10 Nisan 2015 00:50

Sırat köprüsü 2015

Sırat köprüsü 2015

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Tarih, gelecek için kavga verip,
yitmiş bile olsa,
insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.”  Şeyh Bedreddin

“Toplumca sırat köprüsünden geçmeye çalışıyoruz. Bölük bölük, pörcük pörcük. HES’ler, GDO’lar mı? Çevreciler ilgilensin. Kayıplar mı? Cumartesi Anneleri ilgilensin. Sağlığın özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi mi? Sağlıkçılar ilgilensin. Eğitim mi? Aydınlar ilgilensin. Barınma hakkı mı? Barınamayanlar ilgilensin. Tutuklu Gazeteciler mi? Gazeteciler ilgilensin. İş cinayetleri mi? Ölenlerin yakınları ilgilensin. Kentsel dönüşüm mü, rantsal bölüşüm mü? Mimarlar ilgilensin. Avrupa’da genel grev dalgası mı? O ülkelerin işçileri ilgileniyor ya, bizimkiler seyretsinler. Açlık grevleri mi? Kürtlerin sorunu canım. Bir yanda da savaş tamtamları çalıyor... Bu listeyi uzatmak mümkün tabii ki.

1 Mayıs alanı yapıldığı söylenen Taksim taksim ediliyor. İşçi sınıfının kurumları deyince ilk akla gelen sendikalardan çıt yok. Her mitingte genel grev-genel direniş diyen tabana da kulak veren yok. Peki bu gün bu sorunlara karşı ortaklaşılmayacaksa ne zaman daha büyük krizler yaşanacak da sendikalar üretimden gelen gücünü kullanacak? Demokratik alanda sorunlar büyük, ekonomik alanda sorunlar büyük, sanatsal alanda sorunlar büyük, merak ediyorum daha büyüğü nasıl olacak da şaltere kollar uzanacak. Sendikaları sarsacak yeni 15-16 Haziranları yaratacak işçiler sokağa çıktığında hangi sendika, hangi yüzle önderliğe soyunacak?

Hepimiz biliyoruz ki ülke sorunlarına üretim alanlarından gelen ses olmazsa hep eksik kalır. Açlık grevleri sırasında sendikal hak gasplarının yaşandığı, belediyelerin iktidarın pastası gibi talan edildiği sıralarda üretim alanlarından mahçup basın açıklamaları yerine güçlü bir ses çıkarılabilseydi tablo çok daha farklı olacaktı.

Söz geldi Taksim’e. Başta DİSK olmak üzere Taksim’i 1 Mayıs alanına getirdiğini söyleyenlere; eğer Taksim 1 Mayıs alanı olduysa korumak, kollamak ve karşı çıkmak için kitlelere çağrı yapmak ve harekete geçmek başta sizlere düşmez mi? Yoksa vaz mı geçtiniz? Taksim bir aydır taksim ediliyor. Mimarlar odası ve bazı platformlar çırpınıyor. İstanbul’un tarihsel mirası  tek miting alanı yok ediliyor. Nisan ayı geldiğinde mi ses çıkarmayı ya da kitleyi şantiyeye toplamayı düşünüyorsunuz?

Muhalif ve alternatif sözü olanlar bir bir sırat köprüsünden geçiyoruz. El ele tutuşmanın, köprüyü birlikte geçmenin zamanıdır. O onun sorunu, bu bunun sorunu diye beklersek hepimiz cehennemin alevleri içinde kalacağız ve arkamızda ses çıkartacak kalmayacak. Lokal alanlarmış gibi görülen sorunları ortaklaştırmadan, üretim alanlarını bu sese katmadan ne sendikalar kurtulabilecek, ne doğa ne de

Taksim.”* 

Bu yazının yayınlanışından bu yana Gezi Direnişi ve üç 1 Mayıs geçti. Metro inşaatına kazmanın vurulduğu günlerdi. Sorunlar neredeyse aynen güncellenmiş gibi. 2015 1 Mayısı için birkaç satır eklenebilir. Onu da 6 Nisan 2015 tarihli İhsan Çaralan’ın “1 Mayısı Taksim’de Kutlayacaksak” yazısından tamamlayayım. 

“…Kısacısı bugün 1 Mayıs’ın sınıfın tarihine, bugünün ihtiyaçlarına uygun olarak kutlanmasını isteyen herkes için “iki seçenek”  vardır. 

1-) 1 Mayıs’ın İstanbul’da başka bir alanda da kutlanması için hazırlıkları yaparak, Taksim’i 1 Mayıs’ı boğmak için kullananların oyununun bozulduğu, 2015 1 Mayıs’ının emekçilerin en acil taleplerinin haykırıldığı görkemli bir bir gösteriye de dönüştürmek.

2-) Taksim’de ısrar etmek ve ama bunun için de genel çağrıları, hamasi açıklamaları aşarak, doğrudan iş yerlerinde en geniş işçi ve emekçi kesimlerini, emekçi semtlerin halkını Taksim’e çıkarmak üzere, yasakları, kuşatmaları aşan bir örgütlemeyi yapmak, böyle bir gücün oluşturulması için bugünden harekete geçmek…” 

*Bu yazı 22 Kasım 2012 tarihinde 
yine bu köşede yayınlanmıştı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...