değil, her tarafından kibir fışkıran hastalıklı bir spor algısıyla yürüyorsun... 

Saygıyı bilmeyen, sportif rekabeti de düşmanlık olarak algılayan taraftarların başarı kutlamasında kibrin başrolde yer alması elbette şaşırtıcı değil...

Diğer yandan, şampiyonluk şansı kalmayan Fenerbahçe, kendi taraftarlarının yumurtalı, taşlı, meşaleli saldırısına maruz kaldı. Ligi ikinci sırada tamamlamış, Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkını elde etmişsin ama şampiyon olamadıktan sonra bunun ne anlamı var?.. Sığ ve bayağı bakış açısı, şampiyonluktan başka başarı ölçüsü tanımıyor, bilmiyor ki...

Tabii işin bir de suçla ilgili boyutu var. Yaklaşık 2 ay önce, Trabzonspor maçından sonra şehirlerarası yolda Fenerbahçe otobüsüne ateş edilmesi haklı olarak büyük bir tepki ve öfke doğurmuştu. Bu düpedüz bir katliam girişimiydi... Peki otobüse meşale atmak katliam girişimi değil mi?.. Bugüne kadar stadyumlarda meşale kaynaklı çıkan pek çok yangına tanıklık etmedik mi?.. Kaldı ki otobüs, tribünlerden çok daha kolay alev alabilecek bir nesne. Kurşun sıkılınca gösterilen duyarlılık ve tepki, taş ve meşale fırlatılınca niye gösterilmiyor peki?.. Meşale fırlatanlar Fenerbahçeli taraftarlar olduğu için hoşgörüyü hak ediyorlar anlaşılan!.. Hem kendi oyuncuları değil mi, yeri gelir severler, yeri gelir yakarlar!.. 
Futbol o denli fanatizme teslim edildi, o denli kirletildi ki, katliam girişimlerine bile faillerine göre farklı tepkiler gösteriliyor. Otobüse kurşun sıkanlara lanet okurken, meşale fırlatanlara ses etmemek ikiyüzlülük olmuyor mu?..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...