28 Mayıs 2015 01:00

İşçilerin gücü ve direnci

İşçilerin gücü ve direnci

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hegel’in “Çıkarlar, insanların yaşamını yönetir” sözü, farkında olunsun ya da olunmasın, bireylerin tek başlarına kaldıkları sürece, egemen olan sınıfın düşüncelerinin etkisi altında olmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Bu durum, örneğin işçiler açısından, patronlarla ne kadar karşıt çıkarlara sahip olurlarsa olsunlar, kendi başlarına kaldıklarında kaçınılmaz olarak onlara boyun eğmeyi beraberinde getirir.
İşçi sınıfının her bir üyesi açısından, sınıf çıkarlarının farkına varması ve doğrudan kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başlaması, sınıf oluşumunun en önemli aşamalarından birisidir. İşçilerin, kendi sınıf çıkarları doğrultusunda hareket edip, birlikte mücadele içine girmedikleri sürece, patronların ya da daha geniş anlamda egemen güçlerin çıkarlarına hizmet eden tutum ve davranışlar göstermesi kaçınılmazdır.
15 gün önce Bursa Renault fabrikasında başlayan ve kısa süre içinde diğer fabrikalara yayılan işçi direnişi, yıllardır işçilerin içine itildikleri koşullara ve bu koşulları yaratan “patron-sendika” iş birliğine karşı kitlesel bir başkaldırı olması açısından son derece önemli ve öğretici dersler içeriyor.
Metal işçileri, bugünün koşullarında tabiri caizse “gemileri yakarak”, kendileri açısından asıl tehlikeli olanın, sefalet koşullarında yaşamak zorunda bırakılmaya karşı sadece ayağa kalkmış olmak değil, yıllardır içine itildikleri sefalet koşullarına ses çıkarmamak, çalışma ve yaşam koşulları sürekli kötüleşirken isyan etmemek olduğunu gördüler.
İşçiler, patronundan iş birlikçi sendika bürokrasisine kadar her türlü düzen gücü karşısında, zayıf ya da boynu bükük bir köle konumuna düşürülmek istenmesine karşı ayaklandılar. Öncelikle kendi öz gücüne güvenerek harekete geçmedikçe, taleplerinin gerçek anlamda karşılık bulmasının mümkün olmadığını somut bir şekilde yaşadılar.
Metal işçilerinin direnişi, işçilerin kitlesel mücadelesini asıl güçlü hale getiren şeyin, yani sınıf bilincinin pratik içinde nasıl geliştiğini bir kez daha gösterdi. Üretimin durmasıyla bütün planları alt üst olan ve derin bir korku içine giren koca koca patronlar, teker teker çözülerek işçilerin taleplerinin tamamını olmasa da, önemli bir bölümünü kabul etmek zorunda kaldılar. Bazı fabrikalarda işçilere yönelik bir bildiri dağıtımı bile işçilerin ücretlerinde iyileştirme yapılmasına yetti.    
Metal işçilerinin direnişi, tek başına kaldığında zayıf olan her bir işçinin kendi sınıf çıkarları doğrultusunda birleşerek hareket etmeye başladığında neler yapılabildiğini gösterdi. İşçi sınıfının kendi içinde örgütlü davranabildiğinde gerçek (potansiyel) gücünü nasıl ortaya çıkarabildiğini ve o zamana kadar yenilmez gibi görünen patronların nasıl hizaya getirildiğini gördük. İşçilerin yaktığı direniş ateşinin, sadece metalde değil, diğer iş kollarında da büyük endişelere yol açmaya başlaması, yakılan bu direniş ateşinin, sonuç ne olursa olsun, söndürülmesinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor.
Sınıf gerçeğinin süreç içinde olgunlaşan, toplumsal bir olgu olduğu ve ancak karşıt sınıfla girdiği ilişki içinde somut anlamına kavuştuğu bilinir. Bu nedenle, gerek patronlar, gerekse işçi sınıfı açısından bu durum en somut şekilde ekonomik ve siyasal mücadele içinde öğrenilir. Ancak sorun sadece ekonomik boyutuyla sınırlanıp, sınıf karşıtlığının siyasal yönü geri planda kalırsa, bugün direnişe geçen işçilerin yarın daha kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılmayacağının hiçbir garantisi olmadığını unutmamak gerek.
Metal direnişinde bugüne kadar yaşananlar, işçiler önce kendi öz güçlerine, sonra sınıf kardeşlerine güvenerek yola çıktıklarında gerçek güçlerinin ve bütün zenginliği yaratan özel bir sınıfın üyeleri olduklarının nasıl farkına vardıklarını gösteriyor. Bunu başarabildikleri ve sürdürebildikleri ölçüde sadece bugün değil, gelecekte de onları bölmek ve birbirine düşürmek isteyenlere karşı daha uyanık, daha güçlü ve daha dirençli olacaklar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...