06 Mayıs 2015 00:57

6 Mayıs’ın dünya atmosferi

6 Mayıs’ın dünya atmosferi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 1972 yılında asıldıklarında, hemen hemen bütün dünyayı sarmış olan antiemperyalist ve devrimci-demokratik muhalefetin ilham kaynağı olan Vietnam kurtuluş savaşı zafer yolunda çok önemli adımlar atmaya başlamış, ABD’nin Güney Asya’daki vahşi işgalinin sonu geldiği görülmeye başlamıştı.

Tam o zamanlarda, Afrika’nın pek çok eski sömürge ülkesi, demokratik halk ayaklanmaları, gerilla ve halk savaşlarıyla bağımsızlıklarını ilan etmiş, Avrupa’nın en eski ve modern sömürgecileri arkalarında kan, gözyaşı ve ağır yoksulluk bırakarak inlerine çekilmeye başlamıştı.

Güney Amerika kıtasında, kent ve kır gerillaları diktatörlüklerin canını burnuna getirmiş, Şili’de sosyalist Allende dünyada ilk kez seçimle iş başına gelen Marksist Cumhurbaşkanı olarak emperyalizmin en önemli kalelerinden birinde ağır bir yıkıntı gerçekleştirmişti.

Filistin halkının İsrail’e karşı mücadelesi boyutlanarak ilerliyor, bütün Arap coğrafyasında bağımsızlık ve özgürlük özlemleri orada ifadesini buluyor, temsil ediliyordu.

1968’de zirvesine ulaşan öğrenci gençlik, işçi ve Afrika kökenli Amerikalıların kitlesel muhalefeti, hâlâ devrim rüzgarları estirmeye devam ediyordu.

Türkiye’de ise, en önemli gelişme, CHP içinde sürüp giden İnönü-Ecevit mücadelesinde, “solcu” kimliğine kuvvetle vurgu yapan Ecevit açık ara öne geçmiş, 12 Mart rejimine başbakan olarak Nihat Erim’i veren kanat darmadağın olmuştu.

Uluslararası durum ve ülke içindeki gelişmelere genel bir bakışla, 12 Mart cuntasının ikili bir görevi olduğu söylenebilirdi. Bir yandan emperyalizmin dünya çapındaki sıkışmışlığı ile bölgemizdeki bozulan dengeler içinde kendisine sağlam bir dayanak arıyordu ve cunta Türkiye gibi muhkem bir kalede bu görevi yerine getirebilirdi! Diğer yandan, burada kazanılan mevziler, hem bölgede, hem de genel olarak dünyada ilerleyen devrim dalgasına karşı bir cevap oluşturabilir, buradan bir çıkış yolu aranabilirdi. Nitekim, Erim Hükümetlerinin iç ve dış politikasına bakılınca, başta İsrail olmak üzere, karşı devrim odağı olan bütün gerici rejimlerle sıkı bir iş birliğine gittiği, ABD’nin aradığı “koçbaşı” görevini hevesle üstlendiği görülecektir. İçeride ise, devrimci muhalefetin “sosyal uyanış”ın[1] öncüsü ve vurucu gücü olmasına kesin bir son verilecekti; ve elde rehin tutulan Deniz Gezmiş ve arkadaşları vardı.

Dünyanın tümüyle bir devrim ve karşıdevrim çatışması atmosferinde olduğu bir sırada, devrim ateşinin en yürekli, en atılgan üç yalazı söndürüldü!

Bir yıl sonra, Sosyalist Cumhurbaşkanı Allende, alçakça bir darbeyle düşürüldü ve çarpışarak öldü. İki yıl sonra ABD tası tarağı toplayıp rezil bir biçimde Vietnam’ı terk etti. Afrika’da bir yandan sosyalizm için zafer tamtamları çalınıyor, bir yandan yeni sömürgeciliğin yepyeni yöntemlerle yeni ve sinsi bir saldırısı başlıyordu. Avrupa durulmuştu, ABD’de muhalifler, Vietnam’dan dönüşü kendi zaferleri olarak kutluyorlardı.

Türkiye’de ise halk muhalefeti, 12 Mart cuntasının ümüğünü sıkma fırsatı olarak Ecevit’i görmeye başlamıştı. Yığınların muhalefeti yükseliyor, işçi ve köylü kitleleri yeniden hareketleniyordu.
Onların darağacı altında haykırdığı her kelime bir bayrak oluyor, adları yükseliyor, her mahallede, her köyde, her grev ya da boykotta bir kere daha canlanıyor, mücadelenin en önünde koşmaya devam ediyorlardı.

Bir devrim fırtınasının tam ortasında çakmış üç şimşek gibi parladılar, karanlığı yırttılar ve söndüler.
Bugün adları, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik özlemiyle çırpınan her yürekte bir nabız temposuyla tekrarlanıyor. Hızla birleşen halk kitlelerinin attığı her adımda, diktatörlüğe karşı mücadelenin her anında BİZLER’le birlikte yürüyorlar.

[1] Dönemin Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç, “Sosyal uyanış, ekonomik gelişmenin önüne geçmiştir! Bu tehlikelidir!” buyurmuştu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...