30 Mart 2015 00:54

BHH’de malumun ilanı!

BHH’de malumun ilanı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Haziran seçimleri sürecinde demokrasi güçlerinin birliği yönünde yapılan çağrılar ve bu temelde HDP-EMEP arasında kurulan ittifak, dikkatlerin ister istemez Birleşik Haziran Hareketi’nin (BHH) tutumunun ne olacağına çevrilmesine neden olmuştu. Çünkü kuruluş bildirgesinde “Ülkemiz emperyalizmin bölge politikalarıyla uyum içinde, mezhepçi faşist bir diktatörlüğe sürükleniyor. Bu gidişata dur demek, yarınımızı AKP’nin pençesinden kurtarmak için bir araya geliyoruz” diyen BHH’ye “ülkeyi AKP felaketinden kurtarmak için” Kürt hareketi tarafından bir ittifak çağrısı yapılmıştı. EMEP de bu süreçte BHH’yi oluşturan örgütlerin de içerisinde olduğu çeşitli siyasi yapılarla, emek örgütleri ve Alevi çevreleriyle demokrasi güçlerinin birliği yönünde çeşitli görüşmeler gerçekleştirmişti. Ancak BHH, “seçimlerin AKP’ye karşı verilen mücadelenin bir parçası olduğunu da görüyor, önemsiyoruz” demesine rağmen “bağımsız duruş”tan söz etmiş ve ardından da tutumunu “altını çizdiğimiz toplumsal talepleri inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz” biçiminde açıklamıştı. 

Bu açıklama her şeyden önce BHH’nin ortaya koyduğu “yarınımızı AKP’nin pençesinden kurtarmak için bir araya geliyoruz” iddiası ile çelişiyordu. Çünkü “bağımsız duruş” adına AKP düzenine karşı yapılmış ittifak çağrısı ortada bırakılıyordu. Nihayetinde ittifak ortak talepler için kurulmuş/kurulabilecek bir birliktir ve hiçbir siyasi yapının kendi ideolojik duruşundan vazgeçmesi gibi bir koşula dayanmaz. Öte yandan BHH’nin altını çizdiği “AKP’yi durdurmak neoliberal-piyasacılık karşısında halkçı/kamucu ekonomik politikaları, gericilik karşısında özgürlükçü ve laik yaşamı, otoriterlik ve faşizm karşısında demokrasi, açıklık ve halk iradesini, emperyalizme karşı bağımsızlığı, mezhepçilik ve milliyetçiliğe karşı Kürt ve Alevi yurttaşların eşitliği” gibi toplumsal talepler de HDP-EMEP ittifakının temel demokrasi talepleri olarak belirtilmişti.

Dolayısıyla BHH’nin seçim açıklaması aslında halkın taleplerinden önce, BHH’nin kendi ihtiyaçlarına dayanıyordu. BHH böylesine genel ve belirsiz bir açıklamayı, CHP ve HDP arasında gelip giden bileşenlerini bir arada tutmak için yapmıştı. Zaten ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş da KCK’den Duran Kalkan’ın ittifak çağrısıyla ilgili sorulan bir soruya “BHH içten ve samimi bir harekettir. Anca beraber, kanca beraber. Seçimlerde de ne yapacaksak, hep birlikte yapacağız” yanıtını vermişti. Yine BHH Yürütme Kurulu’ndan Merdan Yanardağ da konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede ittifak çağrısının ÖDP’ye yönelik olduğunu ve BHH’yi bağlamadığını söylemiş ve “Haziran Hareketi’nin bileşenlerinden sadece birinin bile ayrı hareket etmesi cepheyi dağıtır” demişti. 

Sonra ne mi oldu?

BHH’nin ülkenin ve halkların ihtiyaçlarından önce bileşenlerin bir arada tutulması ihtiyacı temelinde belirlediği seçim stratejisi Türkiye’de “yalnız komünistlerin söyleyebilecekleri sözler biriktiği” için çatırdadı! Uzun bir süreden beri komünizm soslu bir şovenizmin temsilciliğini yapan KP, seçimlere girme kararı aldı. KP, seçime girme gerekçesini isim vermeden “AKP’ye alternatif olmayı iddia eden” HDP’ye karşı “halka gerçekleri söylemek” biçiminde açıklıyor. Kemal Okuyan, Aydemir Güler gibi Kürt halk mücadelesine bir kulp takmak için (burada Kobanê’de IŞİD kuşatmasına karşı verilen mücadelenden AKP’yi Öcalan ile görüşmeye zorlayan sürece kadar Kürt hareketinin attığı her adımda emperyalizm parmağı ve AKP işbirlikçiliği keşfeden değerlendirmeleri sadece hatırlatıp geçelim) kırk takla atan isimlerin temsil ettiği bir siyasetten daha fazlası beklenemezdi doğrusu. Seçimlere girme gerekçesine bir de  “işçi sınıfını temsil etmek” gibi her tarafından burjuva sosyalizminin üstenciliği sırıtan bir açıklama eklenince tam oluyordu! 
Uzatmayalım. KP’nin bu açıklamasından sonra BHH bileşenlerinden Emekçi Hareket Partisi de HDP’yi destekleme açıklaması yaptı. 

ÖDP’nin HDP’yle ittifak yapması ihtimaline karşı ne diyordu Merdan Yanardağ?

“Bileşenlerden sadece birinin bile ayrı hareket etmesi cepheyi dağıtır.”

Şimdi artık BHH’nin ortak tutum takınması gibi bir durum söz konusu olmadığına göre, “ÖDP ne yapacak?” sorusunu tekrar sorabiliriz. Çünkü AKP iktidarında ifadesini bulan burjuva gerici düzenin saldırganlığına ve Erdoğan’ın diktatörlük peşinde koşmasına karşı yapılmış ittifak çağrısı hâlâ orta yerde duruyor ve artık BHH için de dünden farklı bir durum söz konusudur. Ortaya çıkan yeni durum daha önce yazdığımız gibi BHH’nin Kürt sorunu ve ülkenin demokratikleşmesi mücadelesiyle imtihanının devam ettiğini göstermektedir. Bugün ÖDP, HTKP gibi partiler başta olmak üzere BHH bileşenlerinin tutumlarını gözden geçirmesi için geç kalınmış değildir. Sonuçta emekçi sınıflar ile haklarımızın ihtiyacı ve bizim beklentimiz, söz konusu çevrelerin ülkenin geleceği bakımından kritik bir önem taşıyan Haziran seçimleri sürecinde HDP’de oluşturulan ittifaka katılmaları ve bu mücadelede birlikte yürüme yönünde karar almalarıdır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...