05 Mayıs 2015 00:44

Birinci basamak sağlık çalışanlarının eylemleri: Hancılar ve yolcular

Birinci basamak sağlık çalışanlarının eylemleri: Hancılar ve yolcular

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Birinci basamak sağlık çalışanları” tanımlaması sağlık iş kolu dışındaki kişilere yabancı gelebilir. Bu tanımlama kapsamında olanlar, aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru, çevre sağlığı teknisyeni gibi sağlık çalışanlarıdır. Bir süreden beri eylemleri ile adlarını duyuran bu kesimin, bundan sonra daha sık duyacaksınız. Çünkü bu eylemler giderek yükseleceğe benziyor. Kısa vadede örneğin mayıs ayı sonunda üç günlük bir iş bırakma eylemine hazırlanıyorlar.
Ne istediklerine baktığımızda temel itiraz noktasının esnek çalışma koşulları olduğunu görüyoruz. Bu yılın başında aile sağlığı merkezlerine hafta sonu nöbeti kondu. Sağlık Bakanlığı, şimdilik cumartesi günüyle kısıtlı kalan bu nöbetleri pazar gününe de koymayı düşünüyor. Ancak uygulamanın başladığı günden beri aile hekimleri uygulamayı boykot ettiği için bakanlık öncelikle bu boykotu kırmanın yollarını aradı. Ve kendince buldu. Aile hekimlerinin hafta sonu nöbeti tutmadığında ceza puanını artırarak sözleşmelerinin feshedilmesinin önünü açan bir düzenleme yaptı. Yani aile hekimlerine aba altından sopayı gösterdi Sağlık Bakanlığı.
Peki, birinci basamak sağlık kuruluşlarında bu denli itiraz yaratan çalışma koşullarında neler değişti?
* Sağlık ocağı (SO) sisteminde 5 bin kişiye bir hekim, aile hekimliği (AH) sisteminde 4 bin kişiye bir hekim görevlendiriliyor. SO sistemindeyken birinci basamak sağlık kuruluşlarının yaptığı ayaktan tedavi, kişi başı yılda 1 idi. Bu sayı geçen yıl yani AH sisteminde kişi başı 3 idi. Özetle aile hekimlerinin poliklinik yükünün yaklaşık 2.5 kat artmış olduğunu görüyoruz.
*  SO sisteminde 2 bin-2 bin 500 nüfusa bir ebe görevlendiriliyordu, AH sisteminde 4 bin nüfusa bir aile sağlığı elemanı (hemşire ya da ebe) görevlendiriliyor. Ebeden yapılması beklenen işler eskisiyle benzer olarak, 15-49 yaş kadınları, gebeleri ve çocukları takip etmesi. SO sisteminde ev ziyaretleri ile izliyordu, AH’de sağlık kuruluşuna davet ediyor. Ev ziyareti yapmaması ebenin iş yükünü hafifletmiş mi? Hayır. Çünkü nüfusun artışının yanında bir de SO sisteminde tıbbi sekreter ya da sağlık memuru tarafından yapılan kayıt tutma işini her ebe kendisi yapıyor. Kısacası, birinci basamakta çalışan ebelerin iş yükü en az 2 kat artmış.
Bu listeyi daha çok uzatabiliriz. Ama gerek yok.
Bu sistemin özeti şudur: Daha çok iş, daha az çalışan ile yapılıyor. İşte sağlığı ticarileştirdiler derken ne demek istediğimiz bir kez daha örneklenmiş oluyor.
Son olarak söylenmesi gereken bir nokta daha var: Dün SO’da çalışanlar bugün ASM’lerde çalışıyor. AH sistemi, SO birikiminin mirasını yiyor.
Bu insanlar emektardır. Fedakarca çalışırlar. Onlar toplumun içinde insanların acısını, sorununu, gereksinimlerini çok iyi bilirler. Hatta bu kuralları koyan politikacılardan bile daha iyi bilirler.
Bu ülkede koruyucu sağlık hizmeti verirler, hastalıkların salgınların ortaya çıkmasını önlerler. Bunu kimse bilmez, yaptıkları işin değerinin farkında bile değildir sıradan bir vatandaş.
Ama onlar kendilerini bilir, kimseden bir teşekkür gelmese de. Üstelik ceza ya da ödül puanı olmasa da onlar işlerini yapar. Marmara depreminde her taraf yerle bir olduğunda, ailesinden önce aşıları kurtarmaya çalışan bir meslek grubundan bahsediyorum.
İktidarlar gelir geçer, sistemin adı o olur bu olur ama bu insanlar buralarda çalışmaya devam eder. O yüzden, deyim yerindeyse birinci basamak sağlık çalışanları “hancı”dır. O ceza puanlarını falan getirenler ise “yolcu”.
Dileğimiz bu emektar insanları bu hale getiren AKP’nin, 7 Haziran’da yolcu olmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...