24 Nisan 2015 01:00

100 yıl daha böyle gidilemez!

100 yıl daha  böyle gidilemez!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün 24 Nisan 2015; Ermeni Soykırımı’nın 100. yıl dönümü! Soykırımın 100. yılı olması, elbette ki bütün dünyada hem tepkilerin geçmiş yıllara göre daha yüksek sesli, hem de Türkiye’nin “Soykırım yoktur; savaş içinde karşılıklı kıyımlar, ortak acılar vardır! Bizim yaptığımız tehcirdir. İşi tarihçilere havale edelim!...” gibi açıklamalarına karşı içeride ve dışarıdaki eleştirilerin çok boyutlu olmasının yolunu açtı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “soykırıma tepki” çerçevesinde Erivan’da yapılacak “100. yıl etkinlikleri”ne ilişkin olarak; “Onlar kendi aralarında çalıp oynarken biz Çanakkale’de yüz dolayında ülkenin lideriyle neler yaptığımızı konuşacağız” diyerek, geleneksel resmi tutumunu, en geri, “Bize milletimizin cani olduğunu söyletemezsiniz” noktasından savunmaya devam ettiğini gösterdi. Öte yandan onun bir makam altında, ortalık hayli karışmış bulunuyor. Eski İçişleri Bakanı olan ama yeni İçişleri Bakanı yerine konuşmaya devam eden Efkan Ala, “Biz soykırım yapmadık tehcir yaptık” derken; Başbakan Davutoğlu, “Tehcir insanlık suçudur!”  diyerek 1915’te en azından “insanlık suçu işledikleri”ni kabul etme noktasına gelmiş bulunmaktadır.

Papa, Avrupa Parlamentosu ve Almanya Parlamentosu’ndan sonra Avusturya Parlamentosu da “soykırımın 100. yılında” tepkilerini, “soykırım” kavramını kullanarak ifade ettiler. Bu tepkilere yeni ülkelerin de katılma ihtimali artarken, Erdoğan ve Hükümetinin tek tesellisi ABD Başkanı Obama’nın bu yılki geleneksel “24 Nisan konuşması”nı önceki yıllarda da kullandığı “Büyük Facia” nitelemesine sarılarak geçiştirecek olmasıdır.

Türkiye’nin aydınları, demokratları, ilerici çevreleri de bu yıl “soykırım” denip denmemesinden öte “soykırımla yüzleşme”nin  Türkiye’nin demokratikleşmesi, bölge halklarının kardeşleşmesi için nasıl önemli bir yaklaşım olduğunu gösteren pek çok araştırma, makale yayımladı; tartışmalar yapıldı. En son Evrensel Basım Yayın, pek çok aydının katkısıyla oluşan “Utanç ve Onur, 1915-2015 Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı” kitabını çıkararak tartışmaya katkı yapma gayretlerine bir yenisini ekledi. 

Şu açık ki Türkiye, “Ermeni Soykırımı”yla yüzleşmeden, halkların kardeşleşmesi, bölgede halklar arasındaki barışın ve huzurun sağlanmasında bir adım atamayacağı gibi giderek, diplomatik alanda da büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak.  Bunun örneği, yeni Osmanlıcılık kılıcıyla Ortadoğu’da dolaşırken görüldü ve Türkiye, Arap-İslam dünyasında neredeyse selam vereceği ülke bulamaz hale gelen bir mecraya sürüklendi. Bu ülkelerle diplomatik ilişkilerin ötesinde ticari, kültürel ilişkilerin çok önem kazandığı bir dünyada Türkiye, Ortadoğu’dan sonra “soykırımı tanımama” çizgisiyle soykırımı tanıyan ülkelerle, ilişkilerini sorgulamaya giren bir ülke çizgisine düşmüştür; dış baskılar bunu daha da artıracak görünmektedir. Nitekim “soykırımı tanıdı” diye daha üç ay önce Ak Saray’da tantanalı törenlerle karşılanan Papa ile bugün ilişkiler “şeker rengi”ne dönmüştür. Sadece Papalıkla da değil; dün Vatikan elçisini Türkiye’ye çağırarak, diplomatik önlemleri konuşan Türkiye, bugün Avusturya elçisini çağırıp Avusturya’nın tutumuna karşı bir tutum geliştirmeye yönelmiştir. Yarın bunları başka ülkelerin izlemesi kaçınılmaz görünmektedir.

Kısacası bugün artık “soykırım” sorunu içeride demokratikleşmenin dışarıda da uluslararası ilişkilerin önünü tıkayan bir soruna dönüşmüştür.

Bu yüzden de “Yüz yıl önce olmuş bize ne” umursamazlığı ya da “Ecdadımıza cani dedirtmeyiz” hamasetiyle “100 yıl daha böyle gideriz” diyenler yanılmaktadır! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa