17 Nisan 2015 01:00

Gavur aktığı deresi

Gavur aktığı deresi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Seyhan Nehri’ne akan dere, Toroslara yaslanmış, eskiden kayıklar oradan iner çıkardı, şimdi Çatalan Barajı’nın altında kalmış, yamaçlardan aşağı biriken sular oradan akar gider, hiç kurumaz, Seyhan Nehri’ni beslerdi.
Ustalar, duvar ustaları, köylüler, komşular, yüzyıllarca birlikte yaşamış, Anadolu’nun kadim halkları, dere boyları verimlidir, yerleşik tarım toprakları öküzlerle, atlarla, katırlarla katar katar işlenir. Ermeni, Rum, Arap, Türk... İmeceler… Dere boylarından sürüler katar katar iner çıkar, transhuman geçim, hepsi Yörük, kimi Tahtacı kimi Kürt, aşiretler göçer hayvancılıkla geçinir gider. Dereler nasıl da çağıldar bahar havası.
Gayrimüslimler zorunlu olarak yerleşik, kılıç silah taşıyamaz, tarla işler, taş ustalığı yapar, esnaflık yapar. Zamanla değerlenir yerleşiklik.
Tek tek birer hidrojen, oksijen, mürekkep hali H2O su. Mürekkep hali dereler, ırmaklar, göller, deniz derya.
Tek tek kimi sürtüşmeler, tek tek komşuluk insanlık, tek tek çoban, komşu, insan. Topluca ön yargıya dönüşüyor, ayrımcılığa dönüşüyor, savaşlar birden fazla kişi arasında, kurumsal şiddet en ağırı. Enver Paşa not ediyor, Kazım Paşa not ediyor. Taşnaklar not ediyor. Anadolu’da kimi Müslüman çoğu gayrimüslim, Balkanlarda çoğu Müslüman kimi gayrimüslim. Kemaliye Eğin Seyhan Harşıt….
İki Türk bir Kürt bir Arap, iki Ermeni bir Rum, kimi Süryani… Hepsi de var, hepsi de bu toprakların kadim halkları. Sayı değil varlık. Hepsi bir diğerine indirgenemez varlıklar. Toplamak da çıkarmak da doğru değil. Çarpma bölme hiç yapılamaz. Ya varlar ya yoklar.
Kızılın en canlı rengi acının kızılına dönüşüyor.
Harşıt Çayı boyu Rus işgali, derenin bir yanını tutmuş. Öbür yanında çocuk yaştaki dedem, baba şehit. Kızlar, on yaşında kızlar, kadınlar, birkaç ihtiyar, inek dana dayanamıyor yollara, acı hatıralar ruhlara kazınıyor. Karadeniz’in bir yakasından ta Düzce’ye yaya, kırk gün, yol ve zaman her zamankinden daha kara ve uzun. Dedem dut yapraklarını toteme çevirmişti, dut yaprağı mideyi bozmaz, dut yaprağı ile hayatta kaldık diyordu, her dut yaprağı tazelendiğinde, her bir dut yere düştüğünde gözleri doluyordu.
Yüz binler milyonlar dut yaprağı da bulamadı. Yayılmacılık, dinsel bağnazlık, milliyetçi bağnazlıklar, kolonyalizm, kölecilik, kavuruyor Amerika’yı, Avrupa’yı, Anadolu’yu. Gök Tanrılar kurtaramıyor İnkaları. Balkanlardan, Kafkaslardan, Anadolu’dan kimi daha içe kimi dışa doğru savruluyor. Dereler ağırlaşıyor, kuyular ağırlaşıyor.
Gavur aktığı deresi.
Kaç kaç zamanı. Kaçamayanı çok.
Kızıla çalıyor Gök. Toroslar taşa çalıyor, içine atıyor acılarını.
Gavur aktığı deresi, adı öyle değil elbet, yaşananlar aşıyor adları, işliyor derelerin en diplerine.
Kaç kaç zamanı, zamanın adı değil elbet, yaşananlar aşıyor zamanı, adı yaşanmışlıktan geliyor, acı sabitliyor zamanı.
Kaç kaçlar vurmaları da içeriyor.
Akmıyor, sanki öyle duruyor sular, kızıla çalıyor gün, dereler kızıla çalıyor, Müslüman aktığı dereler, gavur aktığı dereler, dereler taşıyamıyor, tarihten taşıyor dereler, Seyhan akmıyor sanki, kızıla çalıyor Akdeniz.
Kuyular, dereler, ırmaklar, limanlar... Diasporası içinde insanın, Avrupa Anadolu’nun diasporası, Anadolu kendi kendinin diasporası, Kafkasların Balkanların diasporası. Filistin, sanki diasporası bile yok.
Yüz yıl önce yüz yıl sonra. Irak yutuyor insanları, Irak’ta, Yemen’de insanlar yutuluyor. Akdeniz yutuyor Libyalıları, Suriyelileri, dört yüz, dört yüz bin, dört kere dört yüz bin. 4-5 bin yıllık tarih kurtaramıyor, Babil’de Basra’da Ur’un Uruk’un kafası vuruluyor yine.
Gavur aktığı dereler, her gün yüzlerce binlerce Müslüman’ın yutulduğu Akdeniz.
Hiçbir acı diğerinin karşılığı olamaz, dereler dolup taşıyor acılarla. Karadeniz, Akdeniz, Ege… Çocuklar kumlara gömülüyor.
 Kızıla çalıyor nisan.
Öksüz çocuklar bayramı 23 Nisan. 24 Nisan, 25 Nisan…
Acı acıyı azaltmıyor. Ekleniyor birbirine.
Sarı gelin oy.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...