'AKP'nin şerri'ne karşı alternatif HDP!

7 Haziran seçimine doğru giderken, HDP’nin kamuoyunda giderek daha çok tartışılmaya, AKP karşısında tek alternatif olacak parti görülmeye başlanmasına paralel olarak, AKP cenahındaki endişeler de paniğe dönüşmüş bulunuyor. Oysa seçime daha bir buçuk ay var ve böyle giderse AKP’de şimdiden paniğe dönüşen endişenin süreç ilerledikçe, maazallah kalıcı psikolojik sorunlara da yol açacak bir kabusa dönüşeceği anlaşılıyor.
Nitekim yandaş televizyon kanallarında yapılan HDP’yi karalama amaçlı, “tartışma programları”nda bile ister istemez, tartışma HDP propagandasına dönüşüyor. Çünkü AKP karşısında bu seçimde tek gerçekçi seçeneğin HDP etrafında birleşmek olduğunu az çok ülkenin, halkların geleceğini düşünen her aklı başında yetişkin insan görüyor. Nitekim gerek Evrensel ve Hayat Televizyonu’na gelen mektuplar ve muhabirlerimizin yaptığı haberler, röportajlarda gerekse diğer medya organlarına yansıyan haberlerde; atölye, fabrikaların çay ocaklarında, hizmet kurumlarında, dinlenme odalarında, işçi servislerinde, kahvelerde… insanların bir araya gelip “Bu memleket nereye gidiyor, ne yapmak lazım?” içerikli tartışmalarında, bugüne kadar başka partilere oy vermiş olan pek çok kişinin “Bu seçimde HDP’ye oy vermenin gerektiği” konusunda daha çok fikir birliği yaptığı görülüyor.
Çünkü, AKP’nin; Türkiye’yi bir şeriat ülkesine dönüştürme gayretleri, “Başkanlık Sistemi” etrafında kopardığı gürültü, özgürlükleri yok etmede sınır tanımaması, özel hayata müdahalede pervasızlık, emekçileri, halkı ezen neoliberal politikaların halkın canını acıtan bir aşamaya varması, iç ve dış politikada çözümsüzlük, iktidarda kalmak için hak-hukuk, yasa tanımazlık,… karşısında, halkın önemli kesimi, yeni gerçek seçeneğin HDP olduğunu fark etmeye başlamıştır. Çünkü AKP’nin 13 yıllık iktidarı boyunca CHP ve MHP’nin AKP’ye kolay seçim zaferleri sunan partiler olduğu yaşanarak görülmüştür. Yani halk “AKP’nin şerrinden kurtulmak” için HDP’ye yönelmektedir. Ki, bunu sadece gerçekleri, talepleri için mücadele ederek gören halk kesimleri değil, bugün kendisini CHP’li, MHP’li olarak tanımlayan sağduyulu insanlar da görmekte, bu sefer HDP’nin barajı aşması gerektiğini, ülkenin, halkın buna ihtiyacı olduğunu,  AKP’yi yenilgiye uğratmanın tek yolunun da bu olduğunu kabul etmektedirler. Hatta bugüne kadar AKP’ye oy vermiş, geniş bir kesimin de HDP’ye yöneldiğinin sayısız belirtileri ortaya çıkmıştır.
İşte 13 yıldır “kolay seçim zaferleri”ne alışmış AKP’yi bu tablo çileden çıkarmaktadır. Melih Gökçek gibilerin, “HDP’nin barajı aşmasının AKP iktidarına darbe” olduğunu söylemesine gülünüp geçilebilir. Ama Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gibi AKP’nin ağır başlı ağır toplarının, “HDP’nin seçime girmesinin dış güçlerin işi” olduğunu iddia etmiş olması, dolayısıyla HDP’nin seçime girmesini (Legal bir partinin seçime girmesi en doğal hakkıdır. Hatta olmazsa olmazıdır.) “proje” ilan eden abuk sabuk açıklamalara yönelmesi, daha seçime bir buçuk ay varken AKP’nin kimyasının bozulduğunun işaretidir.
Nitekim bu açıklamalarla, Cumhurbaşkanı ve Başbakandan başlayarak HDP’ye yönelik AKP ve Hükümet propagandasının “kara propaganda” karakteri kazanması; Ankara’da HDP Genel Merkezinin kurşunlanması, Rize, Antalya, Diyadin, Roboskî’de olduğu gibi yerel resmi ve “sivil” kontra güçlerin HDP’nin faaliyetlerini engellemek üzere harekete geçirilmesi arasında içsel bir bağ kurulmaktadır.
Ve her zaman olduğu gibi bu saldırılar açıkça yapıldığı halde, bu kişiler yerel emniyet güçlerince, kaymakam, belediye başkanlarınca sırtları sıvazlanarak; adeta, yeni bir saldırı için hazırlanmak üzere evlerine, pinekledikleri kahve köşelerine gönderilmektedir. Çünkü AKP bu provokasyonları, HDP’yi, bu provokasyonların bir unsuru, sebebi ve müsebbibi olarak göstererek itibarsızlaştırmak istemekte, HDP’ye yönelmeye başlayan halkı caydırmak için kullanmayı amaçlamaktadır. Ancak HDP ve onun etrafında seçime giden Türkiye’nin demokrasi güçleri, bu tür oyunlara, provokasyonlara gelmezler, gelmeyecekler.
Korkunun ecele faydasının olmadığını artık AKP de anlamalı, halkın önüne barikat kurmak için oyunlara  başvurmamalıdır. Aksi halde gerçekten yeni bir yaşam ve yeni bir Türkiye isteyenlerin ayakları altında kalır.