27 Nisan 2015 01:00

AKP'nin beyannamesi: Damızlık kızın öyküsü

AKP'nin beyannamesi: Damızlık kızın öyküsü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Seçime kısa bir süre kaldı. Açıklanan seçim bildirgeleri dolayısıyla her partinin topluma ne vaat ettiğini, aslında nasıl bir memleket hayal ettiklerini de görmüş olduk.
Demokrasiyi devlet babanın gücünü kendi yararına kullanma kılavuzu olarak görenlerle, siyasal sistemi halkın tam egemenliğini güvence altına alacak şekilde düzenlemek olarak görenlerin anlayış farklarının biraz da kadınları nerede konumlandırdıkları ile ilgili olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?  
Meryem Koray hocanın ifadesiyle artık “devlet babadan başkan babaya doğru” yol almak isteyenler muhafazakarlığa ve milliyetçiliğe yatırıma devam ederken; bir yandan ranta dayalı, kendi zenginini besleyen, vergi kaçırmayı adet edinmiş, toprağın ve doğal kaynakların tahribatına yönelik ve hızlı zenginleşmeyi esas alan üretim anlayışını “insan kaynağını güçlendirme” diye yutturmaya çalışmakta. Kadınları da bu insan kaynağının üreticisi damızlıklar olarak konumlandırmakta.
Kadını aileyle eşitleyen ve nüfus politikaları gereği kadınlara damızlık inek muamelesi çeken iktidar partisi, hedefini kadınlara bu zamana kadar reva gördüklerini katmerlendirerek sürdüreceğini söyleyerek beyannamesini açıklıyor!  
Yeniden iktidar olma hayallerinde başkanlık sistemi dışındaki her şey birer teferruattan ibaretken, kadınların da iyice görünmezleştirildiği bu “yeni Türkiye” programında kadınlara madde madde söylenenlerin özeti şu: Eşitsizliği besleyen uygulamalara, muhafazakârlığa yatırıma devam, hak olarak talep edilen ekonomik ve sosyal destekleri yardım olarak “açık artırmaya” sunmaya devam!
AKP kadını aileye eşitlediği ve nüfus politikalarının temel direği olarak doğurma-besleme- büyütme-devlete hibe etme makinesi olarak gördüğü için aileye ilişkin sosyal destek politikalarını “kadın için politikalar” diye ortaya atıyor. Geçen seçim döneminin bildirgesinden neredeyse kopyalanmış bir biçimde “aile sosyal destek programı”, “aile bütünlüğünün korunması”, “güçlü aileler kurulması” vaatleri öne sürüyor.  
Aileyi kendi neoliberal muhafazakar politikalarının beslenip büyütüleceği sulak alan olarak gören, kadınları da bu ailenin yaslanacağı direk haline getiren zihniyetin kadınlara yeni bir sözü yok. Ama bu zamana kadar kadınlar için ne kadar da çok şey yaptıklarının tefrikası var. Kadınların “hiç olmadığı kadar çok yasal hakka ve uluslararası sözleşmelerin güvencesine” sahip olduklarının iddia edildiği bu dönem tüm kazanılmış hakların fiilen kullanılamaz hale getirildiği dönemin de ta kendisi. Beyannamede bol bol yasal ve kurumsal düzenlemeden bahsediliyor olmasının altında bu gerçeği örtme refleksi var.
Kadınlarla ilgili devlet söyleminin giderek daha fazla oranda “sahipsiz bırakmayız”a dönüştüğünün de resmi belgesi niteliğinde bu beyanname. İstihdam, şiddet, sosyal yardım gibi konu başlıklarının “devletin kadınlarına sahip çıkması” ibaresiyle dolup taşıyor olması açık bir gösterge. Devlet katında kadınların artık “çocuklar, yaşlılar ve engelliler” gibi “korunmaya muhtaç toplumsal kesimler” kategorisinde sayılmasının rutinden sayıldığı bir dönemden, kadınların “sahip çıkılması gereken mallar” kategorisine geçmesidir beyannameyle ortaya konan. Bu geçiş, AKP’nin “fıtrat gereği eşitsizliğe dayalı” yeni cinsel rejiminin kadınlar üzerine günlük, sıradan, sistematik ve dokunulmaz tahakküm ve şiddeti katmerleyeceği bir döneme de geçiş anlamına geliyor. Yani eğer öykümüzü onlara yazdırmaya izin verirsek yazılacak olan bu. Yeni Türkiye’nin Damızlık Kızlarının Hazin Öyküsü…
Yok, biz almayalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...